Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
44,7188
Dolar
Arrow
39,1720
İngiliz Sterlini
Arrow
53,2762
Altın
Arrow
4246,0000
BIST
Arrow
9.474

'Kararlılıkla' talep etmişler!

Dedi ki; emri hak vaki olana kadar buradayız...

Zaten biliyorduk, emri hak vaki olana kadar “burada” olmak istediğini.

Sürpriz değil.

DEM açık oynamaya niyetlenince daha düne kadar temkinli konuşmayı tercih eden Tayyip Erdoğan da ağzındaki baklayı çıkarıverdi.

Siyaseten çok fazla vaktinin kalmadığını biliyor.

Arkasında eskisi gibi bir halk desteği bulunmadığını da.

Acele etmezse, bardağın taşması an meselesi.

Dua etsin, Özgür Özel sağda solda sürekli miting yaparak yurdum insanının gazını alıyor.

Ama işini şansa bırakmaya niyeti yok.

Bu yüzden adımlarını hızlandırmaya başladı.

"10 hukukçu arkadaşımızı görevlendirdim ve arkadaşlarımız çalışmaya başlayacak. Bu çalışmayla birlikte inşallah yeni anayasa hazırlık çalışmalarını yürüteceğiz" açıklamasının altını kalın kalemle çizmek lazım.

Meclis'in “Terörsüz Türkiye” komisyonunun da yeni yasama yılında çalışmaya başlayacağı kesin gibi!

İktidarın içi boş cümlelerine rağmen DEM, meseleyi yavaş yavaş ete kemiğe büründürüyor.

Geçen hafta, Demokratik Yerel Yönetimler Ara Dönem Toplantısı filan diyerek açık açık iktidara nereden başlaması gerektiğini söylediler.

Toplantı sonrasında 7 maddelik bir talep listesi açıkladılar.

Kayyım atanan tüm belediyelerin kayyımlarının geri çekilmesini ve seçilmişlerin görevlerine iade edilmesini, kayyım atanmasına olanak tanıyan 5393 Sayılı Belediyeler Kanunu’nun ilgili maddelerinin düzenlenerek kayyım atamalarının son bulmasını, Siyasi Partiler Kanunu’nda yer alan eş başkanlık tanımının, Belediyeler Kanunu’nda da tanımlanmasını, merkezi idarenin, yerel idareler üzerindeki idari ve mali vesayetinin ortadan kaldırılmasını, “temsili demokrasiyi aşarak halkın doğrudan karar süreçlerine dahil olduğu” mahalle meclisleri, kent konseyleri, köy komünleri gibi demokratik örgütlenme alanlarının yasal olarak güvence altına alınmasını, belediyeler ve il özel idareleri kanunlarında, bu kurumların yetkisini kısıtlayan yasa maddelerinin yeniden gözden geçirilerek, yerel demokrasi ilkesi çerçevesinde düzenlenmesini istediler.

Bu taleplerin hepsi üç aşağı beş yukarı aynı noktaya odaklanıyor ama listenin 7’nci maddesinin üzerinde ayrıca durmak lazım.

DEM, “Türkiye’nin, Avrupa Yerel İdareler Özerklik Şartına koyduğu çekincelerin kaldırılmasını kararlılıkla talep ediyoruz” açıklamasıyla topu karşı tarafa attı.

Elbette Tayyip Erdoğan'ın kısa süre önce yerel idarelere dair düzenleme yapılması ihtiyacına işaret etmiş olması tesadüf değil.

Neohamidyen rejimin İslamcı-Kürtçü bir federasyona doğru gidişine uygun bir zemin hazırlandığı ortada!

DEM, özellikle bu sözleşmedeki çekincelerin kaldırılmasını istiyor ki köpeksiz köyde çomaksız gezer gibi rahatça hareket edebilsin.

Bu kendileri açısından kritik önemi haiz...

Eğer Türkiye çekincelerini kaldırır, sözleşmenin gereğini yerine getirip mevzuatını buna göre değiştirirse...

Gelin neler olabileceğini alt alta sıralayalım:

En önemlisi, bugünün ahval ve şeraiti içinde Türkiye’nin üniter yapısı fiilen ortadan kalkmış olur.

DEM'in elinde olan belediyeler bağımsız karar alma yetkilerini kullanmaya başlar, merkezi idareye açık açık meydan okuyabilecek gücü ellerine alırlar.

Ankara'nın kontrol mekanizmaları büyük ölçüde kağıt üstünde kalır.  

Mali kaynaklara doğrudan erişebilirler; bu, Kürtçü/ayrılıkçı siyasetin finansmanına kuvvetli bir kaynak oluşturur.

DEM'ci belediyeler uluslararası kuruluşlarla doğrudan ilişki kurabilir. Türkiye'nin egemenliği tartışmaya açılır.

Meselenin demokrasiyle, insan haklarıyla, hukukun üstünlüğüyle filan ilgisi yok. Bütün mesele, 2002'den beri Atlantik ötesinden gelen kimlik siyaseti rüzgarıyla yelkenlerini şişirip iyice şımaran Kürtçülerin tatmin edilmesi...

Ötesi lafı güzaf!

DEM için Türkiye'nin çekincelerini kaldırması, son derece büyük bir fırsat olacaktır. Bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesine bakar, tıpkı İstanbul Sözleşmesi'nde olduğu gibi.

Ortalığı velveleye verecek kimse de yok. O yüzden tereyağından kıl çeker gibi halledilebileceğini düşünüyor olmalılar.

Yeter ki, Tayyip Erdoğan “peki” desin.

Bunun farkındalar, o yüzden “kararlılıkla talep” etmişler.