Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8822
Dolar
Arrow
34,0393
İngiliz Sterlini
Arrow
44,9689
Altın
Arrow
2822,0000
BIST
Arrow
9.758

Katil!

21 Ağustos'ta Diyarbakır'ın Tavşantepe Köyü'nde, 8 yaşındaki Narin acımasızca katledildi.

Henüz hayatının baharındaydı.

Gözleri ışık saçan, cıvıl cıvıl bir çocuktu.

Belki de en güvenli olduğunu düşündüğü yerde; köyünde, yuvasında bir cinayete kurban gitti.

Yaşıtları gibi pazartesi günü ilkokulundaki sınıfına adım atamadı, onun yerine kara toprağın bağrına girdi.

Kim bilir ne hayalleri, hayata dair ne umutları vardı.

Başından bu yana her gün, her saat, her dakika patlamış büyük bir çıbandan akan pis irin gibi ortaya saçılan bilgiler; Narin'i, en yakınında olan, en güvendiği insanların hayattan kopardığını gösteriyor.

O köyde, masum bir çocuğun canına mal olacak kadar hangi kirli sırlar var, şimdilik bilmiyoruz.

Anlayabildiğimiz kadarıyla Narin'in öldürülmesi, sadece bir aile trajedisi değil.

Daha fazlası...

Altını kalın kalemle çizerek yazalım:

Narin, kollektif bir şekilde öldürüldü.

Ak sakallı tarih baba, kara kaplı defterine ailesini, Tavşantepe Köyü'nde yaşayan ve sessiz kalarak cinayetin üstünü örtmeye çalışan akrabalarını, köylülere susun diyen aşiret önde gelenlerini; hepsini ama hepsini cinayetin failleri olarak yazacak.

Bu vahşet vicdanlarına yük olur mu, bir şey söylemek zor ama ne olduğunu bilip de konuşmayan herkes cinayetin suç ortağıdır.

Bu, sadece “örgütlü cehalet” ve “korkuyla” açıklanabilir mi!

Öyle iddialar ortaya atılıyor ki, adeta insanın kanı donuyor.

Aslında Narin'in cansız bedeninin günler önceden bulunduğu, ama sonra ne olduysa, yeniden yok edilmeye çalışıldığı; hatta işin ucunun iktidara dokunmaması için Diyarbakır'a talimat gittiği bile söyleniyor. Galip Ensarioğlu, vaziyeti açık ettiği için Saray'da birileri küplere binmiş. O yüzden, çıkıp siyaseti bırakacağım filan diyerek kendince af dilemeye kalkıyor.

Ez cümle gerçekler bugün olmasa bile yarın, öbür gün mutlaka ortaya çıkacak.

Ama cinayet çok farklı yönleriyle memleketin gündeminde kalmaya devam edecek gibi...

Mesela, bu süreçte feodal ilişkileri, dinci, muhafazakar zihniyetleri; siyasal İslamcı siyasete, iktidar partisine yakınlıkları filan derken bir de baktık ki, köyde inanılmaz bir zenginlik var.

Öyle böyle değil.

Güran adını taşıyan oto galerileri, çakarlı son model Mercedesler, milyon dolarlık arabalar; Tiktok videolarına yansıyan lüks ve şatafat...

İnşaat ustası olan itirafçı Nevzat Bahtiyar bile ayda 300 bin TL kazanıyormuş.

Zenginlikleri sadece 6 bin dönüm olduğu söylenen sulak arazide ekilen pamuk ve mısırdan mı geldi! Yoksa kimsenin bilmediği bir takım illegal işler mi dönüyor. Kimler, bu işlerin neresinde?

Bu ve benzeri düzinelerce soru cevap bekliyor.

Biz belki, bir süre sonra Narin'i kimin ve neden öldürdüğünü öğreneceğiz ama arkasındaki karanlık zihniyeti ve o zihniyetin beslendiği sosyolojiyi anlamamız çok daha önemli.

Bunu anladığımız, ona göre bir tavır belirlediğimiz zaman, belki başka Narinlerin katledilmesinin önüne geçme şansımız olur.

Söz konusu zaviyeden baktığımızda mesele kritik önemi haiz çünkü İslamcı Kürtleri oy deposu olarak gören mevcut iktidar, bölgede tam olarak bu sosyolojiye yaslanıyor.

Seçimde gelen blok oylar sağa sola kaçmasın diye dinci, muhafazakar, feodal aşiret yapılarını itinayla ayakta tutuyor. O yüzden, eğitimsizliği, cehaleti besliyor; küçücük çocuklara Kuran kurslarında format atıyor; erkek egemen, ortaçağ artığı sistemin verdiği role uygun yetişmelerini sağlıyor.

Şeyhler, şıhlar, ağalar zaten pek memnun. Düzenleri bozulmamış, hatta iktidarın desteği ile güçlenmiş oluyor.

İşte bu nedenle güzeller güzeli Narin'in acımasızca katledilmesinin arka planı “flu” kalmamalı ki, bölgedeki çağ dışı zihniyetten siyasal İslamcı iktidara kadar uzanan silsileyi yurdum insanı bütün çıplaklığıyla görebilsin, anlayabilsin.

Hiç uzağa gitmeyelim.

15 Temmuz'da FETÖ'cülerin ümüğüne çöküp esir aldığı AKP paşası, geçen gün çıktı, “Eğitimin amacı bilgi edinmek değildir” dedi.

Eğitimin amacının bir Allah korkusu iki kuldan utanmak olduğunu söyledi.

Sonra devam etti:

“Eğer bu verilmezse şu gördüğümüz tablo olur.

Bu sefer ateistle mi deistle mi uğraşacaksınız?

LGBT ile mi uğraşacaksınız, Uyuşturucuyla mı uğraşacaksınız?”

Bunları söyleyen, bir zamanlar Genelkurmay Başkanlığı yapmış bir şahsiyet.

Dehşete düşmemek elde değil!

Acaba tekaüt olduktan sonra vekillik kesmediği için Şeyhülislam özentisi Ali'nin yerine göz dikmiş olabilir mi, bilmiyoruz ama Bursa Anadolu Lisesi'nden arkadaşım kıymetli yazar dostum Berrin Yelkenbiçer'in dile getirdiği gibi Türkiye'nin  Narin gibi çocuklarını koruyamamasının arkasında Hulusi'nin söylediklerindeki kafa yapısı var.

Memleketin bu kafa yapısından ivedilikle kurtulması, yeniden cumhuriyetin kurucu ayarlarına dönmesi gerektiğine güçlü şekilde vurgu yapalım, eğer bu devran böyle devam ederse daha çok Narin bu hayattan kopup gider diyerek yazımıza noktayı koyalım.