Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,2956
Dolar
Arrow
35,8002
İngiliz Sterlini
Arrow
44,5790
Altın
Arrow
3170,0000
BIST
Arrow
10.082

Korku dağları bekliyor!

Gözünü kararttığı çok belli.

Züccaciyeciye girmiş fil gibi ortalığı kırıp dökmekte.

Karşısında, Türkiye'yi ayağa kaldıracak bir muhalefet yok. Bunu bildiği için köpeksiz köyde çomaksız gezer gibi, rahat.

Ha keza, öbür tarafta zaten ölüm uykusuna yatmış yurdum insanı... 

Zalimin zulmünü, zemherinin ayazını yemekten bitap düşmüş olsa da sanki kaderine boyun eğmiş.

Bardak ne zaman taşar ya da taşar mı, kim bilir!

Salı günü, "altın vuruş öncesi mıntıka temizliği" yaptığını söylemiş, "Bütün derdi, emri hak vaki olana kadar o koltukta oturmasını, kurduğu rejimin kendisinden sonraya kalmasını sağlayacak bir Anayasa değişikliği…" demiş, bunun önünde engel gördüğü artık kim varsa, sindirmek için elinden geleni yaptığını dile getirmiş, "Vurdukça vuruyor, kırdıkça kırıyor. Gıkını çıkarının ümüğüne çökmek için aportta bekliyor. Millet neredeyse gölgesinden korkar oldu" diye yazmıştık.

Sonrasına dair planlamalarını, Ankara'nın derin mahfillerinden bilgilerle aktarmak için bugüne randevu vermiştik.

Yazının mürekkebi kurumamıştı ki, Halk TV çalışanlarını gözaltına aldılar. Aralarında Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş da var.

Güç gösterisi yapıyor ama aslında korku dağları bekliyor; korktukça hırçınlaşıyor, hırçınlaştıkça korkuyor.

Duracağını düşünmek safdillik olur.

Bedeli ne olursa olsun Anayasa değişikliği yapmakta kararlı!

En kısa sürede gerçekleştirmek istiyor.

Üç, dört versiyonu olan bir metin üzerinde çalışıyorlarmış. Çok tepki çekmemek için kritik maddelere ince ayar yapıldığı söyleniyor. Kamuoyuna yansıyanların dışında bir ya da iki sürpriz çıkabilir.

DEM'cilerle çoktan anlaşma sağlanmış, el sıkışmışlar. Ortada "süreç" filan yok. Zamana yayıyorlar. Yani, "alıştıra alıştıra..."

Geri kalanı kameralar önünde oynanan tiyatro.

Yurdum insanına yedirmeye çalıştıkları şekliyle, terör örgütünün silah bırakması söz konusu değil.

Kandil'dekiler, belli bir takvim içinde Irak'tan çıkıp, Suriye Demokratik Güçleri'ne katılacak. 

Modaliteleri çoktan belirlenmiş.

Lider kadrosunun durumu halen Amerikalılar ile konuşuluyormuş. 

Mart ayına kadar, bu görüşmelerde ilerleme sağlanması bekleniyor.

Nevruz'da yani 21 Mart'ta önemli gelişmeler bekleyebiliriz.

PKK'nın Irak'ın kuzeyindeki varlığının, Suriye'ye taşınması yurdum insanına, "terörün kökünü kazıdık. PKK kendisini lağvetti" diye pazarlanacak.

Burada yürütecekleri ikna harekatı için DEM'e ve Abdullah Öcalan'a ihtiyaçları var.

En çok yandaş gazetecilere ve trollere güveniyorlar.

Sosyal medyaya, muhalif kanallara, emekli paşalara, "strateji ve güvenlik" uzmanlarına ayar gelebilir. 

Buna karşı çıkacak ya da engellemeye çalışacak kim varsa, susturmakta kararlılar.

Halkın bu meseledeki hassasiyetini bildikleri için, "aykırı ses çıkaranları" ya da çıkarma ihtimali olanları şimdilen kontrol altına alıyorlar.

Tayyip Erdoğan da "terörü bitiren lider" olarak parlatılacak.

Muhtemel bir erken seçimde stratejiyi bunun üzerine kuracaklar.

Abdullah Öcalan'ın silah bırakma çağrısı, İmralı'dan çıkması için gerekçe olabilir.

İhtimal diyecekler ki, bakın terörün bitmesine katkı sağladı, cezasını da çekti sayılır, bari ev hapsi verelim de, barışın devamının güvencesi olsun.

Ama burası biraz sıkıntılı çünkü, meselenin güvenlik boyutu var. Mesela, Ankara'da ev hapsine çıktı, güvenliği nasıl sağlanacak!

Kapısına, polis mi dikecekler, jandarma mı! 

Yoksa PKK militanlarını mı!

Bunu gönüllü olarak kabul edecek güvenlik görevlisi var mı memlekette?

Zaten, Abdullah Öcalan İmralı'dan çıkmaya şimdilik pek niyetli değil.

Ancak...

Asıl mesele, sonrası!

Diyelim, her şey planladıkları gibi gitti.

Anayasa değiştirildi, Kürtçüler bütün istediklerini aldı, Tayyip'in ömrü boyunca Cumhurbaşkanı olmasının önü açıldı; Neo Hamidyen rejim tekemmül etme noktasına geldi.

Yurdum insanı bunları nasıl hazmedecek, hazmedebilecek mi...?

40 küsur yıldır devam eden terör bile Türklerle Kürtler arasındaki gönül bağını koparmamışken ya sosyal barış bozulursa...

Ortaya çıkacak tepki, sokaklara taşarsa...

Sağ kesimde büyük bir kırılma baş gösterirse...

İktidara karşı güçlü bir milliyetçi blok ortaya çıkarsa...

Çok sayıda soru şimdiden kafalarını kurcalamaya başlamış. 

Çünkü, Anayasa değişikliğinden sonra -eğer yaparlarsa- erken seçime giden süreci nasıl atlatacakları, bu soruların cevaplarıyla yakından ilişkili.

Hiçbiri ihtimal dışı değil.

Hep birlikte bekleyip göreceğiz, diyerek yazımıza noktayı koyalım.