Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,5658
Dolar
Arrow
33,9499
İngiliz Sterlini
Arrow
44,6408
Altın
Arrow
2814,0000
BIST
Arrow
9.577

Lozan’ın gizli maddeleri!

Süresi 100 yıl sonra dolacak ve Türkiye prangalarından kurtulacaktı. 

Kimsenin bilmediği gizli maddeleri vardı. 

Şöyle merak edip okuyanların gözüne çarpmıyordu tabi. 

Adı üstünde bunlar gizli maddelerdi.

Öyle herkes görsün diye yazılmamıştı; gönül gözü açılmış, ehli sünnet sahibi olanlar, bu maddeleri, kozmik kasaların içinden bulup çıkardıktan sonra okuyup ifşa etmişler ve tarihin akışını değiştirmişlerdi.

Türkiye’nin petrolünü, madenlerini çıkarması ve işlemesi üzerindeki yasak, 23 Temmuz 2023 itibarıyla kalkacak, ülkemiz Allah’ın izniyle Reisimizin önderliğinde şaha kalkacaktı.

Ne de olsa Türkiye Yüzyılını yaşıyorduk. 

Bizi kıskanmakta olan Almanya artık çatır çatır çatlayabilirdi!

Şaka değil…

14-28 Mayıs seçimi öncesinde açık açık bu ahlaksız propagandayı yaptılar ve oy istediler.

Lozan Anlaşması’nın gizli maddeleri olmadığını, süresinin 100 yıl sonra dolmayacağını kendileri bal gibi biliyordu ama el altından bu yalanı desteklediler. 

Nasıl olsa CHP, “artık bu kadarına da kimse inanmaz” diyerek ortadaki garabeti görmezden geliyordu.

İktidardakiler, Makyavel’e bile rahmet okutuyordu.

Hz Google’a sorduğumuzda, bu alçak propaganda malzemesinin ilk kez 13 Haziran 2022’de bir Facebook paylaşımıyla servis edildiğini öğreniyoruz.

Zihinleri fısıltı gazetesi ile beslemeye meraklı olan siyasal İslamcılar bu fırsatı kaçırmadı.

Ama vatandaşın biri çıktı CİMER’e sordu. Yok, böyle bir şey, cevabını aldı. Resmen yalanlanmasına rağmen verdiler coşkuyu, verdiler gazı!

Nasıl yani, demeyin. 

Bir zamanlar İsmet İnönü’nün asker kaçağı olduğuna da inanmışlardı.

Aldı yürüdü…

Umutlarını tüketmiş, hayata dair hemen hiçbir beklentisi kalmamış, üç kuruşa yaşamak zorunda kalıp kabir azabını bu dünyada çektiğini düşünen insanların hayal dünyasına sığınma eğilimlerini bir güzel kullandılar. Bir kısmı da zaten inanmaya teşneydi.

Sonra unutuldu gitti.

Kimse çıkıp “hani nooldu Lozan’ın gizli maddeleri” demedi.

Karadeniz’deki doğalgaz, Gabar’daki petrol gibi yurdum insanının balık hafızasına emanet edildi.

Seçimden sonra Türkiye’nin şahlanmasını bekleyenler, verdikleri yetkinin etkisini bir güzel gördü. 

Enflasyon patladı, ekonomi çöktü. Ülke freni patlamış kamyon gibi uçuruma doğru sürüklenmeye başladı.

Salı günü Erzincan İliç’te yaşanan maden faciasından sonra Lozan’ın gizli maddeleri nedeniyle Türkiye’nin yer altı kaynaklarını değerlendiremediğine inanan, AKP’ye oy vermiş bir Allah’ın kulu çıkıp, “Ya arkadaş, hani elimiz kolumuz bağlanmıştı, hani madenlerimizi işletemiyorduk. Öyleyse, bu altın madenin orada ne işi var” diye düşünmüş müdür?

Hafızalarını tazeleyelim. O maden şirketi, 2010 yılından beri orada faaliyet gösteriyor.

Geçtim cumhuriyet kurulduktan sonra atılan adımları; ETİ Bank’ı, Türkiye Taş Kömürü Kurumu’nu, Türkiye Petrollerini filan. 

AKP’den önce Türkiye’de buzdolabı, traktör, ultrason cihazı, MR, hatta ambulans olmadığına inanan insanların, asıl Lozan’da kapitülasyonların kaldırılmasıyla ülkenin prangalarından kurtulduğunu bilmelerini beklemiyorum ama İliç’teki felakete bakıp “acaba” deyip demediklerini de merak ediyorum.

2002’den sonra tüm cumhuriyet döneminde çıkarılmış olanların yüzlerce katı maden arama ruhsatı verildiği biliniyor. Gizlisi, saklısı yok. 

Ülkenin havasını, suyunu, taşını, toprağını, deresini, denizini, ormanını, kuşunu, böceğini yok etme pahasına devam ediyorlar.

Yeter ki para gelsin!

Ama burada mesele, AKP ya da yabancı şirketler değil. 

Asıl düşündürücü olan yurdum insanının ülkesine karşı işlenen bu suçlara göz yumması, siyaseten buna cevaz vermesi.

Hakkını yemeyelim, insanlar Karadeniz’de, Kaz dağlarında, Akbelen’de, Bergama’da, Artvin’de ve pek çok yerde direnip eylem yaptılar, tepkilerini gösterdiler, ellerinden geldiğince seslerini duyurmaya çalıştılar.

Ama yetmiyor.

Halkın kahir ekseriyetinin bunun faturasını seçim sandığında iktidara kesmesi gerekiyor.

Kesiyor mu? Hayır! 

Facianın yaşandığı Erzincan’da son seçimde AKP’ye çıkan oy yüzde 38,7, İliç’te ise yüzde 40,4. 2019’daki yerel seçimde ise İliçliler’in yüzde 55,3 yine AKP’ye oy vermiş.

İlçede muhafazakâr bir çoğunluk var. Ancak üzerinde yaşadıkları topraklar yağmalanıp yabancılara peşkeş çekilirken yöre insanının neyi nasıl muhafaza ettiği sorusunun cevabı havada kalıyor.

Anlaşılıyor ki bu ilçede yaşayan neredeyse iki kişiden biri halinden memnun, çoluklarının çocuklarının siyanür buharı solumasını umursamıyorlar.

Madeni işleten şirketin yöre halkına ses çıkarmaması için 130’ar bin TL dağıttığı ileri sürülüyor.

Doğru mu yanlış mı, bilinmez ama değil 130 bin, 130 milyar TL dağıtmış olsa bile insan para için çocuklarının sağlığından vazgeçebilir mi?

Yazıyı bağlamadan önce okuyucularımıza, meraklılarının beğeni ile izlediği “True Detective” isimli dizinin, Alaska yerlilerinin yaşadıkları bölgenin kirletilmesinin önüne geçmek için bölgede maden şirketine karşı verdiği mücadeleyi konu eden ve gerçek olaylara dayandırılmış son sezonunu izlemelerini salık verelim.

Son olarak on puanlık uzman sualini, “Neden yurdun insanı Alaska yerlileri kadar duyarlı olamıyor“ diyerek soralım ve yazımıza noktayı koyalım.