Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,3818
Dolar
Arrow
34,6450
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5963
Altın
Arrow
2931,0000
BIST
Arrow
9.636

'Lozan'ın gizli maddeleri' kalmadı, 'İngilizlerle gizli anlaşma' verelim!

Son birkaç senedir fısıltı gazetesi üzerinden ahlak dışı bir propaganda yürütüyorlardı.

Güya Lozan Antlaşması’nın, Türkiye'nin yer altı zenginliklerini çıkarmasına mani olan bazı gizli maddeleri varmış; 2023'te, yani imzalanmasından 100 yıl sonra süresi dolup geçersiz kalacağından biz de petrolümüzü, doğalgazımızı, altınlarımızı çıkarabilecekmişiz ve zengin olacakmışız.

Şaka gibi gelebilir ama iktidarın tetikçisi bir gazete bu gizli maddeleri yayınladı!

Evrakta sahteciliğe ya da halkı yanıltıcı bilgileri alenen yayma suçuna girer mi, orasını bilmiyoruz!

Ama şunu demek istiyorlardı; Atatürk ve İnönü Lozan Antlaşmasıyla Türkiye'yi fakir kalmaya mahkum etti. Tayyip, iktidarda kalırsa cukkkayı dolduracaksınız. Hiç düşünmeyin oyunuzu gidip yine Tayyip'e verin.

Yurdum insanının kâhir ekseriyeti, “faiz sebep, enflasyon sonuç” saçmalığı yüzünden açlık sınırının altında yaşamak mecburiyetinde kalmış olduğunu bile unutup bu yalana inanmayı tercih etti.

Mührü Tayyip'in üstüne bastı.

Seçimden iki ay sonra yani Lozan Antlaşması'nın yüzüncü yılını doldurmasının ardından kimse çıkıp “nooldu bu gizli maddelere, hani cümbür cemaat zengin olacaktık” diye sormadı, sorgulamadı.

Eğri oturup doğru konuşmakta yarar var, yurdum insanı bu yalana inanmaya zaten teşneydi.

Eğer öyle olmasaydı, vaktinde birileri böyle ahlaksız propaganda üzerinden yürürken, “Yahu arkadaş, madem yeraltı zenginliklerimizi çıkarmamız yasaktı, memleketteki bu kadar kömür, bakır, altın madeninin işi ne? Batman'da petrol zaten çıkmıyor mu?” diye tepki gösterirdi.

Ama bunun zahmetine katlanmadı, iktidarın beslediği yalanların kulaktan kulağa dolaşmasına destek çıktı, oyunu Tayyip'e  vermek için kendine bahane yarattı.

Sonucunu hepimiz gördük.

Şimdi yine benzer bir yalan fırtınasının estirilmeye çalışıldığına şahitlik ediyoruz; tam da Tayyip'in yeniden aday olmasını sağlayacak bir Anayasa değişikliği konuşulurken.

İktidarın tetikçilerinden, tarihçiliği ve araştırmacılığı kendinden menkul biri geçenlerde sosyal medyada “Lozan Antlaşması öncesinde İngiltere ile gizli bir antlaşma imzaladık. Buna göre hilafetin ve din eğitiminin kaldırılması Lozan’ın ön şartıdır” diye üfürdü.

Her ne kadar görünürde, camiler satıldı, ahır yapıldı, Kur’an öğrenmek yasaklandı, diyen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in saçmalamalarına kendince destek çıkmak için böyle bir paylaşım yapmış olsa da klasik İslamcı tavrıyla yalan dolan üzerinden Atatürk ve İnönü'ye vurmak, Cumhuriyet'in aydınlanmacı paradigmasına karşı hastalıklı zihinlerinde yarattıkları “alternatif tarih” üzerinden dinci kesimi tahkim etmek için uğraştığı ortada

Açıkça demek istiyorki, Atatürk, İnönü İslam'a karşı hilafete karşı İngilizlerle işbirliği yapmıştır.

Bunun, fısıltı gazetesiyle dolaşıma sokacakları yalan ve iftira silsilesinin lansmanı, aynı zamanda Anayasa değişikliği pazarlıkları ile seçim sath-ı mailinde yürütecekleri propagandanın çerçevesine dair bir işaret fişeği olduğunu söyleyebiliriz.

Kendilerince alttan alta, Türkiye'de Anayasa’nın değişmesi ve resmen olmasa bile Tayyip'in uhdesinde fiili bir hilafetin ihdas edilmesi için zemin oluşturmaya çalışıyorlar.

Akıllarınca ortaya attıkları uyduruk belgelerle buna meşruiyet sağlayacaklar!

Ezcümle yine din, iman, Allah, kitap, diyecekler ve bunun karşısına da her zaman yaptıkları gibi CHP'yi konumlandıracaklar.

Lozan'ın gizli maddeleri olduğuna inanan yurdum insanı, Atatürk ve İnönü'nün İngiltere ile gizli bir anlaşma yaptığına inanır mı?

Muhtemelen inanır.

Eğer vaktinde birilerinin, “İsmet İnönü asker kaçağıdır” propagandası ile oy isteyebilme cesareti olduysa, aynı zihniyetin temsilcileri “Atatürk, İngilizlerle gizli anlaşma yaptı” yalanını da bu kadar kolay atabilir.

Zurnanın zırt dediği yer burası...

Çünkü iktidar, CHP'de bu oyunu bozabilecek kurmay aklı olmadığını çok iyi biliyor.

Tayyip, Özgür Özel ile kedinin kuyruğu ile oynadığı gibi oynuyor. İstediği zaman dövüyor, istediği zaman seviyor. 

Ne yaparsa yapsın, parmağını şıklattığında, karşısında el pençe divan duracağının farkında.

Gün olup devran dönerse, Türkiye'nin yaşamakta olduğu bu anomalik dönemi açıklamak için siyaset bilimciler kadar sosyal psikologlar da çalışmak zorunda kalacak diyelim ve yazımıza noktayı koyalım.