Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
48,1615
Dolar
Arrow
41,1780
İngiliz Sterlini
Arrow
55,6235
Altın
Arrow
4755,0000
BIST
Arrow
11.288

Netanyahu'yu kurtarma operasyonu!

Kitabın ortasından konuşalım.

Trump'ın 20 maddelik planı, barış filan vadetmiyor. Bu, Netanyahu'yu kurtarma operasyonudur.

Bu kadar açık!

Kim ne derse desin, iki yıldan bu yana Gazze'de istediğini bir türlü alamadı. On binlerce masum Filistinlinin kanına girdi ama ne askeri ne de siyasi hedeflerine ulaşabildi.

Üstelik, “soykırımcı” damgası yedi.

Sudan bahanelerle İran'a, Suriye'ye, Katar'a saldırıp ne kadar güvenilmez, hukuk tanımaz olduğunu cümle aleme gösterdi.

İsrail'in itinayla oluşturduğu “İkinci Dünya Savaşı'nda yok olmanın eşiğine gelen mazlum bir halkın kurduğu devlet” imajını erozyona uğrattı, uluslararası camiada siyaseten büyük mevzi kaybetti.

Bilhassa Katar'daki Hamas üyelerini bombalamasından sonra vaziyet daha vahim bir hal alıyordu ki Trump devreye girdi.

Bunun böyle gitmeyeceğini görmüştü.

Netanyahu aklını, fikrini, insanlığını, vicdanını kaybetmiş halde sağa sola saldırırken aslında İsrail'e zarar veriyor, bu da bir noktada bölgedeki Amerikan çıkarlarını tehlikeye atıyordu.

Gözü dönmüş caniyi içine düştüğü bataklıktan kurtarmak için düğmeye bastı, sözüm ona Gazze için barış planı hazırladı. Böylece hem Netanyahu'yu kurtaracak, İsrail'e imajını düzeltme fırsatı tanıyacak hem de emperyalizmin Ortadoğu'ya bir daha kalkmamak üzere çöreklenmesini sağlayacaktı.

Trump'ın “Tarihi bir fırsat” dediği de aslında tam olarak buydu.

Ama öncelikle Hamas'ın defterinin dürülmesi lazımdı ki işler istediği gibi gitsin.

Nasıl olsa kullanım müddeti dolmuştu. Elinin altında hazırda bekleyen o kadar çok terör örgütü varken modası geçmiş Soğuk Savaş aparatını harcamasının sakıncası yoktu.

İpini çekme kararı aldı. Zaten, İhvan'ın Arap Baharı'nda çuvallamasıyla geri sayım başlamış, 7 Ekim 2023'te bir şekilde düğmeye basılmıştı.

Ondan sonrası zaten tufan oldu. Hepimiz biliyoruz.

Geri kalanı Trump için sadece teferruat. Netanyahu'nun kadın, çocuk demeden katlettiği masum insanlar hiç bir vakit umurunda olmadı, akan kanın durması da! Yeter ki Amerika’nın ayağına basan olmasın.

Zaten planın oluru, olmazı hep İsrail'in menfaatine.

Müneccim paketinden sigara yakmadık, elimizde kristal küre de yok. Maddelere dikkatlice bakan ve bir miktar diplomasi okur yazarlığı olan herkes bunları görebilir.

Şimdi planı tatbik edecek zemini hazırlıyorlar. Bundan sonra vakit İsrail'in lehine işleyecek.

Sonrasında Trump'ın elini rahatlattığı Netanyahu, kaldığı yerden devam edecektir, kimsenin şüphesi olmasın; eğer ki Hamas bu planı kabul etmezse!

Ama iki ucu keskin kılıç.

Plana “evet” derse ve tatbikinde zorluk çıkarmazsa bu demek olacak ki, kendi varlığını yine kendi iradesiyle bitirecek.

Böylece Gazze sonsuza kadar elinden çıkacak, İhvancılık Filistin'de ya nihayetlenecek ya da nihayetlenme noktasına gelecek.

Ez cümle bir devir kapanacak.

Ya “Planı kabul etmiyorum” derse. İşte o vakit cehennemin kapıları yeniden açılacak. Netanyahu'ya istediği fırsatı vermiş olacak hem de iyi bir bahane ile birlikte!

Ondan sonra hep beraber; biz barış istedik, iyi bir plan hazırladık, akan kan duracaktı ama Hamas savaş istedi, diye dinleriz. 

Kimse çıkıp şimdiki gibi Filistinlilerin arkasında durmaz, duramaz, durmaya çalışsa bile eskisi gibi olmaz.

Ez cümle, şimdi çok ama çok önemli bir yol ayırımı var.

Hamas ya Gazze'deki Filistinlilerin artık kırılmaması, kanlarının oluk oluk akmaması, insanların biraz olsun nefes alabilmesi için kendi varlığından vazgeçmeyi göze alacak, bu emperyalist plana boyun eğecek ya da hem kendinin hem de Gazze'nin topluca berhava edilmesinin önünü açacak.

Kararı ne istikamette olursa olsun artık denklemin dışında kaldı. Uzatmaları oynuyor. Burada kritik önemi haiz olan mesele, kendi insanlarını, masum Filistinlileri gözden çıkarıp çıkarmayacağında.

Ne yazık, üçüncü bir yol şimdilik görünmüyor.

Tabi, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır, Suudi Arabistan ve bilhassa Türkiye'nin Gazze planına desteğini atlamamak lazım.

Bu planın arkasında durup aldıkları siyasi pozisyon son derece mühim.

Özellikle de Türkiye'nin.

AKP'nin de bir nevi İhvan iktidarı olduğunu düşünürsek, Trump'ın planına alkış tutup ideolojik paydaşını bu kadar kolay gözden çıkarmış olması neye delâlet eder; bu sorunun cevabını geçen hafta Tom Barrack vermişti.

Belli ki verilen o çok istediği meşruiyetin karşılığı sadece gaz, uçak, vergi indirimi filan değilmiş. İçinde Hamas da varmış!

Makyavel'e rahmet okutmaktan bıkmadı, diyerek yazımıza noktayı koyalım.