Özgür Özel, 31 Mart seçimlerinden sonra istisnasız her gün bir önceki günü mumla aratacak şekilde saçmalayarak neyi murad ediyor, rivayet muhtelif ama CHP'liler bu sebepten geçen yedi ayda fena halde yorgun düştü.
İlginç olan yaptığının, ettiğinin, söylediğinin yurdum insanında hemen hiçbir karşılığının bulunmadığını görmüyor olması, ısrarla ve inatla bunu bilmek istememesi.
Belli ki kafasında bir kurgu yapmış ve iman etmiş.
Tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz.
CHP içinde bilen var mı, o da meçhul.
Mektebi Mülkiye'den birinci sınıf talebesini getirip CHP'ye Genel Başkan yapsalar güncel gelişmeleri çok daha iyi okur, çok daha iyi siyasi strateji belirler.
Telafisi mümkün olmayan yanlışlarıyla CHP'yi güçten düşürüyor, seçmendeki umutsuzluğu arttırıyor.
Partisinin ideolojisi, ilkeleri belirsizleşti; kurucu felsefeyi temel alan kırmızı çizgileri silikleşti. Savruldukça savruluyor.
Bilgisi yok, birikimi yok, olanı biteni tahlil edemiyor.
Satranç oyuncusu olması gerekirken, pinpon topunun peşinde. Onu bile oynayamadığı zamanlarda gelişine vurup, “dubakalinoolcek” diye bekliyor.
Geçenlerde eski bir CHP'li dostuma, “Türkiye'nin yakın siyasi tarihinden hiç mi ders almamış” diye sordum.
“Ders alması için önce okuyup öğrenmesi lazım” dedi.
Vaziyet gerçekten çok vahim!
Hadi strateji belirleyemiyor, hesap kitap da mı yapamıyor?
Yumuşama, normalleşme, ılıklaşma filan derken Tayyip'in kayyım sopasını çıkaracağını hiç mi düşünmedi!
Mesela “kent uzlaşısı” diyerek DEM'cilerle Esenyurt'ta yapılan utangaç ittifaka iktidarın böyle bir darbe vurabileceğini hesap edemedi mi!
Tayyip'in DEM üzerinden CHP'yi dövmeyi hobi haline getirdiğini cümle alem biliyor.
Durum böyleyken Özgür Özel ve çevresindeki akıldaneleri hiç mi ihtimaliyat planlaması yapmadı?
Oysa düğün evinin tefçisi, ölü evinin yasçısı gibi sürekli sağa sola koşturup, millete yaranma derdine düşeceğine yandaş kanallarda ahkâm kesen beslemeleri dinlemiş olsaydı, altı ay öncesinden iktidarın kayyım sopasını nasıl ve ne zaman kullanacağını bilirdi.
Buraya kadar yaptıklarını bir ölçüde beceriksizlikle açıklamak mümkün.
Ama sonrasında işler beceriksizliğin ötesine geçiyor.
Yerel seçimden sonra bir de baktık ki Özgür Özel açık açık kimlikçi siyasetin bulanık sularında yüzmeye başlamış.
Nasıl kaptığı belli olmayan “etnikçilik virüsü” zihnini esir almış.
Altını kalın kalemle çizelim!
İktidarın kayyım atama siyasetine; halkın iradesini hiçe saydığı, hukuksuz olduğu, adaleti ayaklar altına aldığı için “ilkesel olarak” karşı çıkmak başka; üç beş tane Kürt oyu için DEM'ci ağzı ile tavır almak başka!
Karnımızdan konuşmadan açık açık yazalım, Esenyurt Başkanı Ahmet Özer DEM partili. Her DEM partili gibi O da, PKK'nın şemsiyesi altında siyaset yapıyor. Buradaki hukuksuzluğu eleştir, bu tür uygulamaların demokraside olmayacağına vurgu yap, iktidarın giderek otoriterleştiğinin göstergesi olduğunu söyle, “Bu 'iltisak' bahanesinden vazgeçin” filan de; ama PKK'nın DEM üzerinden yürüttüğü siyaseti meşrulaştırmaya çalışma. Kürtçülerin değirmenine su taşıma!
Mardin, Batman ve Halfeti belediye başkanlarının görevden alınmasından sonra sosyal medya hesabından kendince esti, gürledi, yağdı
Dedi ki, “Bu sabah Türkiye’de barış denilince ilk akla gelen siyasette diyaloğun en önemli isimlerinden Ahmet Türk ile birlikte iki seçilmiş belediye başkanına daha kayyum atandı. Günlerdir yaşananlardan hiçbir ders almadan, Söylenenlere hiç kulak asmadan, Seçimde kazanamadığı belediyelere el koyan, Islah edemediği siyasetçileri darbeyle görevden almaya cüret eden, Zihni bozuk, kalbi kötü, eli kirli, utanmaz arlanmaz bir pişkinlikle muhatabız. Uyarıyorum, Söz bitmek üzeredir. Bu kötülükle mücadele etmek için ne gerekiyorsa o yapılacaktır”
Hadi, her bulduğu fırsatta PKK'nın borusunu öttüren Ahmet Türk'e nağme yapmak sana mı düştü demeyelim ama madem söz bitti şimdi ne yapacaksın diye sormadan da geçmeyelim.
- Adın?
- Mülayim...
- Sert olsan ne yazar!
Tayyip, Özgür Özel'in bu açıklamasını okuduktan sonra büyük ihtimalle böyle düşünmüştür.
Siyaseten ne kadar döverse dövsün, çağırdığı zaman karşısında hazırola geçeceğini, kameralar karşısında sırıtarak poz vereceğini, yine yumuşama, ılıklaşma filan diyerek kendisine yaranmaya çalışacağını çok iyi biliyor.
Farkında mı ama CHP tabanındaki kredisini büyük bir hızla yitirdi.
İnandırıcılığı neredeyse kalmadı.
Vekillere de belediye başkanlarına da söz geçiremiyor. Üç beş yalakanın dışında kimsenin salladığı yok.
Mesela, Esenyurt için düzenlediği miting fos çıktı. DEM destekli olmasına rağmen alan dolmadı, dolmadığı gibi öyle bir heyecan rüzgarı da esmedi.
İnsanların çaresizlikten CHP'ye oy vermiş olduğunu anlamıyor. Umut olacak yerde çaresizliklerini besliyor.
DEM'cileri, PKK'lıları, Kürtçüleri sırtına yükleyip bunu CHP'ye mecburiyetten oy vermiş olanlara yedirmeye kalkıyor.
Kendisini iktidara taşıyacak olan tabanın, PKK ve türevlerinden nefret ettiğini görmek istemiyor.
Halkta öyle büyük bir öfke var ki, neredeyse bu öfkenin içinde eriyip gidecek.
“Bunlardan hiçbir şey olmaz” inancını biteviye besliyor.
Ezcümle CHP'de çok ciddi bir liderlik sorunu olduğu ayan beyan ortada. Öyle ya da böyle memleketin kurucu partisinin, kurucu felsefe ile uyumlu ve kitlelere umut olacak yeni bir isme ihtiyacı var.
Ama ne yazık ki vitrinde çoğunlukla “proje çocuklar” bulunuyor.
Bu sorun çözülmeden, Türkiye içine düştüğü bataklıktan çıkamaz; CHP, CHP'li olmayanların elinden kurtulamadığı sürece siyasal İslamcı iktidar sittin sene memleketin başından gitmez, diyerek yazımıza noktayı koyalım.
Çok Okunanlar
Beşar Esad'ın nasıl kaçtığı ortaya çıktı
Gelinim Mutfakta 11 Aralık puan durumu: Bugün hangi gelin birinci oldu?
BEDAŞ 11 Aralık'ta İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Bir köfte markası daha ifşa edildi
Günlük burç yorumu: 11 Aralık Çarşamba günü hangi burçlar için güzel geçecek?
Fenerbahçe - Athletic Bilbao maçı ne zaman, saat kaçta? Muhtemel 11'ler
Meslek meslek 2025 maaş artışı: Öğretmen, doktor ve polis ne kadar alacak?
Japon deprem uzmanı Türkiye’deki 4 tehlikeli bölgeyi açıkladı!
Meteoroloji uyardı: Gece yarısından itibaren etkili olacak!
Reyting sonuçları açıklandı! Salı günü Bahar mı Bir Gece Masalı mı birinci oldu?