Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,7132
Dolar
Arrow
33,9851
İngiliz Sterlini
Arrow
44,6900
Altın
Arrow
2728,0000
BIST
Arrow
9.769

'Post truth' alemde cibilliyet meselesi!

Türk Dil Kurumu'nun Genel Türkçe Sözlük'üne göre “yaradılış”, Oxford Languages'e göre de “Bir kimsede doğuştan bulunan vücut ve ruh özelliklerinin, doğal yeteneklerin tümü. Bir şeyin yaratılırken kazanmış olduğu özellikler bakımından durumu” demek!

Bu sıfatın genelde olumsuz bir anlamı var.

Ama “cibilliyeti bozuk” dediğiniz zaman açık açık hakaret hatta küfür yerine geçiyor.

Pazartesi günü dedi ki “Ülkemizde bir günlük yas ilan ederek Filistin halkıyla dayanışmamızı gösterdik. Bazı ekranlarda bazı cibilliyeti bozuk olanlar bizim ona gösterdiğimiz ilgiyi hazmedemedi. Biz sizden izin alıp da karar mı verecektik?”

Belli ki Haniye için yas ilan edilmesini eleştirenlere çok kızmıştı.

Instagram'ın Haniye için yaptığı taziye mesajını yayınlamaması da tuz biber ekmişti.

Benim gönderimi sildi bu yüzden artık size Instagram yok, buyurdu.

Kızdığı zaman frene basmadığını zaten cümle alem biliyor. Önünde prompter olsun olmasın, ağzına geleni söylüyor.

Tabi, o makamda oturmanın dokunulmazlığıyla kime ne derse desin, kime nasıl hakaret ederse etsin, hiçbir hukuki sonucu olmuyor.

Altını kalın kalemle çizelim; siyasette temsil ettiği kitlenin tam bir vasatı...

Ne biraz eksik ne biraz fazla.

O yüzden, kendisine oy veren yurdum insanı ile arasında hiçbir “iletişim” sıkıntısı yaşamıyor.

Yaptığı konuşmalarda verdiği her mesaj anlam kaybına uğramadan eksiksiz olarak hitap ettiği kitleye ulaşıyor.

Bunu çok iyi kullandığı “imam ağzı” ile yaptığında verdiği mesaja uhrevi bir hava katıyor ki, hikmetinden sual olunmasın.

2002 yılından sonra Türkiye'deki siyasetin böylesine kutuplaşmasındaki psikopatolojiyi anlamak isteyenlerin öncelikle buna bakmalı.

Ancak Haniye meselesinde biraz kantarın topuzu kaçmış gibi!

Yurdum insanı bir günlük yas meselesini tabiri caiz ise hiç sallamadı.

Amma ve lakin kendi seçmen kitlesi, ağzından çıkan her cümleyi Kuran ayeti gibi sorgusuz sualsiz kabul ediyor olsa da meselenin Instagram'ın kapatılmasına kadar gitmiş olmasını pek anlayamadı sanki.

İktidarın itinayla beslediği troller, milyon dolarlık arabalarının içinde burunlarına pudra şekeri çeken sonradan görme AKP zenginleri, el kadar bebelere pırlanta yüzük takan “Süslümanlar”, günde beş vakit şeriat propagandası yapan post modern tarikatçılar, her hafta “hayırlı cumalar” mesajıyla iktidardan külliyatlı ihale kapma peşinde olan sahtekarlar ve daha niceleri sabah akıllı telefonlarındaki ikona tık'ladıklarında “akış yenilenemiyor” uyarısıyla karşılaşınca iyot gibi açıkta kaldıklarını fark ettiler.

Şaşkınlıkları, ağlak paylaşımlarıyla Instagram dışındaki sosyal medya mecralarına yansıdı.

Sudan çıkmış balığa döndüler.

Bir de söz konusu sosyal medya mecrası üzerinden geçimini sağlayanlar var.

Sayıları azımsanacak gibi değil.

Ekmek teknelerinin kapısına kilit vurulunca inanılmaz mağdur oldular. 

Milyarlarca lira bir kayıp söz konusu.

Bunun seçimlerde AKP'nin hanesine oy olarak yazılmayacağı belli.

İktidarın özellikle 2010'dan sonra sosyal medyayı etkin biçimde kullandığı biliniyor. Bu işlere çok ciddi bütçe ayırdıkları, on binlerce trol besledikleri, bot hesaplarda sanal operasyon yaptıkları sır değil.

Özellikle Facebook'un nimetlerinden sonuna kadar yararlanıyorlar.

Milliyetçi, mukaddesatçı kütleyi hızlıca ve güçlü şekilde tahkim edebilmesinde sosyal medyanın payı çok büyük.

Trol hesapların estirdiği sanal terör bir yana buradan seçmenin nabzını da tutabiliyorlar.

Peki, şimdi durduk yere neden kendi ayağına sıkar gibi Instagram'ı kapattı?

Bu Türkiye'deki sosyal medya evreninde büyük bir boşluk yarattı. Diğer mecraların bu boşluğu kısa sürede kapatması pek mümkün değil.

Belli ki artık yarattıkları ucube sistemi kontrol etmekte zorlanıyorlar. Eskiden, üç aşağı beş yukarı hesap kitap edip adım atarlardı. Ancak son yıllarda topun gelişine vurmaya başladılar.

Zat-ı Şahaneleri sabah yataktan nasıl kalkarsa, yakınındaki tayfa da ona göre pozisyon alıyor. Bir gün öyle, bir gün böyle. Sonra da toparlamak için on takla vaziyeti...

Türkiye temel hak ve özgürlüklerde küme düşmüş, Kuzey Kore ile aynı çizgiye gelmiş hiç umurunda değil ama meselenin ucu kendi seçmenine dokunduğu için üç vakte kadar tükürdüklerini yalarlar mı, bilmiyoruz.

Bir süre daha yerli ve milli sosyal medya mecraları oluşturacağız diyerek yurdum insanının gazını alırlar. Sonrasında da “Meta'ya diz çöktürdük. Her istediğimizi kabul ettiler” diye içi boş bir propaganda ile Instagram'ı açarlar gibi görünüyor.

Ya açmazlarsa...

İşte o zaman yandı gülüm keten helva! diyerek yazımıza noktayı koyalım.