Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,3594
Dolar
Arrow
34,4660
İngiliz Sterlini
Arrow
43,6304
Altın
Arrow
2935,0000
BIST
Arrow
9.367

Tarihin çöplüğüne gider!

Eğer ki Özgür Özel, Can Ataklı'nın iddia ettiği gibi CHP'yi iktidarın kıçına yamamaya kalkarsa...

Basit bir kulis haberi deyip geçmemek lazım çünkü ortada ciddi emareler var.

Tayyip'in ziyareti öncesinde CHP'nin gölge kabinesinin üyeleri, Zat-ı Şahaneleri’nin bakanlarıyla görüşmeye başlamış.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Yerel Yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek'le, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel ile bir araya gelmiş.

CHP'lilerin önümüzdeki günlerde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'i de ziyaret etmesi bekleniyormuş.

Belli ki, Kılıçdaroğlu'nu devlet kurumlarının kapısından içeri bile sokmayan Tayyip, Özgür Özel'in ağzına bir parmak bal çalıp gönlünü hoş ediyor, kendisini önemli hissetmesini sağlıyor.

Bunun, CHP Genel Merkezi'ndeki görüşmenin muhtemel sonuçlarına karşı oluşacak tepkiyi yumuşatmak ve hatta CHP tabanını ikna etmek için güzel bir algı operasyonu olduğu ortada.

Alt çalışma grupları filan gündemdeymiş. Yani, yavaş yavaş iktidar ile CHP arasında -sanki ortaklarmış gibi- suni bir işbirliği zemini oluşturuluyor.

Yarın öbür gün, uydur kaydır birkaç bakanlık aldıktan sonra çıkıp, “Bakın, ben CHP'yi iktidar yaptım” diye bunu yurdum insanına yedirmeye kalkmasını uzak bir ihtimal olarak görmemek lazım.

Tabii, CHP tabanı, seçmeni veya sadece AKP'den kurtulmak için oyunu CHP'ye vermiş olanlar yer mi, orası ayrı bir tartışma konusu.

Can Ataklı diyor ki:

"Bazı önemli CHP’lilerle konuştum. Erdoğan’ın şuna zorladığını söylediler, hatta alttan teklif Özgür Özel’e… 'Sizler de taşın altına elinizi koyun, bazı bakanlıkları alın'. Erdoğan artık bitirmiş işi. Erdoğan dönem sonunu planlıyor. Gidecek. 'Başına ve yakınlarına bir şey gelecek mi' diye endişeleri var. Bundan kurtulmak için CHP’yi bir şekilde iktidara ortak etme planı var. Tabii karşılığı var mı? CHP kamuoyunda bir karşılığı yok ama yönetim kademesine girdiği zaman var. Aynı MHP gibi… CHP’yi bir şekilde iktidara entegre etmek... Fazla dikkat çekmeyen ama CHP’li olduğu bilinen üç ya da dört ismi hükümete almak. Bana bunu anlatan, AKP’den gelen sinyali anlatan CHP’li diyor ki; 'Erdoğan bu işi bırakmış zaten.'”

Sonra devam ediyor:

“Ben Özgür Özel’in böyle bir şeye yatacağını tahmin etmiyorum ama CHP’nin içinden 'bak belediyeleri de aldık, çalışması için kaynağa da ihtiyaç var. Sadece yerel yönetimle olmaz, merkezi yönetime de ihtiyaç var' diyenler olabilir. Anladığım kadarıyla var, bunu tahrik edenler var."

Ben, Can Ataklı gibi düşünmüyorum.

Eğer, tabandan ve partinin gerçek anlamda cumhuriyetçi, Atatürkçü ve sağ duyulu kesiminden ciddi bir tepki gelmezse, Özgür Özel, Tayyip'in bu tuzağına bilerek ve isteyerek düşecektir.

Sadece siyaset cahili olmasını değil, içi boş özgüveni ile beslenen hırsını da hesaba katmak lazım.

Zaten, selam-ı şahaneye mahzar olduğu günden beri, ağzı kulaklarında geziyor.

Mesela, Tayyip kendisinin ve yakın çevresinin yargılanmama güvencesine karşı parlamenter sisteme dönülmesini öngören bir anayasa değişikliği önerisi getirirse, Özgür Özel'in cevabı ne olur? “Başbakan” olması şartıyla pazarlık kapısını açar mı? Yoksa, “dört değil, beş bakanlık istiyorum, biri de Dışişleri olsun” mu der?

Soruları çoğaltabiliriz ama Demirel'in, “doğmamış çocuğa don biçmeyelim” sözünü hatırlayıp burada biraz frene basalım ama cumhuriyetin bütün değerleri ile kavgalı, CHP'den, CHP felsefesinden ve CHP'lilerden nefret eden siyasal İslamcıların kıçına takılmanın, Özgür Özel'e umut bağlamış yurdum insanının havsalasının çok ötesinde sonuçları olacağının altını da kalın kalemle çizelim.

Yazıyı bağlamadan önce yakın siyasi tarihimizden buna ilişkin küçük bir örnek aktaralım.

1991'deki genel seçimden birkaç ay öncesinde Demirel liderliğindeki DYP'nin ipi göğüsleyeceği ama tek başına iktidar olamayacağı belliydi. Her ne kadar Özal, Çankaya Köşkü'ne çıkmış olsa da ANAP hala gücünü koruyordu.

O dönem, taze muhabir olarak Cumhuriyet Gazetesi'nin Ankara Bürosu'ndaki haber toplantılarında konuşulanları dikkatle takip ediyordum. Genel yaklaşım, DYP'nin Erdal İnönü liderliğindeki SHP ile koalisyon kuracağı yönündeydi. Böyle bir koalisyon geniş bir kitleyi temsil edeceğinden, ANAP'ın ülkede açtığı yaraları kolaylıkla iyileştirebilirdi.

Buna pek fazla karşı çıkan yoktu. Bütün büroda, “aklın yolu bir” yaklaşımı vardı. Seçime az bir süre kala, Demirel'in Erzincan ve Erzurum mitinglerini izlemiştim. Haber toplantısında Demirel'in Özal'a yüklendiğini ama Erdal beye dokunmadığını söylemiş, Cavit Çağlar'ın da, “Biz Erdal bey ile koalisyon kuracağız. Onu üzmeyelim” mealinde konuştuğunu aktarmıştım.

Toplantıdan sonra rahmetli Mustafa Ekmekçi beni kenara çekmiş “Türkiye'de sağ-sol koalisyon yanlıştır. İnsanlar seçeneksiz kalır. Demirel'in, ANAP'la koalisyon yapması lazım ki SHP, sol parti olarak muhalefette kalarak insanlar için seçenek olmayı sürdürsün” demişti.

Seçim sonuçları beklendiği gibi çıktı.

Demirel ve İnönü ortak oldu.

Ama 1987 seçimlerinde, yüzde 24 oyla ikinci parti durumunda olan SHP, 1991'de önemli ölçüde oy kaybetti. DYP ve ANAP'ın ardından üçüncülüğe geriledi.

Bunda, HEP'lileri kendi listesinden seçime sokması kadar seçim sath-ı mailinde DYP'nin gölgesinde kalması da etkili olmuştu. 

1993'te Demirel, Cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşkü'ne çıktı, birkaç ay sonra Erdal İnönü siyaseti bıraktı yerine Murat Karayalçın geldi.

SHP'deki erime daha da hızlandı.

Karayalçın, Tansu Çiller'in iktidardaki bütün beceriksizliğine ve ekonomik krizdeki sorumluluğuna ister istemez ortak oldu.

1994 yılındaki yerel seçimlerde hezimete uğradı, bir yıl sonra da kapısına kilit vurup CHP ile birleşti.

Genel Başkan olan Deniz Baykal, “erken genel seçim” şartıyla Çiller ile ortaklık yaptı ve sonrasında “CHP” bir daha iktidar yüzü görmedi!

Kıssadan hisse demeyelim ama bu yakın tarihten çıkarmamız gereken bir ders olsun.

Tarihin çöp kutusu, kendi siyasi ikbali için karşı mahallenin kıçına takılan siyasetçilerle dolu.

Özgür Özel, öyle ya da böyle iktidara koltuk değneği olup, Tayyip'in siyasi ömrünü uzatırsa kendisi de en kısa sürede bundan nasibini alır diyerek yazımıza noktayı koyalım.