Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
47,2203
Dolar
Arrow
40,3845
İngiliz Sterlini
Arrow
54,5020
Altın
Arrow
4410,0000
BIST
Arrow
10.661

Vizyon değil, emperyalist proje!

İsmail Saymaz yazdı, mesele Türkiye'nin gündemine oturdu.

Aldığı kulis bilgisine göre Bahçeli aylar önce MHP’li milletvekilleriyle yaptığı kapalı grup toplantısında “Cumhurbaşkanının iki yardımcısı olsun; biri Kürt, diğeri Alevi” demiş.

Söylediklerinin farkında mıydı ya da ne kadar farkındaydı bilmiyoruz!

MHP'den birilerinin çıkıp, “Öyle bir cümle kullanmadı” filan diye açıklama yapmasını bekledik.

Gerçi DEM'cilerle halvet olduktan sonra gazetecilere “ben ahrazım” demişti. 

Acaba, gerçekten ağzından çıkanı kulağı duymuyor muydu?

Mesele sosyal medyada köpürünce önce Başdanışmanı üzerinden mesaj verme ihtiyacı hissetti.

Yıldıray Çiçek, Türkgün'de “Bu tartışmalara ‘Devlet Bahçeli vizyonu’ çerçevesinden baktığımızda, sözün özünde vatanına, bayrağına ve ülke değerlerine bağlı Kürt ve Alevi kardeşlerimizin her türlü temsil makamında yer alabileceğine dair güçlü bir kardeşlik vurgusu yatmaktadır” diye yazdı.

Yani, kulis bilgisi doğruydu.

Daha sonra Devlet Bahçeli imzası ile uzun bir açıklama geldi.

İçindeki çelişkileri ve mantık hatalarını bir kenara bırakalım ve hadi diyelim, Bahçeli, emri hak vaki olana kadar Tayyip Erdoğan'ın o koltukta oturması için canını dişine taktı, hem Kürtlere hem Alevilere göz kırparak tabanı genişletmek için düğmeye bastı.

O yüzden böyle bir teklifle geldi.

Ancak meselenin bu kadar basit olmadığı gelişmeleri az buçuk takip eden herkesin malumu.

Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam'da, boşuna “Türk-Kürt-Arap” vurgusunu yapmadı, sadece yobaz tayfasına mesaj vermek için “Müslümanlık hepimizin üst kimliğidir” demedi, Özgür Özel'e de sadece laf olsun diye “Bunlar ümmet bilinci nedir bilmezler. Bir duvarın tuğlaları gibi birbirimize kenetlenmemizin neresi yanlış be gafiller" sözleriyle yüklenmedi.

Amerika'nın sömürge valisi edasıyla arzı endam ederek “Osmanlı millet sistemi” güzellemesi yapan Büyükelçisi Tom Barrack’ı atlamayalım.

Bunların hepsi bir hesap, kitap dahilinde!

Bahçeli'nin teklifi de bu hesap kitabın içinde, hatta en kritik noktasında!

Merak bu ya, farz edelim anayasa değişikliği yaparak iki cumhurbaşkanı yardımcılığı makamı ihdas ettiler; peki bu yardımcıların cumhurbaşkanlığı kararnamelerini veto yetkisi olacak mı, yoksa sadece vitrin süsü vazifesi mi görecekler?

İşte zurnanın zırt dediği yer...

Bahçeli, teklifine açıklık getirirse meselenin uç vereceği noktayı hep birlikte görmüş oluruz.

Altını kalın kalemle çizelim

Bu, emperyalist bir projedir.

Önce Lübnan'da sonra Irak'ta uygulanmıştır.

Şimdi de Suriye'de...

Üç vakte kadar sıranın Türkiye'ye geleceğini bilmek için kahin olmaya gerek yok.

Irak ve Lübnan’ın yakın tarihine bakanlar, eğer ki gözlerine tavuk karası inmediyse siyaseti dine, mezhebe ve etnisiteye göre şekillendirmenin barış ve huzur sağlamadığını aksine uzun süren istikrarsızlıklara, çatışmalara, iç savaşlara sebep olduğunu görebilir.

Emperyalizmin Türkiye'deki işbirlikçilerinin kafasındaki, Amerika'nın “demokrasi getireceğiz” diye işgal ettiği ve milyonlarca masum insanın kanını akıttığı Irak'ta kurduğu siyasi sistemin aynısıdır!

2003'ten sonra Irak “federasyon” adı altında fiilen bölünmüştür. Kuzeyinde Amerika'nın kayıtsız şartsız hizmetinde olan “Kürdistan Bölgesel İdaresi” kurulmuş; halkın içindeki ayrışmalar giderek derinleşmiş, siyaset kurumu bitmiş, bürokrasi yozlaşmış; yolsuzluk, hırsızlık, liyakatsizlik sıradanlaşmıştır.

Memleketlerinin bütün zenginliğine rağmen, halkı fakirliğe demir atmıştır.

Irak bundan sonra ayar tutar mı, orası meçhul!

Gelin yakın gözlüğümüzü takalım.

Mesela, cumhurbaşkanlığının, yardımcılıklarının, başbakanlığın, meclis başkanlığının Kürtler, Şiiler ve Sünniler arasında paylaştırıldığı Irak'ta görünürde parlamento seçimleri yapılır. Şiiler, Sünniler, Kürtler ayrı ayrı ittifaklar kurup seçime girer.

Ama parlamentoda bir muhalefet grubu yoktur.

Tabi ki karşı görüşte olanların bulunmamasından değil. 

Siyaset mezhepsel ve etnik kompartımanlara bölündüğü için mecburen “tevafuk” yani uzlaşı hükümeti kurulur.

Birbirlerinin ayağına basmamak için uzlaşmış gibi görünürler.

Mesele gayet pragmatiktir. Bütün gruplar cüssesine göre başbakanlık, bakanlık, müsteşarlık, genel müdürlük, daire başkanlığı kapmak istediği için herkes iktidara bir yerinden dahil olmanın peşine düşer 

Ondan sonra aldığı oya göre oturup şu bakanlık bizim, bu bakanlık sizin, filanca müsteşarlık onların diye bir güzel paylaşırlar.

Makama gelen kendi mezhebinden ya da milletinden olanı kollar, rantı onlarla paylaşır.

Diğerleri dış kapının dış mandalı...

Ahval ve şerait böyle olunca, pastadan istediği payı alamadığını düşünenler, diğerlerinin boğazına sarılmak için aportta bekler. En ufak bir gerginlikte silahlar patlar, mesele hızlıca mezhebe, millete bağlanır.

Ama gidip sorarsan, Amerika Irak'a demokrasi getirdi.

Hani o çok bilinen karikatürdeki gibi, “tam aydınlanacağım, bir gülme geliyor...”

İşte Bahçeli'nin vizyonu diye bize ittirmeye çalıştıkları tam olarak budur!