Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.471

Kim bu George Soros?

Dünya George Soros adını, ilk önce Soğuk Savaş bittikten sonra, yaygın olarak da 2000’li yılların ilk yarısında duydu. “Para sihirbazı”, “borsa spekülatörü”, “para piyasaları cambazı” deniyordu onun için. Serveti büyüktü. Adeta, tuttuğu altın oluyordu.

Neye elini atsa, kazanıyordu. Kazancının hatırı sayılır bölümünü de “demokrasi”, “özgürlük”, “insan hakları”, “açık toplum” için harcıyordu medyada yazılanlara göre. O nedenle dünyada ve ülkemizdeki sivil toplumcular ve liberaller tarafından yere göğe konamıyordu.

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, Doğu Avrupa ülkelerine yaptığı mali yardımlarla gündeme geldi ilk kez siyasi arenada Soros adı. Ardından, 2003, 2004 ve 2005 yıllarında sırasıyla Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan’da yaşanan renkli devrimler (iktidarların değiştiği, yerlerine ABD güdümlü hükümetlerin geldiği halk ayaklanmalarına turuncu devrim, lale, gül, karanfil devrimi de denir) sürecinde, adı daha yaygın biçimde dolaşıma girdi.

Muhalefeti, muhalif medyayı, sivil toplum kuruluşlarını, gençlik hareketlerini destekledi bu ülkelerde. O nedenle liberaller, liberal solcular (ne demekse) Soros’a adeta “mesih” gözüyle bakıyorlardı.

Onlara göre; Soros, “demokrasi”, “insan hakları” ve “özgürlük” için servetini cömertçe harcayan, bonkör yardımlar yapan bir “hayırseverdi”.

Peki, Soros, liberallerin, ikinci cumhuriyetçilerin sandığı gibi bir demokrasi havarisi mi?

Değil elbette…

SOROS VE SIVIL ÖRÜMCEĞIN AĞI

Türkiye’de Soros adı renkli devrimlerle, ABD emperyalizminin hedefindeki ülkelerde yaşanan iç karışıklıklara verdiği maddi destekle gündeme geldikten sonra, 2000’li yıllarda Soros ve benzerlerinin yaptıklarını ayrıntılı, kapsamlı biçimde kitabında anlatan ilk isim Mustafa Yıldırım oldu.

İlk baskısı 2004 yılı Mayıs ayında yapılan ve büyük ses getiren, yüksek satış rakamlarına ulaşan “Sivil Örümceğin Ağında” adlı mükemmel eserinde Mustafa Yıldırım, Soros’un kurduğu “Açık Toplum Vakfı” adlı kuruluşla, Latin Amerika’dan Balkanlar’a, Orta Asya’dan Ortadoğu’ya dek kimleri, nasıl fonladığını belgeleriyle anlattı.

“Demokrasi”, “şeffaflık”, “adalet”, “özgürlük”, “sivil toplum” adı altında emperyalizmin, hangi örtülü ve açık darbeleri desteklediğini bir kez daha sıraladı.  

Soros’un kurduğu Açık Toplum Vakfı, kendi internet sitesinde (www.opensocietyfoundations.org) faaliyetlerini, desteklediği projeleri, bütçesini, hangi ülkelerde çalışma yürüttüğünü anlatırken, “Biz kimiz?”, “Nasıl çalışırız?”, “Ne yaparız?” bölümlerinde ayrıntılı bilgiler de veriyor.

1979’dan bu yana neler yaptıklarını, 120’den fazla ülkede hangi projeleri yürüttüklerini sıralıyor. Bu siteden, şimdiye dek yaptıkları toplam harcamaların 16.8 milyar dolar, 2020 yılı bütçesinin ise 1.2 milyar dolar olduğunu öğreniyoruz. Pek çok kaynakta, Soros’un, kurduğu vakfın desteklediği projeler için, 32 milyar dolar para harcadığı ifade ediliyor.

SOROS’UN İZAHA MUHTAÇ ÖYKÜSÜ

George Soros, 1930 yılında Macaristan’da, Budapeşte’de dünyaya gelmiş. Yahudi bir aileye mensup. Alman işgali sırasında, ailesiyle birlikte sahte kimlik sayesinde hayatta kalabilmiş. İkinci Dünya Savaşı bittikten iki yıl sonra, 1947’de İngiltere’ye göç eden Soros, üniversiteyi dünyaca ünlü London School of Economics’te (LSE) okumuş.

Hocaları arasında, bilim felsefesi ve siyaset felsefesi alanındaki çalışmalarıyla bilinen ünlü düşünür Karl Popper var. Soros’u en çok etkileyen hocası da o, özellikle de açık toplum ve liberalizm konusunda. Bu etki, Soros’un hem düşüncelerine hem de iş hayatına yansımış.

Soros, Londra’daki eğitiminin ardından bir süre sonra, 1956’da ABD’ye göç etmiş. Soros’un ABD’de yaptığı ilk iş, döviz ve hisse senedi alım satımı. Bunları ucuzken alıyor, pahalanınca da satıyor. Bu sayede iyi para kazanmış. Zamanla finans dünyasında öne çıkmış. Kurduğu uluslararası yatırım fonuyla büyük bir servete sahip olmuş. Ekonomik gücüne koşut gelişen politik gücüyle birlikte, Avrupa ve ABD’den pek çok üniversiteden fahri doktora unvanı almış Soros.  

Kişisel serveti yaklaşık 9 milyar dolar ve dünyanın en zenginleri listesinde ilk 200 arasında yer alıyor.

SOROS’UN FAALİYETLERİNİ HANGİ ÜLKELER YASAKLADI?  

Soros; anavatanı Macaristan dahil olmak üzere, dünyada pek çok ülkede tepki çeken, ağır suçlamaların hedefinde olan biri. Faaliyetleri, desteklediği siyasal yapılar ve örgütler nedeniyle Soros, milliyetçilerden sosyalistlere dek geniş bir kesimin, emperyalizm karşıtlarının eleştirdiği bir isim.

Macaristan, 2018 yılında, Soros’un Suriyeli göçmenleri Avrupa’ya yerleştirmek için plan yaptığı ve bu planı da uygulamaya çalıştığı gerekçesiyle, Soros’un Açık Toplum Vakfı dahil, ülkedeki yurt dışı destekli sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını denetim altına almak, mali desteklerini kısıtlamak için yasa çıkardı.

Kamuoyunda “Soros’u durdur” yasası olarak anılan yasa çıktıktan sonra, başkent Budapeşte’deki Açık Toplum Vakfı, ofisini Berlin’e taşıdı. Macaristan, Soros’un anavatanı olması yanında, henüz Soğuk Savaş bitmeden, SSCB dağılmadan, Varşova Paktı yıkılmadan önce, 1984 yılında, Açık Toplum Vakfı’nın ilk şubesini açtığı ülke olarak da dikkat çekiyor.

Soros, uzun yıllar yaşadığı ve üniversite okuduğu İngiltere’de de şüphe duyulan bir girişimci ve politik aktör. Soğuk Savaş’ın hemen sonrasında, 1992 yılında, İngilizlerin ekonomi tarihine “Kara Çarşamba” olarak geçen olayda, Soros’un parmağı olduğu düşünülüyor. Zira o gün İngiliz Sterlini büyük değer kaybederken, Soros bir günde tam 1 milyar dolar kazanmış. Bu yüzden Soros için, “İngiltere Merkez Bankası Başkanı’nı deviren adam” diye başlık atmış İngiliz medyası.

Rusya; 2015 yılında, Soros’un Açık Toplum Vakfı’nın ülkedeki faaliyetlerine son verdiğinde, gerekçesi şuydu: “Rusya’nın anayasal düzeninin temeline ve devletin güvenliğine tehdit oluşturan faaliyetler”.

Soros’un, 2016 yılında, Britanya’nın Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin oylandığı referandumda da, AB üyeliğinin devamını destekleyen çevrelere 400 bin sterlin verdiğini yazdı İngiliz medyası. Bu yüzden, ülkenin içişlerine karışmakla suçlandı ve büyük tepki çekti.

Soros; ABD’de Demokrat Parti’ye yakın olduğunu hiçbir zaman saklamadı. Bu nedenle Cumhuriyetçilerin hep hedefinde oldu. Hillary Clinton, başkan adayı olduğunda, seçim kampanyası için 10 milyon dolar bağışlayınca, hayli eleştirildi. Trump karşıtı sözleriyle de gündeme geldi sıkça.

SOROS’UN TÜRKİYE’DEKİ FAALİYETLERİ  

Açık Toplum Vakfı, önce Açık Toplum Enstitüsü adıyla, sonra vakıf olarak Türkiye’de de yıllarca faaliyet yürüttü. Türkiye’deki temsilciliği 2001 yılında açıldı. 2008 yılında ise Türkiye’de Açık Toplum Vakfı kuruldu.

Kurucuları arasında Can Paker, Osman Kavala, İshak Alaton gibi isimler vardı. Vakıf; TESEV’den tutun Anadolu Kültür AŞ’ye varana dek pek çok kuruluşa destek verdi.

Göç, iltica, Suriyeli sığınmacılar, Türkiye’nin AB üyeliği, Ermenistan’la ilişkiler vakfın desteklediği projeler arasındaydı.

Soros, Sabancı Üniversitesi’nde katıldığı bir konferansta, “Türkiye’nin en iyi ihraç ürünü, Türk Ordusu’dur” dediğinde kamuoyundan büyük tepki çekmişti. Fakat o dönemde, AKP iktidarıyla ilişkileri iyiydi. AKP’yi destekleyen çevrelerden, bu kapsamda liberallerden, ikinci cumhuriyetçilerden, etnik ayrılıkçılardan büyük destek alan Soros, onlara da büyük destek veriyordu elbette.

Soros destekçileri arasında FETÖ’cüleri de unutmamak gerekir.

Kavala başta olmak üzere, vakıf yöneticileri hakkında açılan davalar sonucunda vakıf, Türkiye’deki faaliyetlerini 2018 yılında sonlandırdığını açıkladı.

SOROS’U KİMLER SAVUNUYOR?

Soros’un ülkemizdeki destekçilerine kısaca göz gezdirildiğinde, etnik ayrılıkçıların, liberallerin, fonlama gazetecilerin, numaracı cumhuriyetçilerin, Atatürk ve Cumhuriyet Devrimi’yle sorunu olanların, FETÖ’nün ve FETÖ beslemesi sözde solcuların öne çıktığı gözleniyor.

Bu kadroların ortak noktası, Türkiye Cumhuriyeti’yle, ulus devletle, Kemalizm’le sorunlu, kavgalı olmaları.

Yurttaş kimliğini değil, etnikçiliği, mezhepçiliği öne çıkarmaları. Liberal ve liberal sol (ne demekse) bir bakış açısıyla, Cumhuriyet Devrimi’ne karşı olmaları, küçümsemeleri.

Bunların büyük bölümü, geçmişte FETÖ’nün yayın organlarında yazdılar, öne çıkarıldılar. Abant Platformu Toplantılarında buluştular. AKP’ye ilk yıllarında büyük destek verdiler. Açılım sürecini hararetle alkışladılar.

Kıbrıs’ta Annan Planı’nı savundular. PKK terör örgütüyle masaya oturulması gerektiğini belirttiler.

Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalarını sahiplendiler, sonuna kadar gidilsin diye imza kampanyaları düzenlediler. Gerçekte emperyalist bir yalan olan sözde soykırım iddialarını kabul etiler. Bu kapsamda kurulan “özürdiiyoruz.com” sitesinin imzacıları arasında yer aldılar.  

Türkiye’deki Soros dostları, AB’nin kayıtsız şartsız savunucusu, NATO’nun hararetli destekçisi olarak biliniyorlar.

Tam bağımsızlık, antiemperyalizm, ulusal egemenlik, yurttaş kimliği gibi konular gündemlerinde hiç yok. Bu ilke, değer ve kavramları savunanları gerici, faşist, ulusalcı, darbeci, dinozor, Ergenekoncu olarak görüyor, itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.

Soros severlerin, hem iktidarla hem muhalefetle araları çok iyi, her devrin adamı olmayı başarıyorlar. Özdemir İnce’nin tabiriyle, bunlar, “ana rahmine haklı düşenler”.

İletişim Yayınları, en çok kümelendikleri yayınevi. Birikim en çok yazdıkları dergi.

Geçmişte Radikal, sonrasında FETÖ’nün yayın organları olan Zaman ve Taraf gazeteleri, en çok yazdıkları ve görüş açıkladıkları gazetelerdi.

Bunlar “Türk” demiyorlar, “Türkiyeli” demeyi tercih ediyorlar.

ABD ve Almanya’nın Türkiye’nin altını oymaya çalışan istihbaratçıları, gazetecileri, uzmanları, bilim insanları gibi, Türk kimliğinin yapay, Türk Milleti’nin zorlama kavramlar olduğunu öne sürüyorlar.

Dillerinden düşmeyen kelimeler şunlar: “Geçmişimizle barışalım”, “tarihimizle yüzleşelim”, “Kemalizm miadını doldurdu”.

Sözün özü: Soros’un yaptıklarını, fonladıklarını, desteklediği projeleri iyi bilince, ülkemizde de Soros sevdalılarının kimler olduğunu anlamak kolaylaşıyor.