Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

Birinci İnönü Muharebesi: Kim ne umdu, ne buldu?

103 yıl kadar önce bu günlerde gerçekleşen Birinci İnönü Muharebesi, Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası olmuştur. 1921 Ocağı’nda yapılan İnönü Muharebesi öncesinde Yunanlılara karşı gerilla savaşı ağırlıklı bir mücadele verilirken bu tarihten itibaren asıl muharebelerinin yaşanacağı dönem başladı.

Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı stratejisi aynı anda tüm cephelerde savaşmak yerine en güçlü düşman olan Yunanlıları en sona bırakmak ve Yunanlıların karşısına çıkmadan önce diğer cephelerde savaşı sona erdirmekti. Atatürk, tüm cephelerde aynı anda savaşılması halinde başarı şansı görmediği için bu stratejiyi gerekli görmüştü ve ordu Birinci Dünya Savaşı’nda aşırı derecede yıprandığı için Yunanlıların karşısına çıkmadan önce uzun bir yeniden yapılanma dönemi şarttı. Yunan Cephesi’ni zayıf tutmak riskli bir stratejiydi ve 1920 oldukça zorlu geçecekti. Ancak 1921’de Atatürk’ün “yoğunlaşma” stratejisinin meyveleri toplanacaktı.

Bu strateji Yunanlıların 1920’de çok kolay zaferler kazanmasına yol açmış ve Bursa da dahil olmak üzere geniş bir bölgeyi işgal etmeleriyle sonuçlanmıştı. Atatürk’ün stratejisiyle kayıpların yaşaması kaçınılmazdı. Ancak bu strateji sayesinde çok kritik bir zaman kazanılmış ve Türk ordusu Yunanlıların karşısına çıkabilecek kapasiteye ulaşmıştı. Birinci İnönü Muharebesi yaşandığında Doğu Cephesi kapanmış, Güneydoğu Anadolu’daki Fransızlar yılmış, iç isyanların üstesinden gelinmiş ve muharebe başladığında devam etmekte olan Çerkez Ethem sorunu da çözülmek üzereydi. Her şeyden önemlisi düzensiz birliklere dayalı Kuvayı Milliye dönemi kapanarak artık tamamen düzenli orduya dayalı sisteme geçilmişti. Yunanlıları yenilgiye uğratabilmek için düzenli ordu şarttı. Kuvayı Milliye ise sadece düşman güçlerini yavaşlatmayı ve belli ölçüde yıpratmayı vaat ediyordu. 1921’e girildiğinde Çerkes Ethem’in isyanı haricinde Türk ordusu artık tamamen Yunanlılara yoğunlaşabilirdi ve Çerkes Ethem sorunu da Birinci İnönü Muharebesi’nin hemen ardından çözülecekti.

Atatürk’ün başarıları Yunanlılar tarafından da gözleniyordu ve Anadolu’da olan gelişmeler mevcut stratejilerini allak bullak etmişti. 1919 ve 1920’de Yunanlıların karşısına çoğunlukla düzensiz Kuvayı Milliye güçleri çıkmıştı. Yunan yüksek komutası bunu Türk ordusunun tamamen çökmüş olmasına yormuştu. Mevcut gelişmeler ise Türklerin asıl gücünü gizlediğini ve karşılarında savaşmaya hazır bir ordu olduğunu gösteriyordu. Ancak Yunan istihbaratı Türk ordusunun büyüklüğüne ve ne kadarının düzensiz, ne kadarının düzenli birlikten oluştuğuna dair net bir rakam veremiyordu. Bundan olayı bir yoklama taarruzu yapma kararı alındı. Taarruzun sonucuna göre Anadolu’daki Yunan güçleri takviye edilecek veya mevcut birliklerle operasyonlara devam edilecekti.

Saldırı kararı alınmasının bir diğer sebebi ise İngilizlere hala Venizelos’un Anadolu politikasını devam ettirildiğini göstermekti. Eleftherios Venizelos Kasım 1920 seçimlerini kaybetmiş, yerine kralcı Dimitrios Rallis gelmişti. Rallis’in 1916’da İngiliz-Fransız destekli darbeyle tahttan indirilmiş olan Kral Konstantin’i tekrardan tahta çıkarması sonucunda İngilizler, Yunanlılara verdikleri desteği çekmişler ve Yunanlıları yalnız bırakmışlardı. İngiliz desteğini kritik olarak değerlendiren Rallis ve Yunan generalleri Venizelos’un başlattığı savaşı daha da tırmandırarak İngiliz dostluğunu tekrardan elde edebileceklerini ümit ediyorlardı. Bu hayaller boşa çıkacaktı.

Yunan C Kolordusu (İzmir Kolordusu) 6 Ocak 1918’de Eskişehir’i ele geçirme emriyle 15.000 kişilik bir güçle (toplam gücünün %70’i) Bursa’dan harekete geçti. Yunan güçleri Eskişehir önlerindeki Bozüyük’te savunma hattı kurmuş olan Türk birliklerini bir iki gün içerisinde yenilgiye uğratabilirse Eskişehir’e doğru ilerleyecek, uğratamaması durumunda ise geri dönecekti. C Kolordusu’na 3000 kadar askerle A Kolordusu destek verecekti (toplam gücünün %10’u). A Kolordusu’nun tek amacı şaşırtma saldırıları yapmaktı.

Türk tarafı İnönü Muharebesi’nden dört ay kadar önce bir sonraki Yunan harekatının Eskişehir’e yöneleceğini hesap ederek, yüksek komutanın en iyi savunma bölgesi olarak değerlendirdiği Bozüyük civarlarındaki dağlık araziyi tahkim etmişti. Türk planı, sayıca üstün düşman güçlerini Bozüyük’teki tahkimli bölgede pasif direnişle durdurmak üzerine kuruluydu.

Yunan C Kolordusu Eskişehir’e doğru harekete geçtiği anda Türk öncüleri tarafından tespit edildi ve aynı gün Çerkes Ethem’e karşı yapılan operasyon durdurularak bölgedeki birlikler Eskişehir önlerindeki tahkimli bölgeye sevk edildi (birliklerin büyük çoğunluğu savaş alanına ulaşamadan muharebe sona erecekti). Harekatı yöneten İsmet Paşa karargahını Eskişehir’deki İnönü Kasabası’nın tren istasyonunda kurdu. Bundan dolayı muharebenin adı İnönü Muharebesi olarak kaldı (Yunanlılar Bozüyük Muharebesi demektedir).

Yunan güçleri 9 Ocak’ta Türk mevzilerine ulaştılar. Ancak 9 Ocak çatışmaları yoklama taarruzlarından ibaret olup asıl muharebe 10 Ocak’ta başladı. Bu tarihte Türklerin savaş alanındaki gücü 6000 kişi kadardı ve şaşırtma saldırılarıyla görevli A Kolordusu da hesaba katıldığında Yunanlıların üçe birlik sayısal üstünlüğü söz konusuydu. Ateş gücü bakımından ise Yunanlılar çok daha üstündü. 

İsmet Paşa deneyimli bir komutan olarak 9 Ocak’taki zayıf Yunan taarruzlarının yanıltma amaçlı olduğunu tespit etti ve ihtiyatlarını çatışma bölgesine göndermeyerek geride tuttu. Bu kararın muharebenin kazanılmasında kritik önemi olacaktı. Yunanlılar 10 Ocak günü Yunanlılar 30 kilometreyi bulan savunma mevzilerinin önce güney, sonra da kuzey bölgesine gün boyu saldırdılar düzenlediler. Yunanlılar dar alanlara yoğunlaşarak yaptıkları saldırılarla belli ölçüde başarı sağlamış olsalar da İsmet Paşa’nın geride tuttuğu ihtiyatların düzenlediği karşı-taarruzlarla kaybedilen toprağın tamamı geri alındı. 10 Ocak gecesi C Kolordusu Komutanı General Konstantinos Petmezas görevin yerine getirildiğine kanaat getirerek geri çekilme kararı aldı. Nitekim karşılarındaki Türk birliklerinin tamamının düzenli ordu mensubu olduğu kesinleşmişti. Yunan geri çekilmesi 11 ve 12 Ocak günlerinde kademeli olarak gerçekleşti. Muharebe sona erdiğinde iki tarafın da kayıpları oldukça düşüktü.

İnönü Muharebesi ile düzenli ordu Yunanlılara karşı ilk sınavını verdi ve Yunanlıların durdurabileceğini ispatlayarak o güne kadar Yunanlılara karşı kayda değer bir başarı sağlayamayan Türklerin morali üzerinde kritik rol oynadı. Yunanlılar için ise muharebenin sonucu korktuklarının başlarına gelmesi anlamına geliyordu. 1920 yazında daha az kuvvetle sadece bir gün içinde Bursa’yı ele geçirmişken altı ay kadar sonra daha ilk savunma mevziinde durdurulmuşlar ve Eskişehir’in yakınına dahi ulaşamamışlardı. Türk ordusu savaşa hazırdı ve zaman içinde daha da güçleneceği barizdi. Ancak bu gelişme Yunanlıları caydırmaktan ziyade savaşı daha da tırmandırma kararı almalarına yol açacaktı. Yunanlılar, Birinci İnönü yenilgisinden sonra Anadolu’daki güçlerini takviye ederek daha kalabalık bir güçle saldırıyı tekrarlama kararı aldılar. Yunanlılar ve Türkler arasındaki gerçek savaş şimdi başlıyordu ve Birinci İnönü, savaşın en kanlı muharebelerinin yaşanacağı 1921’in en küçük çaplı muharebesi olacaktı.