Rusya-Ukrayna Savaşı giderek artan ölçüde Birinci Dünya Savaşı’nı yansıtmaya başladı. Savaş, Birinci Dünya Savaşı’nın Batı Cephesi’nde olduğu gibi manevranın giderek ikinci planda kaldığı ve ateş üretme kapasitesi ile üretilen ateşi yıkıma dönüştürme kabiliyetinin ön plana çıktığı bir yıpratma savaşına dönüştü. Şartların Birinci Dünya Savaşı’nı andırır hale gelmesi, savaş alanlarını da Birinci Dünya Savaşı’ndakine benzer hale getirdi. Birinci Dünya Savaşı’na damgasını vuran siper savaşı olgusu Rusya-Ukrayna Savaşı’nda da sıkça karşımıza çıkmakta.
Savaş, yıpratma savaşı formuna Rusya’nın arzusuyla girdi. Ruslar, savaşa hızlı saldırılarla başlamış olsalar da Ukrayna güçlerine karşı üstünlük kuramadılar ve 2022’deki operasyonları fiyaskoyla sonuçlandı. Ruslar, planlarının topyekûn çökmesi üzerine konseptlerini tamamen değiştirerek imkan ve kabiliyetlerine uygun, materyale dayalı bir teknik savaşa yöneldiler. Şu an uyguladıkları savaş tipi, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Fransızların icat ettiği “metodik savaş” yöntemi ile Almanların Verdun’da uyguladıkları stratejinin karışımını andırıyor.
Metodik savaş yöntemi, saldırıyı büyük ölçüde sabit pozisyonlardan olabildiğince fazla ateşi düşman üzerine göndererek gerçekleştirmek üzerine kurulu ve manevraya minimal düzeyde yer vermekte. Almanların Verdun’da izledikleri strateji ise kilit bir noktayı aniden ele geçirerek olabildiğince fazla düşman birliğini üzerlerine çekmek ve karşı-taarruza kalkan düşmanı ateş gücüyle yok etmek üzerine kuruluydu. Ruslar, Almanların savunmada yapmaya çalıştığı şeyi saldırı ile yapmaya çalışmakta. Rusların şu an takip ettikleri anlayış, çok uzun süreler zarfında, çok fazla kaynak kullanarak küçük başarılar vaat etse de kayıpları en aza indirmeyi garanti ediyor (en azından Rus standartlarında). Rakibin ise üzerine gönderilen ateşe aynı oranda cevap verememesi ve mevzilerini inatla tutmaya devam etmesi halinde ağır kayıplara uğraması kaçınılmaz.
Her ne kadar yukarıda Fransızlar ve Almanlardan örnek vermiş olsam da Rusların hali hazırda uyguladıkları strateji Rus teorisyen Aleksandr Svechin’in yıpratma savaşı teorilerini yansıtmakta. Şu an Ukrayna’da yaşanan durumu Svechin’in Strateji adlı kitabında görmek mümkün. Rusya, kaynak zengini bir ülke olarak bu tip operasyonların altından kalkabilir ve bu anlayışa geçtiğinden beri yavaş da olsa ilerleme kaydetmekte. Ukrayna ise an itibarıyla yıpratma savaşının talep ettiği maliyetin altından kalkabilecek durumda gibi görünmüyor. Ciddi anlamda personel sıkıntısı çektikleri gibi ekipman ve mühimmat konusunda da giderek artan oranda dış desteğe muhtaçlar.
Birinci Dünya Savaşı’nı dört yıllık bir siper savaşına götüren süreç, Batı Cephesi’nde savaşan tüm tarafların doktrinlerinin demode olduğunun anlaşılmasıyla ortaya çıktı. İngiltere, Fransa ve Almanya aynı anda saldırı kabiliyetlerini yitirmiş, buna rağmen yıkım üretme kabiliyetlerini korumuşlardı. Topçunun yarattığı yıkımdan korunmanın yegane etkin yolu toprak seviyesinin altına inmek olduğu için savaş bir anda çukurlara dayalı bir savaşa dönüşmüştü.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nda ise her iki tarafın da doktrinlerinde Birinci Dünya Savaşı’ndakine benzer gözle görülür bir demodelik yok. Ancak Rus ordusunun son derece kabiliyetsiz, mevcut doktrinlerini başarıyla uygulamaya koyamayacak durumda olduğu ortaya çıktı. Buna rağmen sonsuz kaynaklarıyla yıkım üretme kabiliyetini hala korumakta. Ukrayna ise Rusya’ya karşı başarılı bir savunma verse de onun da saldırı kabiliyetinin kayda değer olmadığı görüldü ve zaten sınırlı kaynaklarıyla Ruslara karşı gözle görülür bir üstünlük kurmaları da beklenmiyordu. Sonuç itibarıyla ortaya Birinci Dünya Savaşı’nın Batı Cephesi’ne benzer bir simetri durumu ortaya çıktı ve Rusya’nın ateş gücüne ağırlık veren bir savaş tipini ön plana çıkarmasıyla savaş bir siper savaşına dönüştü.
Rusya birkaç aydan beri kuzeydoğu, doğu ve güney cephelerinde saldırılar düzenlemekte. Rusya, yavaş ama emin adımlarla yaptığı saldırılar sonucunda Ukrayna’nın en tahkimli mevzilerinin bulunduğu Avdiivka şehrini almayı başardı. Rusların Avdiivka’daki amacı bölgeyi zapt etmek olduğu kadar olabildiğince Ukrayna ihtiyatını da bu noktaya çekerek burada öğütmekti. Ruslar benimsedikleri harp tarzıyla Avdiivka’nın Ukrayna güçlerine sunduğu avantajları tersine çevirdi ve mevzileri bir ölüm kapanı haline getirdi. Ukrayna yüksek komuta kademesi doğru bir hamleyle bir kıyma makinesine dönüşmüş olan Avdiivka’yı Ruslara terk etme kararı aldı ve birliklerini şehirden çekti. Rusya’nın oldukça yavaş ilerleme kaydetmesi başarılarının boyutunu zor fark edilir hale getirse de amaçlarına ulaştılar ve Ukraynalıların bölgeye odaklanmalarını sağlayarak sınırlı ihtiyat ve maddi kaynaklarını Avdiivka’da harcamalarına yol açtılar.
Ukrayna da insansız hava araçları ve uzun menzilli füzelerle Rusya’nın endüstriyel altyapısını ve enerji üretim merkezlerini vurarak kendi yıpratma savaşını yürütmekte. Ukrayna yaptığı uzun menzilli hava saldırılarıyla Rusya’nın üretim kapasitesini olabildiğince zayıflatmaya çalışıyor. Bu saldırılar ciddi boyutta maddi kayba yol açsa da Rusya’nın savaşma kapasitesine gözle görülür bir zarar verebilmiş değil. Yani Ukrayna’nın yürüttüğü yıpratma savaşının etkin olduğu söylenemez.
Rusya’daki sanayi ve enerji tesislerinin yanı sıra işgal altındaki Ukrayna topraklarındaki hedefler başta olmak üzere Rus askeri ve lojistik unsurları da düzenli olarak Ukrayna hava saldırılarıyla vurulmakta. Ancak bu saldırılar da Rusya’nın harekât kabiliyetine gözle görülür bir darbe vurabilmiş değil.
Ukrayna, hava saldırıları sonucunda kayda değer tek sonucu Karadeniz’de aldı ve Rus Karadeniz Filosunun aldığı darbeler sonucunda Ukrayna deniz ticaretine yeniden başlayabildi.
Rusya her ne kadar savaşa büyük fiyaskolarla başlamış olsa da şu an uygulamakta olduğu yıpratma savaşıyla savaşı rakibe üstünlük sağlayabileceği forma sokmuş gibi görünüyor. Yeterli ihtiyata sahip olmayan Ukrayna ordusu verdiği kayıpların yerini dolduramıyor ve cephedeki birlikler ciddi anlamda mühimmat sıkıntısı çekmekte. Batı ülkelerinin silah ve mühimmat desteği şu ana kadar kritik rol oynamış olsa da uzayan savaş Ukrayna’ya yardım gönderen ülkelerin stoklarını kayda değer düzeyde azalttı. Bahar aylarında da Rusların saldırılarına devam edeceği neredeyse kesin gibi ve savaşın devamında Ukrayna ordusunun performansını Ukrayna’ya askeri yardım gönderen ülkelerin mühimmat üretim kapasitesi ve yardıma devam etme istekliliği belirleyecek.
Ukraynalılar her şeye rağmen Ruslara ağır kayıplar verdirmeye devam ediyorlar ve Ruslardan daha iyi savaştıkları su götürmez. Ancak rakipten daha iyi savaşmak savaşın kazanılacağı anlamına gelmiyor. Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın rakiplerine karşı tartışmasız bir taktik üstünlüğü söz konusuydu ve Ukrayna’nın Rusya’yı rezil ettiği gibi sayısız kez düşmanlarını savaş alanında rezil ettiler. İtilaf güçleri taktik seviyede beceremediklerini stratejik seviyede becererek Almanya’yı yıpratma savaşı ile güç bela yenilgiye uğrattılar. Alman ordusu o kadar başarılı savaşmıştı ki teslim bayrağını çektiği anda dahi tek bir düşman askeri bile Almanya’ya ayak basabilmiş değildi.
Rusya-Ukrayna Savaşı da benzer bir şekilde mi sona erecek, hep birlikte göreceğiz.
Çok Okunanlar
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 22 Kasım 2024 puan durumu
22 Kasım 2024 burç yorumları
Fenerbahçe En-Nesyri için Al-Nassr'den gelen rekor bonservisi reddetti
BEDAŞ 22 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Netenyahu'yu tutuklayacak ülkeler belli oldu!
Lüks araba markası Jaguar logosunu neden değiştirdi? Yeni logosu ne oldu?
Bakan Yusuf Tekin'den Teğmen Ebru Eroğlu ve diğer teğmenleri kurtaracak karar!
21 Kasım 2024 reyting sonuçları: Perşembe günü hangi yapım birinci oldu?
Mauro Icardi’nin Greeicy ile kulis paylaşımı Nara’yı çileden çıkardı
İsmi Fenerbahçe ile anılıyordu: Al Nassr'da flaş Talisca gelişmesi