Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

Şeyh Said İsyanı

13 Şubat 1925 yılında patlak veren Şeyh Said İsyanı, bir buçuk ay kadar sürmüş ve Mart sonunda sona ermiştir. Şeyh Said, her ne kadar isyanını tamamen dini olarak tanımlasa da bazı isyancıların beyanatlarına göre bağımsız bir Kürdistan devletinin kurulması da amaçlanmıştır. 

Elazığ, Bingöl ve Diyarbakır çevrelerine yayılan isyan spontane bir şekilde gerçekleşmiş ve plansızlığından ötürü olgunlaşamadan sona ermiştir. 

İsyan, Şeyh Said’le bağlantılı, Türk ordusundaki ayrılıkçı bir subay olan Albay Halit Cibran’ın 1924 sonbaharında yakalanması sonucunda tetiklendi. Yapılan soruşturmada Halit Cibran’ın Şeyh Said ile olan bağlantısı tespit edildi. Şeyh Said devletin müdahalesini beklemeden önce davranma kararı alarak isyan bayrağını açtı. 

İsyan, Şeyh Said ve destekçilerinin Bingöl’deki Genç ilçesini basmasıyla başlayacaktı. 16 Şubat’ta vali ve diğer görevlileri esir alan isyancılar laik hükümeti tanımadıklarını ve hakimiyet kurdukları bölgede şeriat hükümlerini tekrardan yürürlüğe koyacaklarını beyan ettiler. Beyanat tamamen İslam merkezliydi ve bağımsız bir Kürdistan devletinin adı hiç geçmemişti. 

İsyan patlak verdiğinde bölgede ayaklanmaya müdahale edebilecek sayıda güvenlik kuvveti bulunmamaktaydı ve ordu da yakın zamanda bölgeye intikal edebilecek konumda değildi. Bölgede ordu unsurları mevcuttu ancak sayıları çok az olduğundan sadece bulundukları mevkileri savunabilirlerdi. Şeyh Said tam olarak buna güvenerek plansızca başlattığı isyan hareketine girişti.

İsyan ilk günlerde kontrolsüzce büyüdü. İsyana bölgedeki bazı aşiretler ve dini önderler de dahil oldu. İstanbul’da bulunan Kürdistan Teali Cemiyeti de isyana destek verdi. Bazı kaynaklara göre bu örgüt isyana destek vermeleri için İngilizlerden yardım talep etmiştir. İsyancılar 21 Şubat’ta Diyarbakır’ın Lice ilçesini, 23 Şubat’ta Bingöl’ü ve 24 Şubat’ta da Elazığ’ı ele geçirdiler. Şeyh Said 2 Mart’ta Diyarbakır’a saldırma emrini verdi.

Şeyh Said’in Türk ordusu hakkındaki hesapları doğruydu. İsyan çok nazik bir dönemde patlak vermişti ve ordunun harekete geçebilmesi için zaman gerekiyordu. Yanıldığı konu ise bölgedeki Kürtler olmuştu. Yerel halkın büyük çoğunluğu ayrılıkçı fikriyata sahip değildi. Şeyh Said hiçbir zaman yerel halktan umduğu desteği bulmadı ve sadece 15 bin kadar isyancı toplayabildi. İsyanın yayıldığı bölgedeki Kürtlerin büyük çoğunluğu cumhuriyete bağlı kaldılar ve isyancılara karşı savaştılar.

İsyanın en şiddetli çatışmaları Diyarbakır’da gerçekleşti ve Şeyh Said özellikle bu şehirde kendine hiç destekçi bulamadı. Şeyh Said taraftarlarının Diyarbakır’a yaptıkları saldırılar yerel garnizon ve halkın desteğiyle püskürtüldü. Şehir 27 Mart’a kadar kuşatma altında kaldıktan sonra isyancılar çekildi. Elazığ da 26 Mart’ta şehir sakinleri tarafından geri alındı. Bu tarihe kadar Türk ordusunun unsurları da bölgeye intikal etmeye başladı ve isyancılara karşı hava destekli operasyonlar düzenlendi.

İsyan oldukça ateşli bir şekilde başlamış olsa da saman alevi gibi sona ermişti. Mart sonuna gelindiğinde isyan kesin surette başarısızlığa uğramıştı ve isyancılar her noktada kaçmaktaydı. Şeyh Said, 15 Nisan’da İran’a kaçmaya çalışırken yakalandı. 10 Mayıs’a kadar isyanın diğer liderleri de yakalanarak Diyarbakır’daki İstiklal Mahkemesi’ne gönderildi.

Şeyh Said mahkemede bir kez daha isyanın tamamen din temelli olduğu ve Ankara’nın taleplerini kabul etmeleri halinde isyana son verme niyetinde olduğunu belirtti. Ancak Şeyh Said’in yardımcılarından ve devletin tarafına geçerek Şeyh Said’in yakalanmasına yardım eden Binbaşı Kasım Cibran isyanın amacının bağımsız bir Kürdistan devleti kurmak olduğunu ifade etti.

Şeyh Said ve kırk altı takipçisi 29 Haziran’da vatana ihanet suçundan Diyarbakır’da idam edildi.