Bir ülkede gelir ve servet dağılımı dengesiz ise o ülkede demokrasi, hukuk ve adalet tartışmalı hale gelir. Gelir dağılımı bir döngüde üretilen mal ya da hizmetlerin kazançların bireyler, hane halkları veya çeşitli üretim faktörleri arasındaki dağılımını ifade eder. Servet dağılımı ise esas olarak tüketiciler arasındaki gelir dağılımına etki eden bir durumdur. Servet gelirlerinin, servetin farklı gruplar arasında paylaşılmasına bağlı olarak gelir elde edilmesine neden olur.
Gelir dağılımındaki eşitsizlik, toplumsal huzursuzluğa yol açarak siyasi çalkantılara neden olabilmekte ve büyümeyi olumsuz etkilemektedir.
Ülkelerdeki, siyasi yapı, hukuk sistemi, sendika gibi kurumsalların adaletli işleyişi büyüme ve gelir dağılımını olumlu etkiler.
Ülkemiz; küreselleşmeden çok olumsuz etkilenmiştir. Küreselleşme; gelir eşitsizliği, çevresel sorunlar ve toplumsal sorunlara yol açmıştır. Diğer yandan ülkemizde uygulanan yanlış politikalar sonucu alt gelir grupları dışlanmıştır. Küreselleşmeyle birlikte ekonomik karar süreçleri sermaye tarafından şekillendirilmiştir.
Küreselleşmeyle, istikrarsız büyüyen ülkemiz ve ekonomimiz daha kırılgan hale gelmiştir. Büyümeyi sadece finans sektörüne bağlı olarak dayatmış, bunun sonucunda sanayisizleşmeye yol açmıştır. Bu durum da gelir adaletsizliğinin artmasına neden olmuştur.
Küreselleşmeyle birlikte küresel rekabetin sonucu gelişmiş ülkeler ekonomik dayanışma ve bütünleşme yoluna giderken; bu yapı dışında kalan ülkeler arasında makas hızla açılmış ve bu ülkeleri küresel bütünleşen ülkelere daha bağımlı hale gelmiştir. Bu durumda gelişmekte olan ekonomilerde gelir dağılımı adaletsizliğinin artmasına yol açmıştır. Küresel dayatma sonucu iktidar: ücret ve yatırım harcamalarını kısıtlarken faiz ödemelerini artırmıştır. Sermaye sahipleri lehine gelir transferleri yaratmıştır.
Küreselleşme, ülkemizde yabancı yatırımcı ve ticaret serbestisi açısından gelir eşitsizliğini, sanayisizleşme olgusu üzerinden azaltmıştır.
Küreselleşme sonucu; yabancı sermaye yatırımları piyasa içindeki rekabeti artırması sonucunda, emek piyasası ve buna bağlı olarak, asgari ücreti zayıflatmış, asgari ücretliyi yoksullaştırmıştır. Finansal gelişme diye adlandırılan küresel sömürü zengin ve yoksul arasındaki gelir eşitsizliğini arttırmıştır. Kısa vadeli sermaye hareketlerinin artmasıyla ani kur hareketleri, krizleri sıklaşmış ve ücretli kesimin yoksullaşmasına neden olmuştur.
Yüksek enflasyondan düşük gelirli bireyler, finansal portföyü geniş gruplara nazaran daha daha olumsuz etkilenmekte ve gelir dağılımında bozucu etki yapmaktadır.
Bir toplumda yer alan gelir gruplarının ulusal gelirden aldığı pay arasındaki farklılık, gelir eşitsizliği ya da gelir dağılımı eşitsizliği olarak tanımlanmaktadır. Gelir dağılımında eşitsizliğin çözümü iktisadi milliyetçiliktedir.
Çok Okunanlar
Güzide Duran'dan flaş açıklama! Okan Buruk'la aşk iddialarına yanıt geldi
12 Ocak 2025: Süper Lig'de hangi maçlar var?
TasteAtlas açıkladı: İşte en kötü Türk yemeği
Real Madrid ile Barcelona karşı karşıya geliyor
11 Ocak Cumartesi reyting sonuçları belli oldu!
Serenay Sarıkaya ve Mert Demir hakkında flaş gelişme!
Teğmenler hakkındaki tutanak sahte mi?
Deha dizisi bu hafta da yok!
Kimliğin nerde Dionysos?
2025’te ne kadar vergi kaçıracağız?