Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,3594
Dolar
Arrow
34,4660
İngiliz Sterlini
Arrow
43,6304
Altın
Arrow
2935,0000
BIST
Arrow
9.032

Ekonomik bağımsızlık…

Cumhuriyetimiz 101. yaşına girdi. 

Kutlu olsun. 

Aydınlanma devrimi ile “asrı yıla sığdıran” büyük lider Mustafa Kemal Atatürk bu topraklara; eşitliği, özgürlüğü, hukuku, demokrasiyi, laikliği, bilimsel eğitimi ve  bağımsızlığı getirdi. Elbette cumhuriyetin ilan edilişine ve bağımsızlığa giden yol hiç kolay olmadı… Kolayına devrim yapmak mümkün müdür ki? Elbette değil. Bir yandan savaşlar, bir yandan masada müzakere… Kurulmaya çalışılan bir devlet, uluslaşmaya çalışan bir toplum… Önce yurttaş bilincine sahip olacak, ondan sonra ayağa kalkacak, üretecek, kalkınacak, gelişecek… Üstelik tüm bunları başarmaya çalışırken savaşlardan yorgun düşmüş, elindeki avucundakini tüketmiş, okuma yazma oranı düşük, eğitimden mahrum bırakılmış bir halk… Kolay değil elbette…

Bakınız Cumhuriyet’in kuruluşuna giden sene, Mart ayında, Atatürk Lozan Barış görüşmeleri hakkında Daily Mail gazetesi muhabiri Ward Price’a verdiği demeçte Batı devletlerinin Türkiye’ye aşağı seviyede bir devlet muamelesi yapmaya çalıştıklarını ifade ederek, Türkiye’nin aslında Avrupa devletlerinin kendileri için istedikleri ölçüde bir bağımsızlıktan fazlasını istemediğini belirtiyor. Ve daha o gün uzlaşı sağlandığı takdirde Türkiye’nin diğer ülkelerle dostluk bağlarını daha güçlü hale getireceğini ve önyargıyla yaklaşmayacağını beyan ediyor.

Atatürk sözlerine devam ederken Türkiye’nin ilerlemesi için  eğitimin yaygınlaşması gerektiğini vurguluyor. Tam da bu sırada yabancı muhabir “Bunun için şüphesizdir dış borçlar lazım olacaktır?” diye soruyor.

Atatürk bu soruya tarihe geçecek bir cevap veriyor;

Eski Osmanlı imparatorluğu hükümeti sürekli kaynaklarından fazla borçlanarak mahvedici hatasını yaptı ve böylece yabancıların, Türkiye üzerinde memleketi bu kadar mahveden, o mali tahakkümlerin kurmalarına fırsat verdi. Türkiye’nin mali bağımsızlığını bu kadar derinden ihlal eden bir müessesenin; Düyunu Umumiyei Osmaniye’nin ortaya çıkmasına yol açtı. Gelecekte bu gibi mali prangalardan kaçınmakta kararlıyız. Yabancı sermayenin yardımına ihtiyacımız olacaksa ve buyur edeceksek, ancak kendi irademiz dahilinde hakimiyetimizi tamamıyla muhafaza edecek şartlarda olmalıdır. Giderlerimizi gelirlerimizle denk yapmak için elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Harbin son senelerini dış borçsuz idare ettik, barış zamanında da borçsuz yaşamaya muktedir olmalıyız.”*

Bugüne dair ne çok dersler var, öyle değil mi… Kaynaklarından fazla borçlanmanın sonuçlarının mutlak bağımlılık olduğunu daha o günlerde çağı aşan öngörüsüyle tespit ediyor. Aslında sorulan soru bile “bize mecbursunuz borçlanacaksınız” mesajı içermekle birlikte, verilen yanıt aynı zamanda ulusal bağımsızlığın milli ekonomik bağımsızlıkla eşdeğer olduğunu söyleyen bir liderin kati tavrını gösteriyor.

Bugüne geldiğimizde ise bir asrı devirmiş Cumhuriyet’in bereketli toprakları, öz kaynakları, tarımı, sanayisi ve bunca genç insan kaynağıyla yabancı sermaye arayışı içerisinde olduğu, buğdayını, etini, ayçiçek yağını, mısırını ithal etmek zorunda kaldığı, borcu kaynaklarını fersah fersah aştığı, vatandaşın enflasyonun karşısında boynunun büküldüğü bir hale geldik. Osmanlı’nın düştüğü hatalara düşülüyor… Bugün başımıza gelen ve konuşmak zorunda kaldığımız her meselenin kökeninde Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik buhran yatıyor.

Cumhuriyeti anlamak ancak Atatürk’ün felsefesini anlamakla mümkündür. O, ekonomik bağımsızlığı en zor savaş günlerinde bile ilke edinmiş bir büyük liderdir. Onu, fikirlerini ve derin felsefesini reddetmenin bedeli işte bugünlerde yaşadığımız bu darboğazdır. 

Bizde de kabahat var… 101 Yıldır ne doğru anlayabildik, ne doğru anlatabildik… Bu da bize dert olsun…

* Atatürk, K. (2016). Atatürk'ün bütün eserleri. Cilt No: 15. Kaynak Yayınları.