Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8510
Dolar
Arrow
34,2182
İngiliz Sterlini
Arrow
45,4500
Altın
Arrow
2925,0000
BIST
Arrow
9.012

Yeni yasama yılı başlarken…

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 28. Dönem 3. yasama yılı dün başladı. 

Açılışın enteresan gelişmesi CHP MYK’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına başlarken CHP Meclis Grubu olarak ayağa kalkma kararı almasıydı. Bu yazının özü bu konu olmamakla birlikte burada bir parantez açmak isterim. 

Parlamentoda Cumhurbaşkanına protesto eylemi ilk olarak olarak Demokrat Parti grubu tarafından gerçekleşmiştir.  Türkiye Büyük Millet Meclisi 8. Dönem yasama yılı başladığında tarihler 1 Kasım 1946’yı gösteriyordu. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü açılış konuşmasını yapmak üzere meclise geldiğinde Demokrat Parti milletvekilleri ayağa kalkmayarak protesto etmişlerdi. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü birleştirici bir konuşma yaparak, meclisin yanı sıra yerel yönetimlerde de çok partili döneme geçildiğini ve artık iki parti arasındaki husumetin bitmesi gerektiğini vurgulamıştı (Toker, 1991: 154). İşin enteresan tarafı 22 Mayıs 1950’de Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’ın genel kuruluna girişi esnasında Demokrat Parti grubu yine ayağa kalkmadı. Fakat bu sefer Bayar’ı oturdukları yerden alkışlamışlardı. CHP Grubu ise devlet teamüllerini gerekçe göstererek ayağa kalkmış, fakat Bayar’ı alkışlamamışlardı. 

20 Ekim 1989’da ise DYP lideri Süleyman Demirel ve SHP lideri Erdal İnönü Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın meclisteki yemin törenine katılmadılar. 1993 yılında ise Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yemin törenine Refah Partisi grubu katılmazken, 2007 yılında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yemin törenini ise CHP grubu katılmamıştı. Türkiye siyasetinin çok partili döneme geçmesi ile başlayan partiler arası bu karşıtlık adeta bir geleneğe dönüşerek yıllar yılı sürdü. Ve ilk defa bugün takvimler 2024 Ekim’ini gösterdiğinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel bu protesto geleneğini kırma kararı aldı. Meclis çıkışı yaptığı açıklamada ise normalleşmenin hem ülkeye hem partiye fayda getirdiğini söyleyerek ilerleyen günlerde de bu çizgide devam edeceğinin sinyallerini vermiş oldu. Bu gelişmenin dışında liderlerin birbiriyle el sıkışması, parti grupları arasındaki sıcak ilişki de dikkati çeken bir başka unsurdu. Yaşanan bu “sıcaklığın” siyasete yansımasını izleyip göreceğiz. Bu konuya açtığımız parantezi bir sonraki yazılarda genişletmek üzere şimdilik kapatalım. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis’te yaptığı 42 dakikalık açılış konuşmasının 17 dakikası Gazze-Lübnan-İsrail üçgenine, yaklaşık 10 dakikası yeni anayasaya, geri kalan kısmı ise ekonomiye ayrılmıştı. Bu üç konuya bakacak olursak AKP’nin önümüzdeki dönem gündeminde yeni anayasanın ağırlıklı olarak var olabileceğini söyleyebiliriz. Peki iktidarın yeni anayasadan kastı ne çeşit bir değişiklik olabilir?

1980 Darbesinden sonra yapılan 1982 anayasasının 119 maddesinin değiştiğini biliyoruz. Meselenin anayasanın içeriğinden ziyade değiştirilmek istenen kimi maddeleri olduğu aşikar. Bu maddeler içerisinde de tahminen seçim sistemini ilgilendiren bazı hususlar var. 50+1, CB Adaylık ve Seçimi bu başlıklar içerisinde yer alabilir. Diğer taraftan ilk dört maddenin değiştirilmesi konusunda bir niyetleri olmadığını beyan ettiler. Fakat bu anayasanın başlangıç (dibace) kısmına dair böyle bir niyetleri olmadığını göstermiyor. 

CHP için böyle bir anayasa yapma girişimine ortak olmak muhalefetin konsolidasyonu açısından büyük sorunlar doğurabileceği gibi kendini ifade etmekte zorlanacağı bir seçim dönemine girmesine de sebep olabilir. Korkarım ki normalleşmenin süreceği mesajı aynı zamanda da yeni anayasa sürecinde CHP’nin var olma ihtimalini gösteriyor. Bekleyip görelim. 

Kaynaklar

Toker, M. (1991). Demokrat Parti'nin Altın Yılları 1950-1954. İstanbul: Bilgi Yayınevi.

https://www.milliyet.com.tr/gundem/protesto-gelenegini-inonu-nun-yemininde-dp-li-vekiller-baslatti-1931397