Kuruluşumuzun, yani Cumhuriyetimizin 102. yaşına az bir zaman kaldı. Gelecek hafta tüm ülkemizde kutlayacağız. Ülkemizde bu coşkuyu hissetmek bile zor. Sosyal medyada bazı kutlamaların haber verilmesi dışında ben ciddi bir hazırlık yapıldığını göremiyorum. Varsa yoksa iktidarın muhaliflerine karşı hazırladığı suçlamalar, entrikalar ve soruşturmalar. Bunun yansımalarını, sürecini takip etmekten halkta sıkıldı, bunaldı. Ayrıca ülkemizde ekonomik sorunlar öylesine arttı ki, vatandaşın nefes alacak hali kalmadı.
Yaz geçti, sonbaharı geride bırakıp kışa 1 ay kaldı. Ekonomik daralma git gide artıyor. Az bir zeytinim var, Toplatmak için tarım işçi çalıştırayım dedim ve bir işçinin günlük yevmiyesi 3000,00 TL den aşağı değil. Zeytini başında bıraksan daha karlı olacak. Ama yapamam. Zararına da olsa zeytinleri toplayacağız. Yapacak bir şey yok. Vatandaş önce alacağı parayı soruyor. Toplatacağım zeytin ve elde edilecek zeytinyağı hep zarar yazacağı ortada. İşçilik böyleyse, toplanan zeytinin, fabrikaya taşınması, sıktırılması, şişelenmesi çok pahalandı. Hasat öncesi budama, gübreleme, ilaçlama ve görünmeyen giderleri de hesaba katarsan sonrasını siz düşünün. Bu hesabın sonunda ya çiftçi, yada tüketici acı çekecek. Bana göre iki tarafta mağdur olacak gibi geliyor.
Koca yaz geçti, sonbaharın sonuna geldik turizmde acaba biraz olsun nefes aldık mı diye soracak olursanız?. Orada da bu sene hüsran. Son beş yıla baktığımızda, pandemi, depremler ve iktidarın koyduğu vergilerle artan fiyatlar nedeniyle ülkemize gelen turist sayısında epey düşüş oldu. Turizm gelirleri de doğal olarak yatırımcıların, sektörden beslenen, başta taksiciler ve diğer yan sektörlerde de hüsranına yol açtı.
Turizm Dergisinin 23 Ekim tarihli sayısında, Bosphorus Boat Show Fuar öncesi sektör temsilcilerinin açıklamalarında "Tekne ve Yat sektörünün %40'a yakın daralırken, tersanelerin % 10'u kapandı, %60'nında battığından haberi yok" diye açıklamada bulundu.
Ülkemizde turizm ve tarım başta olmak üzere bütün sektörlerde daralma söz konusu olurken dünyada artık ekonomik maniplasyonlarla yatırımcıların başı dönüyor. Bir gün bakıyorsun altın tavan yapmış, sonra bir gecede dip yapmış. İnsanların elinde avucundaki birikimleri yada paraları uçup gitmiş. Binlerce küçük yatırımcıların bir gecede cepleri boşaltılmış. Başka bir soygun düzeni. Altın başta kıymetli madenlerde oynana bu tür maniplasyonlarla piyasa dolayısıyla dünya ekonomisi enflasyonist bir tabloya doğru hızla gidiyor. Yani önümüzdeki 1 yıl içinde altın Türkiye'de beşli rakamlara ulaşacağı iddiası uzmanların ön gördüğü, söyledikleridir. Bugün 5-6 bin bandında bulunan 1 gm altın 2027'de 11-12 binleri görmesi demektir. Enflasyon, Corona Pandemisi gibi önce ülkemizi sonra tüm dünyayı etkisi altına alıyor, almaya da devam edecek. Altın yükseliyorsa enflasyon çıldırıyor, halkların da iyice yoksullaşması demektir. Finansman yazar okurları böyle söylüyor. Acaba bu enflasyonist tablo dünyayı yeni bir savaşa mı götürüyor? Yılbaşı geliyor, bunu falcılara sormaya gerek yok gibi geliyor. Gerçek ortada, güneş balçıkla sıvazlanmaz.
Bu kadar karamsar bir tablo yazısı ortaya çıkarken, Fethiye Göcek'te hizmet veren Zeynebim Göcekiçi Restorantta bugüne özel zeytinyağlı bakla yemeği yapmışlar. Bir tabak istedim, bol limonla yemeğimi yedim. Kuru fasülye ve nohut kadar kullanılmasa da ülkemiz açısından önemli bir bakliyat türüdür.
Bakla enflasyonu düşürür mü bilemem ama sağlığa yaraları çok. Yaz aylarında yeşilinin yanında kışın da kuru olarak tüketilir. Protein, karbonhidratlar yanında bol mineral de içerir. Özellikle aneminin yaygın olduğu ülkemizde demir başta olmak üzere, folik asit (folat), magnesium açısında da zengindir. Bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye büyük katkı sağlar. Kuru fasülye ve nohut gibi bağırsakları yormaz, sindirim sistemini korur. Yaşlandıkça azalan hücre yenilemesine de katkı sağlar. Tüketimi az olan bu bakliyatlarımızı unutmayalım. Soframızdan eksik etmeyelim.
Dünya ve ülkede yaşanan bu kadar olumsuzlukların yanında hiç olmazsa sağlığımıza önem verelim.
Yoksulların, kimsesiz kimselerin, garibanın koruyucu ve kollayıcısı Cumhuriyetimizin 102. yılı kutlu olsun.
Prof. Dr. Nurettin DEMİR
Çok Okunanlar
İngiliz istihbarat başkanının İstanbul’daki casusluk çağrısı
ORC'nin son anketinde CHP ile AKP arasındaki fark dikkat çekti
Ebru Gündeş'le ilgili yıllar sonra gelen Hadise itirafı
Fatih Ürek hakkında endişe veren iddia
Cumhuriyetin ekonomi politiği: Nereden nereye?
İmamoğlu istifa ederek iktidarın İBB’ye el koymasını engelleyebilir mi?
Atatürk’ün sağlık durumu ve doktorları
Celal Şengör yeni ev sahibiyle mahkemelik oldu
Venezuela’ya kara harekâtı hazırlığı mı?
Ekrem İmamoğlu 5 saat sonra ifade vermeye başladı!