Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
47,6173
Dolar
Arrow
40,5734
İngiliz Sterlini
Arrow
54,5374
Altın
Arrow
4352,0000
BIST
Arrow
10.585

Mahmut Övür konforlu saflardan eleştirdi ama

Sabah yazarı Mahmut Övür, “İki yolsuzluk olayı ve iki yaklaşım” yazısında Yunus Emre Enstitüsü’ndeki 400 milyon liralık yolsuzluk operasyonunu konu alıyordu.

Soruşturmayı, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün başlattığını, 23 Aralık 2024’teki suç duyurusu üzerine savcılığın da harekete geçtiğini vurguluyor, “Bu yolsuzluk operasyonu yeni dönemin kodları açısından ilk işaret fişeğiydi” diyordu. Övür, bu operasyonun “CHP yönetimi ve gazetecilerinin yürüttüğü ‘İktidar sadece CHP’li belediyelerin üzerine gidiyor’ şeklindeki algı operasyonu”nun yanlışlığını kanıtladığını savundu.

Keşke Mahmut Övür, “Yolsuzluğun üzerine gidenler ve saklayanlar” diyerek muhalif medyayı da çifte standart ile suçlamadan önce Yunus Emre Enstitüsü’ndeki soruşturma sırasında sergilenen haberciliği inceleseydi. O günlerde de yazmıştım. İsmail Arı, 12 Aralık 2024’te BirGün’de yayımlanan “Kamu vakfı naylon faturalarla soyulmuş” haberinde, vergi müfettişlerinin soruşturmasını duyururken iktidar medyası sessizdi.

İsmail Arı, öyle bırakmadı, Enstitü’deki yolsuzluğu birbiri ardına haberleştirdi. 27 Aralık’ta “Sahte fatura skandalı büyüyor: Bakanın eşi ve MHP'li ismin oğlu istifa etti”, 4 Ocak’ta ise “Soygunun boyutu milyonlarca lira” haberleriyle sürdürdü haber dizisini. Diğer muhalif medya kuruluşları da günlerce haber yaptı bu yolsuzluk hakkında.

Bu haberleri görmezden gelen iktidar medyası ise Enstitü yöneticileri gözaltına alınınca mahcup edayla küçük haberler yayımladı. Mahmut Övür’ün gazetesi Sabah’ta da dokuzuncu sayfada minicik bir haberdi gözaltılar. CHP ya da öbür muhalefet partileriyle ilgili olsaydı kim bilir ne kadar büyütülürdü!

Enstitü’den istifa eden genel başkan yardımcılarından birinin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş’ın eşi, öbürünün de MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın oğlu olduğunu da hiç görmediler. Zaten soruşturmayı da sonra tümüyle unuttular.

İddianame hazırlanıp da 7 yıl hapis istemiyle yargılanacağını öğrenen eski başkan Prof. Dr. Şeref Ateş’in yurtdışından gelerek teslim olması haberini bile aralarda küçücük gördüler. Hatta Mahmut Övür’ün gazetesi Sabah da onun bu konudaki yazısının yanına minicik iliştiriverdi bir gün sonra. O kadarını da yapmasalar ayıp olacaktı artık…

Mahmut Övür gibi iktidar medyası saflarında olunca gazetecilik daha konforlu, atışlar serbest. Yunus Emre Enstitüsü’ndeki gibi yolsuzluk haberlerinin peşini bırakmayan genç gazeteci İsmail Arı için öyle değil tabii. Birkaç gün önce “Yargıda rüşvet” haberinden sonra tehdit edildiğini duyurdu sosyal medyadan. “Emniyet’e gidip şikâyetçi oldum, ama ne arayan ne de soran oldu. Başıma bir şey gelirse sorumlusu bu çeteye dokunmayan Emniyet ve İçişleri Bakanlığı yetkilileridir” dedi.

Bu olay haber olunca polis İsmail Arı için koruma kararı aldı, ama savcılık tehdit edenlerle ilgili işlem yapmadı bugüne değin. Elbette o bu olup bitenlere aldırmadan eleştirel gazetecilikyapmaya devam ediyor, yılmadan…

Muhalif medyada ise gazetecilik tehlikeli meslek. “Cumhurbaşkanına hakaret etti” gibi sudan gerekçelerle iddianame bile yazılmadan Furkan Karabay gibi 75 gündür, Fatih Altaylı gibi 37 gündür cezaevinde tutulmak da var; İsmail Arı gibi tehdit edilmek de…

Yeni Şafak’ın öznesiz “haberleri”

Yeni Şafak’ta, Merkez Bankası’nın faiz kararı öncesi yayımlanan “Sanayici faizde güçlü indirim bekliyor” haberinde bu sanayicilerin kimler olduğu belirsizdi. Cümleler, “Sanayici….istiyor”, “bekleniyor”, “elzem olduğu belirtiliyor” ifadeleriyle sonlanıyordu.

Yeni Şafak’ın “CHP komisyon için çark ediyor” haberinde de özne yoktu; cümleler, “değerlendirmelerini güçlendirdi”, “işaretleri veriyor” gibi ifadelerle bitiyordu. Haberin sonunda da “Parti içi muhalefet sözcüleri bildirdi” denilerek, haberi yazarken birilerinden bilgi alınmış izlenimi verilmeye çalışılıyordu, ama “sözcü” dedikleri kişilerin isimleri belirsizdi.

Her iki metnin ortak özelliği, öznesinin yazılmaması, temel unsurlarının eksik olması. Böyle olunca da habermiş gibi yayımlansa da her ikisi de gazete yönetiminin beklentisini yansıtan bir yorum izlenimi veriyordu. Elbette bir gazete ekonomik ve siyasi gelişmelerle ilgili görüş/değerlendirme/yorum/başyazı vb. yayımlayabilir. Ama bunu yorum ya da her neyse açıkça belirtmeleri gerekli. Gazete yönetiminin görüş ve değerlendirmelerini habermiş gibi sunmak haberciliğe hakaret…

Dubai-İstanbul-Bodrum hattında gazetecilik

Hürriyet, Milliyet ve Ekonomim yazarları, geçen yıl, bir İtalyan şirketinin Bodrum’da inşa ettiği lüks otelin örtülü reklamını yapmışlardı; yetmemiş olacak ki, bu yıl da Oksijen ve Ekonomim’de benzer yazılar yinelendi.

Ben de geçen yılki yazıları “Gazetecinin görevi ve şirket çıkarları” başlıklı yazımda eleştirmiştim. Çünkü yazılarda “lüks ikonu” denilen şirketin projesi tanıtılıyor, bölge halkının Cennet Koyu’ndaki inşaat projesine karşı yıllara yayılan mücadelesi ve yargı kararları yok sayılıyordu. Şirket çıkarları, halkın çıkarlarından üstün tutuluyordu.

Geçen yılki tanıtım yazıları, ortaklardan Bvlgari’nin yöneticisi Silvio Ursini ile Dubai ve İstanbul’da yapılan görüşmelere dayanıyordu. Gazeteciler bu yıl da Bodrum’da ağırlanmış.

Bir yıl önce “Bulgari, 10 yıl İstanbul’a baktı, Türkiye’ye Akdeniz’in mücevheri Bodrum’dan girdi” diye yazan Vahap Munyar, bu kez yazısına “Cennet Koyu’na 5 arkadaş ‘ev’ niyetiyle girdi, Bvlgari ‘Sen varsan’ şartıyla yerleşti” başlığını koymuş. Bu kez öbür ortak Mehmet Cengiz ile söyleşi ağırlıklı yazısı. Oksijen’de ise Gülay Afşar, “Cennet Koyu’nda çok özel 101 malikane” yazısını Silvio Ursini ve mimar Patricia Viel ile konuşarak yazmış.  

Her iki yazının ortak özelliği yine “Cennet Koyu” ile ilgili mülkiyet tartışmalarına, halkın koyun korunmasına yönelik çabalarına hiç değinilmemesi. Hatta Gülay Afşar, önce Cennet Koyu’nu, “Bodrum’un en bakir alanlarından biri olarak” tanımlıyor, sonra da “Artık yeni bir yaşam biçimi olarak pazarlanıyor” diyerek koyun betona gömülmesine övgüler diziyor.  

Yine şirket çıkarları, doğanın korunmasından ve halkın çabalarından üstün tutulmuş. Gazeteciliğin temeli olan sorgulayıcılık, eleştirellik bir kenara bırakılarak, gazetecilik ticari çıkarların aleti konumuna indirgenmiş.  

Cumhuriyet’in çelişen BYD haberleri

Cumhuriyet, ekonomi sayfasında 23 Temmuz’da, “Çinli BYD, üretimi Türkiye’ye kaydırıyor” haberi yayımladı. Şirketin Macaristan’daki yatırımı ertelediği, Manisa’da kuracağı tesiste üretimi öne çekeceği, fabrikanın 2026’da faaliyete geçeceği ifade ediliyordu.

Bir gün sonra, 24 Temmuz’da yine Cumhuriyet’te, yine ekonomi sayfasında bu kez “BYD yatırımı bilmeceye döndü” başlıklı haber yayımlandı. İmzalı olan bu özel haberde, fabrikanın kurulması için bugüne kadar hiç adım atılmadığı, henüz ekip de oluşturulmadığı belirtiliyordu.

Şimdi sormak gerek; birbiriyle çelişen bu haberlerden hangisi doğru? Tabii ki, fabrikanın kurulması yönünde hiçbir gelişme olmadığı. Onu da aslında günler öncesinden başka medya kuruluşlarında yayımlanan haberlerden biliyoruz. Bu ayın ilk günlerinden itibaren çeşitli haber sitelerinde “BYD’nin Manisa fabrikası yalan mı oldu?”, “Teşvikle satışlar patladı: Fabrika için çivi bile çakmadı” haberleri yayımlanmış, Bağımsız Milletvekili Burak Dalgın da konuyu bir soru önergesiyle Meclis gündemine getirmişti.

Bu bilgiler, tartışmalar ortadayken, bunlardan hiç bahsetmeden Macaristan’daki üretimin Türkiye’ye kaydırılacağı haberi yapmak yanlış. Eğer böyle bir gelişme varsa da ertesi gün “Bilmeceye döndü” demek daha da yanlış.

Her iki BYD haberi, o konuda daha önceki tüm gelişmeleri içermeliydi ve izleyen haberler birbiriyle çelişmemeliydi. Cumhuriyet okurunun kafası karışmıştır herhalde…

Tek cümleyle:

Sözcü TV’de Simge Fıstıkoğlu’nun programında Murat Çalık’ı hastanede ziyaret eden Bülent Arınç’ın önündeki mikrofonların üzerindeki Anka, Halk TV ve Tele1 yazıları silinerek, fotoğraftaki gerçeklik bozuldu; oradaki haber kuruluşları yokmuş gibi gösterildi. 

 - TV100’deki programda, öldürülen Ayşe Tokyaz’ın kız kardeşine, “Nasıl tanışmışlar?” “Cemil Koç nasıl bir insandı?” gibi sorular sorulması cinayeti magazinleştiren nitelikte, mağduru daha da mağdur edeceği için yanlıştı.

 - İktidar medyası IDEF 2025 fuarını manşetlerden yayımladı ama İsrail’e silah sağlayan şirketlerin de fuara katılmasını ve bu şirketlere protesto girişimlerini görmezden geldi.

 - CNN Türk, SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi’ye suikast düzenlendiğini iddia etti, ama yalanlamadan sonra da haberini düzeltmedi.

 - Bianet, Cumhuriyet ve 12Punto’nun, KRT TV'nin sahibi Fırat Bozfırat'ın, çalışanların ücretlerini ödememesi hakkındaki haberleri, “millî güvenlik ve kamu düzeni” gerekçesiyle erişime engellendi.

 - Rize’de İl Milli Eğitim Müdürü H. İbrahim Akmeşe’nin özel tuvalet ve dinlenme odası yaptırdığı haberini yazan gazeteciler Gençağa Karafazlı ile Şenol Öksüz gözaltına alındı.  

 - Kemal Belgin, Türkiye gazetesinde Hakan Çalhanoğlu’nun, Fenerbahçe ile flört ettiğini yazdı ama futbolcunun İnter’de kaldığı o yazıdan bir gün önce kesinleşmişti.

 - Hürriyet'te Yalçın Bayer, basın toplantısını izlediği tur şirketine "...yıllardır sadece ayakta kalmayı değil, büyümeyi, dönüşmeyi ve lider olabilmeyi başarıyor" ve "Sadece satış değil aslında bir alışkanlık kazandırıyor" gibi cümlelerle övgüler dizdi.

 - Sözcü TV, “Gündem Masası” programında Osmaneli orman yangını görüntülerini Cem Adrian'ın "Kalbimde bir yerde bir orman yanıyor / Bıraktığın şarkılar sahipsiz susuyor" şarkısı eşliğinde yayımladı.

 - Yeni Şafak’ın “Gastronomi tutkunlarının yeni adresi” başlıklı metni, Mersin’deki bir otelin haber görünümündeki örtülü reklamıydı.

 - Sözcü, “200 PKK’lı terörist 72 saatte bırakıldı” diye haber yaptı; Adalet Bakanlığı’nın AYM kararı uyarınca Diyarbakır’da sadece 15 tahliye olduğunu açıklamasına rağmen de haberini düzeltmedi; “200 tahliye” haberlerini sürdürdü.

 - Demirören Medya Grubu’ndan Hürriyet, bu ay içinde Demirören Medya ve Teknoloji Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’yle ilgili tam altı haber yayımlayarak örtülü reklam yaptı.  


ELEŞTİRİ, ŞİKÂYET VE ÖNERİLERİNİZ İÇİN: [email protected]