Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

Aydınlanma devrimine karşı Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli

“Yeni bir Yüzyıl” kavramı tarih boyunca insanlığa umut aşılamıştır.  İnsanoğlu her dönemde,  albenisi yüksek bu kavramla sorunlarının aşılacağına  inanmış, uygarlaşma, refah, aydınlanma, demokrasi , özgürlük  ve barış beklentisine kilitlenmiştir.

AKP’nin bu algıdan yararlanarak ortaya attığı yapay “Türkiye Yüzyılı” kavramı ise Cumhuriyet ile hesaplaşmanın ötesinde bir anlam taşımamaktadır.

Oysa tarih bize, Türkiye Yüzyılının,  saltanat ve hilafetin kaldırılarak millet egemenliğine dayanan tam bağımsız, laik ve çağdaş  Türkiye Cumhuriyetinin kurulması ile başladığının sayısız kanıtlarını sunmaktadır.

Türkiye Cumhuriyetinin en önemli yapı taşlarından birisi, hiç kuşku yoktur ki, dogmalardan arındırılmış aklı ve bilimi önceleyen laik eğitim olmuştur.

Genç Cumhuriyet, eğitimin yapılandırılmasına öncelik tanımış, Eğitim Birliği Yasası TBMM’nin ilk çıkardığı yasalar arasında yerini almıştır.

Böylece mahalle mektepleri, sıbyan okulları, medreseler, tekke ve zaviyelerde sürdürülenve topluma “kul” olma bilinci aşılayan bilim dışı  eğitime son verilmiştir. 

Cumhuriyet döneminin Milli Eğitim anlayışı ile yetişen Cumhuriyet Kuşakları, 100 yıl boyunca Atatürk İlke ve Devrimlerinin en büyük güvencesi olmuştur.

İşte tam bu nedenle, AKP yeni bir Maarif Modeli başlatarak, Cumhuriyet değerlerini tartışmaya açmayı, laik ve bilimsel eğitimi imha etmeyi planlamaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığınca açıklanan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Taslağı” eğitimde bizleri büyük bir kaosun beklediğini ortaya koymaktadır.

Taslağın ilk paragrafında “Türk Milli Eğitiminin Temel ilkeleri esas alınarak hazırlanmıştır” ifadesi yer alsa da, 1739 sayılı Yasa’da yer alan; “Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada  ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı  gençlik yetiştirmek” hedefine taslakta yer verilmemiştir.

Yasanın 12. Maddesindeki “ Türk milli eğitiminde laiklik esastır” hükmü, taslaktan dışlanmıştır.

Medeniyetimizin üzerine inşa edildiği temel kavramlar ise şöyle sıralanmıştır; “aklı selim, kalbi selim, zevki selim”. 

Milli Eğitimin aklı ve bilimi esas alan eğitim metodolojisi tümüyle terk edilmiştir. Bunun yerine “kamil insan (olgun insan) yetiştirmeye odaklanılarak , “ kalp ile zihni içeren ruh ve beden boyutlarının ele alınması” esas alınmıştır.

Soyut, karmaşık, anlaşılmaz kavramlarla yapılandırılan sözde eğitim modelinin tek bir amacı olduğu açıktır; AHLAK. Ahlakın ise tek bir kökü vardır; DİN

Yeni Model de bilimin yerini “ilim” almıştır.” İlme yani dini bilgiye ulaşanın dünyayı anlaması ve anlamlandırmasının mümkün olacağı ve ilme ulaşmaya istekli nesiller yetiştirileceği” açıkça belirtilmiştir.

Sisteme entegre edilen “Erdem- Değer- Erdem Modeli” de bunun kanıtıdır.

“ Türkiye Cumhuriyeti Tarihi ve Atatürkçülük Ders Kitaplarının” hazırlanışında da bu yöntemin esas alındığını ve kitapların “yeni tarih anlayışına göre” hazırlandığını da MEB tarafından yayınlanan taslaktan öğreniyoruz.

8. ve 12. Sınıflarda okutulan dersin saatlerinin azaltılması bir yana, ana hedefin Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşındaki rolünü küçümsemek ve başarıyı öncelikle “halka”mal etmek , Osmanlı Saltanatını  Milli Mücadelenin paydaşı olarak sunmak ve  demokratikleşme hareketini Osmanlı’nın son döneminden başlatarak  Cumhuriyet dönemini önemsizleştirmek olduğu açıktır.

AKP’nin yeni tarih anlayışını öne sürerek varmak istediği yer bellidir. Gerçek dışı bir tarih algısı yaratarak gençliği, kendi Siyasal İslamcı ve Yeni Osmanlıcı  siyasetinin aracı haline getirmek ve aydınlanma devriminden öc almak….

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adı altında Türkiye’ye dayatılan bu model sadece çağdaş ve bilimsel eğitimin sonu olmakla kalmayacak, Türkiye’yi, İslam coğrafyasının bir aktörüne dönüştürecektir.

Cumhuriyet Eğitiminin ruhuna, özüne, ilkelerine, değerlerine bir saldırı niteliği taşıyan, öğretmenlerin yönlendirmesine açık bırakılan bu Modelin uygulanmasına asla izin verilmemelidir. 

Demokratik Kitle Örgütleri bu modele olan tepkilerini ortaya koymaktadırlar. Ancak bu tepkilerin birleşerek büyümesine  ve gündemde süreklilik kazanmasına gereksinim vardır. Bunu sağlayabilmenin yolu ise CHP’nin Atatürk’ün Partisi olduğunu kanıtlaması ile mümkündür. 

CHP Genel Başkanının eğitimcilerin sorunlarına gösterdiği tepkiyi,  Aydınlanma Devrimini ve Atatürk’ün eğitim modelini yok etmek isteyenlere de güçlü bir şekilde göstermesinin zamanıdır. 

Gün, bu gündür. Yarın çok geç olabilir!