Emperyalizm kavramı insanın aklına Lenin’i çağrıştırır. Lenin’e göre emperyalizm, kapitalizmin olgunlaşma döneminde sanayileşme ve finansallaşma aşamasında diğer ülkelere yönelik sermaye ihracı politikasıdır. Teori alanında genel kabul bu olmakla beraber, kimi araştırmacılar John Hobson, Bill Warren ve daha birçok başka araştırmacıların da Lenin’den önce ya da benzer tarihlerde monopolleşme ve finansallaşma ile birlikte sermaye ihracı olarak emperyalizm görüşünü ortaya koyduklarını ileri sürer. Benim buradaki amacım Lenin ve diğer araştırmacıların emperyalizm teorisi üzerinde akademik tartışma yapmak olmayıp, günümüzde emperyalizmin nasıl algılanması gerektiğini ve bu bağlamda Türkiye’nin nerede durduğunu değerli okurlarla tartışmaktır.
Geçen günlerde bir TV programında Dr. Esen Ercan Alp’in insana ürküntü veren ilginç açıklamalarına tanık oldum. ABD’de Chicago Üniversitesi’nde araştırmacı olarak çalışan ve anlaşılan belirli aralıklarla Türkiye’ye de gelerek ülke meslektaşları ve kamu çevreleri ile bilgisini paylaşarak ülkesine katkı yapan Dr. E. Ercan Alp’in anlattıklarını ilgi ve korkuyla izledim. Önce korkudan söz edeyim. Doğa o denli muazzam bir olgu ki, bilim ilerleyip her alanda detay analizini derinleştirdikçe insan hem korkuyor, hem de bu muhteşem doku karşısında ne denli aciz olduğunu anlıyor ve ürküyor. Ünlü bilim insanı Albert Einstein’ın da bu bağlamdaki düşüncesi muhteşemdir. Mealen söylemek gerekirse, doğanın muhteşem olduğunu söyleyen Einstein, aynı zamanda bu muhteşem yapının derinliklerine inmemizi sağlayan muhteşem bir beyin yapımızın olduğunu da söylemektedir.
Geçmiş dönemlerde emperyalizm görüşü geliştirilirken saniyenin milyonda biri hızında hareket eden bir protonun ya da nötronun varlığından söz edilemezdi. Günümüzün gelişmiş araç ve teknikleriyle yapılan araştırmalar sayesinde sağlık ve ilaç sanayi alanından, iletişim alanı, tarım ve sanayi alanları ve en önemli olarak da savunma sanayiine kadar hemen her alana ileri teknoloji, kuantum teknolojisi girmiş bulunmaktadır. Bu teknolojiye sahip olan firmalar ve ülkeler diğer ülkeler üzerinde hâkimiyet kurmada başat olmaktadır. Teknoloji üzerinden emperyalist ağ kurmanın çok önemli bir yanı, özünde sömürücü olan ilişkinin ekonomik nitelikte yürütülen bir işlem olarak algılanması, hatta ülkeye yarar sağlayan bir tür işbölümü ya da işlem olarak algılanmasıdır. Hal böyle olunca ilaç üretiminden, iletişim, enerji üretimi ve kullanımı gibi hemen hemen her alanda yerli sanayiye yönelmek iyi niyet ya da yurtseverlik anlayışını aşar, zira nano teknoloji ya da kuantum teknolojisine girmeden bu teknolojileri kullanan firmalar ya da ülkelerle rekabet etmek olası değildir.
Dr. Esen Ercan Alp söz konusu ileri teknoloji üretiminin bilim-ekonomi-hatta bürokrasi alt-yapısı hakkında da bilgi verdi. Dr. Alp söz konusu ileri teknoloji alanına girebilmek için olağanüstü parasal kaynağa ve onar yıllar gibi uzun sürelere ihtiyaç olduğunu açıkça ortaya koydu. Dr. Alp eğitim üzerinde hassasiyetle durarak, bu konuda da çok önemli mesajlar verdi. Günümüzde en hararetli tartışma konusu haline gelmiş olan eğitim alanında Dr. Alp’in söyledikleri, anlayabilenler için önemli tavsiye niteliğindedir.
Eğitim alanında kısa sürede söylenenleri toparlamak gerekirse, bir defa eğitimin skolastik, ezberci ve sorgulamadan uzak olmaması gerektiğine vurgu yapan Dr. Alp her gelir ve sosyal tabakadan gelen ailelerin çocuklarının eşit koşullarda ve nitelikli eğitim şansına sahip olması gerektiğini vurguladı. Bu konuda Çin’de uygulanan politikalardan da örnek veren Dr. Alp, Çin’de en alt gelir düzeyindeki ailelerin çocuklarının dahi tüm çocuklarla eşit ve yüksek düzeyde eğitim alabildikleri bir sistem uygulandığını vurguladı. Böylece, zeki ve potansiyeli yüksek çocukların yetersiz eğitim sistemi çarkları arasında heba olmadıklarını anlatan Dr. Alp, bu örneğin bir milyardan fazla nüfusa sahip Çin için anlatırken, henüz yüz bini bile bulmamış nüfuslu ülkemiz için önemini vurgulamış oluyordu. Ülkemizde, zaman zaman üniversite sınavlarında üst düzeylerde başarı sağlama becerisi gösteren bir iki yoksul bölge çocukları, olması gereken eşit kaliteli eğitim koşulunda başarılı genç sayısının çok daha yüksek olabileceğinin çok açık kanıtıdır. Ne var ki, ülkemizde pandemi döneminde Internet erişimi dahi olmadığı görülen, taşımalı sistemle ancak okula ulaşabilen geniş kitle içinden fazla verim alınabileceğini düşünmek ancak bir hayal olabilir.
Dr. Esen Ercan Alp eğitimimde laiklik vurgusu yaparak, bağnazlıktan uzak, özgür düşünebilen, elde ettiği bilgiye kuşku ile bakarak sorgulamayı hedefleyen birey yetiştirmenin önemini ortaya koydu. Ne hazindir ki, matbaayı bile gerici zihniyetle Batı’dan çok sonraları almış olan, rasathaneyi topla yıkan bir neslin evlatları bir dönemde aydınlanma hevesine düşerek olumlu adımlar atmaya yönelmişken, günümüzde gelişmemiş kafalarının hâkim olduğu sistemde ufacık çocukların kafasını boş ve ürkütücü hurafelerle doldurmaktan geri durmuyoruz. Gerici eğitimle siyasiler meydanı boş bularak at koşturabildikleri gibi, bu koşullardan yararlanan emperyalistler de üstü örtülü politikalarla ülkeyi soyabilmektedir.
Teknoloji merkez ülkelerde geliştirildikçe, merkez ülkelerin Türkiye gibi çevresel konumlu ülkeler üzerindeki hâkimiyeti yoğunlaşacaktır. Bu hâkimiyet ilişkisi, teknoloji yoğun ürünlerin ithalatımızda artmasına, ihracatımızda ise azalmasına, dolayısıyla zaten müzminleşmiş cari açığın daha da koyulaşmasına yol açarak, ülke dışına devamlı ve yapısal kaynak sızıntısı oluşturacaktır.
Durum bu iken, halkın samimi din ve ibadet duygularını sömürerek oy peşinde koşulacağına, ülke bağımsızlığının sağlanması amacıyla uzun vadeli laik ve tüm gençlere eşit yüksek kaliteli eğitim seferberliğine girişilmelidir. Buna ilaveten, kamu içinde yüksek teknoloji merkezleri kurularak, hiçbir şeyden kaçınılmadan, başta temel bilimler olmak üzere her alanda geleceği oluşturacak gençlerin yetiştirilmesine özen gösterilmelidir.
Ülkeler, devlet şatafatı ya da itibardan tasarruf edilmez laflarıyla girişilen israfla kalkınamaz; ülke ancak özgür, laik ve sorgulayıcı eğitim sistemi ile kalkınır.
Çok Okunanlar
Gassal dizisi nasıl izlenir?
Necla Nazır, Ferdi Tayfur cenazesindeki tartışmaya dair konuştu
Yunus Emre Vakfı skandalı büyüyor...
Hull City'nin 'Türk Bayrağı getirmeyin' kararıyla ilgili açıklama
Umut hakkı ve genel af gündemde mi?
Fenerbahçe'den Galatasaray'a transfer çalımı
Ferdi Tayfur ve Ata Demirer arasındaki kavga yeniden gündemde
Anne, oğlunu öldürdü: Cinayeti itiraf etti
Dünyanın en yaşlı insanıydı: 116 yaşında hayatını kaybetti
3 Ocak Cuma reyting sonuçları: Zirvede hangi yapım var?