Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
41,1988
Dolar
Arrow
37,8156
İngiliz Sterlini
Arrow
49,2771
Altın
Arrow
3700,0000
BIST
Arrow
9.533

Halkı ve haklı tepkileri örgütlemeyi başaramayan CHP sorunsalı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması üzerine söylenecek çok şey var. Ancak bir gazeteci ve yurttaş olarak en temel gözlemim şu: Türkiye, baştan aşağı büyük bir yorgunluk içinde.

Çeyrek asra yakındır iktidarda olan AKP, kamu kaynaklarıyla beslenen gazeteleri, televizyon kanalları, ekrandaki tetikçileri ve sosyal medyadaki trolleri aracılığıyla büyük algı operasyonları yürüttü. Özellikle ekonomik olarak kendisine bağımlı hale getirdiği kitleleri ikna etmeyi başardı. Ancak Türk halkı yorgun. İnsanlar bezgin.

Bu yorgunluğu anlamak için Üsküdar gibi kozmopolit bir ilçeye bakmak yeterli. Marmaray’dan inenler, vapurlardan çıkanlar; farklı sosyal kesimlerden, farklı dünyalardan insanlar burada kesişiyor. Son dönemde, halkın nabzını tutmak için birkaç kez sokak röportajı yaptık. Gözlemlediğim en önemli şey, insanların artık düşüncelerini çok daha net ifade etmeleri oldu. Emekliler, yaşlılar, kadınlar ve erkekler; memnuniyetlerini de, şikâyetlerini de açıkça dile getiriyordu. Yorgunluk hissi, belki de kızgınlıkları çekincelerinin önüne geçiyordu. Bazıları ise "Konuşturmayın şimdi bizi, tutuklarlar" sözleriyle sanki hiçbir şey söylememiş gibi çok şey söylüyordu. 

En ilginç sonuçlardan biri, yaptığımız “Ekrem İmamoğlu mu, Mansur Yavaş mı?” anketinde ortaya çıktı. Üç yüze yakın kişiye bu soruyu yönelttik. Sadece bir kişi "Erdoğan" dedi, bir kişi "Selahattin Demirtaş". Eskiden bu oranlar çok daha farklı olurdu.

Devletin tüm imkânlarına sahip olan iktidar, yaptırdığı özel araştırmalarla halkın nabzını tutuyor ve gerçeğin farkında: Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları yorgun, değişim istiyor ve iktidar artık iktidarının devam edemeyeceğini görüyor. İşte tam da bu yüzden, siyasi soruşturmalar, gözaltılar, itibarsızlaştırma kampanyaları ve medya manipülasyonları artıyor.

Ancak bu süreçte en büyük eleştiriyi hak eden, hiç şüphesiz ki muhalefet—özellikle de Cumhuriyet Halk Partisi. Sıradan bir yurttaş Twitter’dan öfkesini dile getiriyor, bakıyorsunuz ki CHP’liler de benzer tepkiler veriyor. Beyler, koltuklarda oturarak muhalefet yapılmaz! Üstelik, onu bile beceremediğinizi biliyoruz. En kritik oylamalarda kaç CHP milletvekilinin eksik olduğunu da biliyoruz.

İktidar, yargı eliyle siyasi operasyonlar düzenlerken, muhalefetin gösterdiği refleks samimiyetsiz diyaloglardan öteye gitmiyor. Eğer İstanbul Üniversitesi öğrencileri olmasa, belki Saraçhane’de o kalabalığı bile toplayamayacaklardı. 

Bir başka mesele de, CHP’nin halkın tepkisini sanki sönümlemeye çalışıyor gibi görünmesi. Eğer 1 milyon 750 bin üyeniz varsa ve Türkiye’yi yönetmeye talipseniz, önce hakkınızı aramayı bilmelisiniz! Baskıdan, hukuksuzluktan bunalan milyonları örgütleyemeyen, hak arayışına davet edemeyen bir muhalefet, iktidar alternatifi olamaz.

CHP içinde, AKP’nin vurguncularına özenenler elbette olacaktır. “Biz de gücü lehimize kullanalım” diyenler de çıkacaktır. Ama bunları tespit edemeyen bir yönetim, Türkiye’yi yönetecek kabiliyete sahip değildir. Şeffaflık, cesaret ve Cumhuriyet değerlerine sarsılmaz bir bağlılık gerekir.

Bu mesele artık İmamoğlu meselesini aşmıştır. Demokratik olmayan baskı süreçlerine örgütlü bir şekilde tepki verilmezse, karanlık daha da koyulaşacak ve Türkiye, bir avuç güç sahibinin oyuncağı olmaktan kurtulamayacaktır. Dünyada bunun örnekleri var ve bu ülkelerin halkları için son, hep hüsran olmuştur.

Ülkesini seven sahip çıksın... 

 

SÜRECE DAİR NOTLAR 

- Gözaltılar sırasında yurttaş her açıdan mağdur edildi. Yollar kapatıldı. Ulaşım çileye döndü. 

- İnternet yavaşlatıldı. Bazı anlarda neredeyse internete erişim ortadan kalktı. Haber platfonmları okuruna ulaşamadı. Banka aplikasyonlarından işlem yapılamadı. 

- Sosyal medya platformlarına erişim engellendi. Halkın tepkilerini ortaya koyması ve süreci izlemesine mani olundu. 

- Troller kuvvetle muhtemel yönetildikleri merkezden harekete geçirildi. Gerçek dışı iddialar servis edildi, hashtag çalışmaları başlatıldı. 

- Muhalefet kanadında en etkileyici ve net konuşmayı İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu yaptı. Aynı berraklığı Özgür Özel ortaya koyamadı. Dervişoğlu, "Bütünleşik muhalefet yapılmalı" dedi. "Bütünleşik muhalefet" söylemi bilindiği üzere sol çizgide bir söylemdir. Özgür Özel, Dervişoğlu kadar soldan bakamadı. Hatta Saraçhane'de Taksim'e yürümek isteyen kalabalığı durdurduğu için yuhalandı.

- Gözaltına alınanların avukatlarıyla görüşmesi engellendi. 

- Saraçhane'deki kitle yine sol sosyalist bilinç sayesinde bir araya geldi. Türkiye'de en örgütlü hareketleri yine sosyalistlerin gerçekleştirebildiği açıkça ortaya çıktı. Ama gençlerin, öğrencilerin ve halkın tepkisi de önemliydi.  

- Cumhuriyet değerlerine bağlı yaşlı kadın ve erkekler, gençlere taş çıkarırcasına buz gibi havada ellerinde bayraklarla Saraçhane'ye koştu.