Türkiye’de iktidar, baskıyı her geçen gün daha da artırıyor.
Öğrenciler, siyasetçiler, gazeteciler… Muhalif olan kim varsa gözaltılarla, tutuklamalarla, yasaklarla susturulmaya çalışılıyor.
Tüm bunlar sadece baskı kurmak için değil, aynı zamanda toplumsal tepkiyi dağıtmak ve dikkati başka yöne çekmek için yapılıyor.
Öyle ki bir gün önce ülkenin en önemli gündem maddesi neyse, ertesi gün yerini başka bir olaya bırakıyor.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), bağımsız yayınları engelleyecek yeni kararlar alıyor; bireysel gazetecilerin YouTube kanallarına lisans zorunluluğu getiriliyor, uymayanların platformlarının kapatılacağı duyuruluyor. Boykot iletileri paylaşanların X hesaplarına erişim engeli getiriliyor.
Tüm bunlar tesadüf mü? Elbette hayır. Amaç, dikkatleri başka yöne çevirmek. Algıyı dolayısıyla toplumu ve dinamikleri yönetmek.
Bu konuda inanılmaz yetenekli iktidar bürokratları var. Toplumsal refleksi tamamen dağıtmak için üst üste yeni krizler yaratılıyor. Daha önceki bir olayın etkisi devam ederken, bir anda yeni bir provokasyon devreye giriyor. Öyle ki geçtiğimiz günlerde CHP’nin seçim otobüsünün kaçırıldığına dahi tanık olduk.
İktidarın algı yönetimi konusundaki hızına yetişmek mümkün değil. Ancak sürekli peşlerinden koşarak onların belirlediği gündemin esiri olmak da hem yurttaşlar hem de gazeteciler olarak bizim hatamız.
Bu yüzden önceliğimiz, sistematik bir mücadele inşa etmek olmalı. Hak, hukuk, adalet ve demokrasi mücadelesini anlık tepkilerle değil, uzun vadeli bir stratejiyle yürütmeliyiz.
Manipülasyonlara kapılmadan, gündem saptırmalarına karşı uyanık olarak ve en önemlisi, yılmadan…
Bu arada, şöyle birkaç ay geriye gidelim… Tüm bu yaşadıklarımız aslında hangi konuları konuşmamızı engelledi?
Çok Okunanlar

AKP kulislerinde itiraf gibi değerlendirme

Fenerbahçe'den ezeli rakibine transfer çalımı!

Teröristbaşı Öcalan'dan aylar sonra ilk görüntü

Cumhuriyete düşmanlık millete ihanettir

Nihat Genç’in ardından

Şimdi de Cumhuriyet'i 'Alevi katliamı' ile suçladı

Sapık

Atatürk döneminde nasıl tarım ülkesi olduk

Boğaz’da kaçak alarmı: 6 yapı için yıkım kararı çıktı!

Sistematik eğilimler hukuki delil sayılmalıdır