Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,6207
Dolar
Arrow
34,8656
İngiliz Sterlini
Arrow
44,4914
Altın
Arrow
3046,0000
BIST
Arrow
10.138

Ege’de boğdurulan Devlet!..

“Denizi geçip derede boğulmak” denir ya; dünyaya yön verdiği iddia edilen yöneticilerimizin derede nasıl boğulduğuna bakalım.

14 gün önce Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, 16-17 Nisan tarihlerinde Atina’da düzenlenecek olan “Okyanuslarımız Konferansı” sırasında Ege Denizi ve İyon Denizi’nde iki yeni Deniz Parkı ilân edileceğini duyurdu.

Bu ne demekti?

Cevabını, hemen aynı gün Dışişleri Bakanlığı’mızın yaptığı sert açıklamadan öğrenelim.

Bakanlık; Ege sorunları bağlamında öteden beri hemen her platformdan istifade etme çabası içinde olduğu bilinen Yunanistan’ın bu defa da çevreyle ilgili hususları istismar ettiğini vurgulayarak şunları kaydetti:

“Ege sorunlarını ve egemenliği uluslararası anlaşmalarla Yunanistan’a devredilmemiş bazı ada, adacık ve kayalıkların statüsüne ilişkin hususları kendi gündemi çerçevesinde kullanmamasını Yunanistan’a tavsiye ederiz. AB dahil üçüncü tarafları da Yunanistan’ın çevre programlarına yönelik siyasi hamlelerine alet olmaması konusunda ikaz etmek isteriz... Yunanistan'ın statüsü tartışmalı coğrafi formasyonlar üzerinde yaratması muhtemel fiili durumları kabul etmeyeceğimize tekraren dikkat çekeriz.”

Türkçesi, Yunanistan Ege’deki işgallerini şimdi de “deniz parkı” adı altında artıracağı mesajı vermişti.

Tabii Atina’nın Ankara’ya cevabı gecikmedi.

Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin tamamen çevresel bir konuyu politize ettiğini öne sürüp, “Yunan Hükümetinin, dış politika ilkeleri çerçevesinde ülkenin egemenliğini ve egemenlik haklarını tamamen desteklemeye devam edeceğini” bildirdi... Hükümet Sözcüsü Pavlos Marinakis, bunun sadece çevreyi korumaya yönelik bir eylem olduğunu belirtip, Türkiye ile görüşecekleri tek konunun “Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ve kıta sahanlığının belirlenmesi” olduğunu hatırlattı... Türkiye’nin tepkisini kabul edilmez bulan Savunma Bakanı Nikos Dendias da, “Antipaksoi adasında (İyon denizi) avlanacaksam, Türk büyükelçisini arayıp izin mi isteyeceğim? Ege’deki Deniz Parkı, Siklad (Batı ve Orta Ege) bölgesini kapsıyor. Türkiye istediğini söyleyebilir. Türkiye beğense de, beğenmese de Yunanistan’ın Ege’de hakları vardır.” dedi.

Neticede Ankara’nın uyarısına rağmen Yunanistan 16-17 Nisan’da “Okyanuslarımız Konferansı”nı gerçekleştirdi ve bizzat Başbakan Miçotakis’in ağzından o iki parkı oluşturacağını ilân etti.

AKP VE MSB TEYAKKUZA GEÇTİ DE

Bu defa Ankara’nın tepkisinin adresi AKP Genel Merkezi ve Milli Savunma Bakanlığı oldu.

Çarşamba günkü AKP MKYK toplantısının ardından konuşan Sözcü Ömer Çelik, Yunanistan’la aramızda yaşanan normalleşme siyasetinin Erdoğan’ın Atina ziyareti sonrası gayet iyi bir ivmeyle gittiğini anlatıp düzenlenen konferansı “sıkıntılı bir adım” diye niteleyerek şunları söyledi:

“Normalleşme sürecini sabote eden bir durum olduğunu değerlendiriyoruz. Yunanistan'a bir kez daha diplomasi yolundan ayrılmaması gerektiğini ve bu çerçevede de deniz parkı yaklaşımlarına Türkiye'nin hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğini ilân ediyoruz. Umuyoruz ki, sağduyulu davranırlar. Yunanistan her türlü istismardan kaçınmalı. Bölgenin daha fazla tansiyona şiddete tahammülü yoktur.”

Bir gün sonra da Milli Savunma Bakanlığı’nın haftalık basın bilgilendirme toplantısında MSB kaynakları, gazetecilerin konuya ilişkin sorusuna şu cevabı verdi:

“Yunanistan Dışişleri Bakanlığı tarafından 8 Nisan 2024 tarihinde Ege Denizi ve İyon Denizi’nde iki büyük deniz parkı ilân edileceği duyurulmuştur. İlân edilmesi planlanan parklar hakkında Dışişleri Bakanlığımız diplomatik olarak gerekli girişimlerde bulunmuş, EGAYDAAK’lar üzerindeki tek taraflı fiilî durumların kabul edilmeyeceğini ve herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağını ifade etmiştir. Bakanlık olarak Ege Denizi’nde hak, alaka ve menfaatlerimizi korumak ve Yunanistan’ın tek taraflı statü oluşturma çabalarını engellemek maksadıyla teyakkuz halinde bulunmaktayız.”

DEVLET BÖYLE Mİ YÖNETİLİR?

İş olmuş, bitmiş... Bizimkiler hâlâ, “müsaade etmeyeceğiz, teyakkuz halindeyiz” diyor. Hayır, bu sözlerin de kuru bir hamaset olmasına değil, başka bir konuya dikkat çekeceğiz.

İktidar ile Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlıklarımızın gündemine alıp tepki gösterdiği “Okyanuslarımız Konferansı”na Yunanistan hükümetinin resmi davetlisi olarak kim katıldı, biliyor musunuz?

Lozan Antlaşması’na göre siyasi işlerle ilgilenmeyip sadece İstanbul ile Bozcaada ve Gökçeada’daki Rum Ortodoks vatandaşlarımızın dini ihtiyaçlarını karşılamak şartıyla İstanbul’da kalmasına izin verilerek önce Eyüp, daha sonra Fatih Kaymakamlığı’na bağlanan Fener Rum Patrikhanesi’nin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Patrik Bartholomeos da katıldı.

Katılmakla kalmadı; Lozan’a aykırı olarak “Ekümenik Patrik” olarak ağırlandığı bu konferansta bir konuşma yaptı. Sonrasında ise Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile gerçekleştirdiği özel görüşmede, “güncel dini ve genel konuları” ele aldı.

Patrik Bartholomeos’un dört günlük “resmi ziyareti” konferansla sınırlı değildi. Eğitim ve Dini İşler Bakanı başta olmak üzere çok sayıda Yunan yetkiliyle bir araya gelip çeşitli etkinliklere katıldı.

Daha trajik komik olan; Türkiye’nin sözde tepki gösterdiği o konferans için Atina’ya giden Bartholomeos’un boy gösterdiği diğer etkinliklerin birisine Atina Başkonsolosumuz Mustafa Somuncu da katıldı.

Şimdi sorularımıza geçelim:

Ankara Atina’ya böylesine meydan okurken, kendi vatandaşı olan Patrik Bartholomeos’un “Okyanuslarımız Konferansı”na katılacağını bilmiyor muydu?!

Erdoğan’ın 2017’deki, “Daha da ileri gideceğim. Mesela Patrik yurtdışına çıkmak istese, Lozan’a göre Eyüp Kaymakamlığı’nın müsaadesi ile çıkabilirdi. Biz bunun önünü açtık.” sözlerinden hareketle, Bartholomeos’un izin almaya gerek duymadan Atina’ya gittiğini varsayalım; peki Ankara’nın, o konferansa katıldığından ve konuşma yaptığından da mı haberi olmadı?!

Herhalde olmuştur, değil mi? Öyleyse Yunanistan’a böyle tepki gösterilirken, bilmem kaçıncı kez Lozan’ı çiğneyen Bartholomeos’a bari bu defa herhangi uyarıda bulunuldu mu?!

Ez cümle; böyle bir devlet yönetimi olmaz... Olursa da ne Yunanistan ne de bir başkası Cumhuriyeti Devleti’ni ciddiye alır!..

Bakanlıkların ve Sözcüsünün tepki gösterdiği olayı Erdoğan da ciddiye almamış olmalı ki, geçtiğimiz Cuma namazı çıkışında Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in Mayıs’taki Türkiye ziyareti konusunda şunları söyleyebildi:

“Sayın Miçotakis’in ziyareti bir nevi iade-i ziyarettir. Ve bu iade-i ziyaret de Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde önemli bir merhaledir diyebilirim. Ve bu önemli merhaleyle ilgili olarak da biz Türkiye-Yunanistan ilişkilerini çok daha iyi bir konuma nasıl taşıyabiliriz; bunları görüşme fırsatımız olacak.”

Hayırlı ziyaretler!.. Hayırlı merhaleler!.. Hayırlı konumlar!..

Müyesser YILDIZ

22 Nisan 2024