Yapay zeka yaşamın tüm alanlarında kullanıma giriyor. Bu alanlardan biri de insan kaynakları yönetimi. Günümüzde artık özellikle de teknolojide ileri ülkelerin çoğunda pek çok firma işe alımlarda yapay zekayı kullanıyor. Türkiye’de bu yönde birtakım girişimler var ve önümüzdeki yıllarda çoğu sektörde iş görüşmelerinin yapay zeka tarafından yapılacağına hep birlikte tanıklık edeceğiz.
Teknolojinin olanaklarından yararlanmak gerekiyor elbet, ancak bunun kimler tarafından, nasıl kullanılacağına ilişkin pek çok soru da akla geliyor. İş görüşmelerinin ya da diğer adıyla mülakatların yapay zeka tarafından yapılması tarafsız ve adil karar açısından önemli tabi ki. Yapay zekanın devreye girmesiyle belki de bugün gündemi meşgul eden pek çok sorun çözüme kavuşmuş olacak. Makine, insandan farklı olarak karar sürecine duyguları katmayacak, işe uygunluk kriterini esas alan nötr bir değerlendirme yapabilecektir. Diğer yandan makine işe başvuru yapan kişiden, kendi işleyiş koşullarında “yakınımdır” kartı da istemeyecek, söz konusu iş için en uygun kişiyi belirleyecektir.
Diğer önemli bir nokta da kalitenin ve niteliğin öne çıkmasıdır. Makine, değerlendirme kapsamına alacağı her bir kişinin dijital iz sürümünü yaparak tüm hikayesini ortaya koyacak, ona göre de işe uygunluğuna karar verecektir. Kişinin eğitim sürecinden, söz konusu işe ilişkin tüm yapıp ettikleri, deneyimleri, potansiyel yetileri yapay zekanın dijital sondajıyla ortaya konularak kişinin o işe ilişkin profili elde edilecektir. Böylece işe en uygun kişinin alımı sağlanacaktır. En azından ilk bakışta öyle görünüyor. Süreci kolaylaştıracağı açık, ancak artıları veya eksileri konusunda bir şeyler söylemek için henüz erken
Teknolojinin, dolayısıyla da yapay zekanın yaşamın tüm kesitlerine entegrasyonu kaçınılmaz elbet. Ancak ondan beklenen faydanın sağlanması için toplumsal ve kültürel ortamın uygunluğu da önemli. Adına yapay zeka denildi diye insandan bağımsız karar verecek değil ya. İşletici yine insan, dolayısıyla da kumanda insanda. O halde teknolojinin ve de yapay zekanın işini doğru yapabilmesi için öncelikle onu işleten insanın doğru olması, doğruyu benimsemesi gerekir. Dolayısıyla da teknolojinin içerisinde yer aldığı ve işleyiş gösterdiği toplumun gelişmişlik düzeyi büyük önem taşımaktadır. Demokratik ve etik değerlerin yeterince gelişmemiş olduğu bir toplumda yapay zekanın doğru karar vermesini beklemek boşuna. Sonuçta yapay zeka denilen makine, içinde işlerlik kazandığı toplumun verilerinden beslenerek gelişir.
Diğer yandan işe alımlarda yapay zekanın tam kapasiteyle ve doğru kullanılabilmesi için kurum ve firmaların yönetim politikalarının yeterince gelişkin olması gerekir. Bunun için de kurum veya firma yönetimindeki kişilerin iş ve çalışma politikalarında liyakate öncelik vermeleri, kurum ve firma çıkarlarını kendi çıkarlarının üzerinde tutacak olgunlukta olmaları, kurum içinde kendi iktidar alanlarını yaratmak yerine kurum personelinin iş kalitesinin geliştirilmesinin koşullarını sağlamaya öncelik verecek doygunlukta olmaları beklenir. Oysa toplum olarak bu düzeye gelmek için henüz çok zamana ihtiyacımız var. Öncelikle bireysel hırslarımızdan, başımıza dert olan egolarımızdan kurtulmamız ve kendimizi aşmamız gerekir. İşte o zaman teknolojinin olanaklarından en üst düzeyde yararlanmak mümkün olabilir.
Ayrıca teknolojinin yaşama etkin biçimde entegre edilebilmesi için toplumdaki tüm bireylerin de teknolojiyi kullanabilme yetkinliğine sahip olmaları gerekir. Bunun da tek yolu eğitim. Dolayısıyla da eğitim yöntem ve tekniklerinin, bireye teknoloji kullanımında yetkinlik kazandıracak yönde gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi büyük önem taşımaktadır. Madem ki teknolojiyle, özellikle de yapay zeka teknolojileriyle biçimlendirilecek bir dünyaya doğru gidiyoruz, o halde teknoloji kullanımında yetkin kuşakların yetiştirilmesi şart.
Ama teknoloji kullanımında yetkinlik yetmez, teknolojinin insanlık yararına kullanımını önemseyen, hümanist kuşakların yetiştirilmesi de büyük önem taşımaktadır.
Gerçek anlamda demokratik toplumların oluşabilmesi için bilimsel bilgi donanımlı, düşünsel olarak gelişkin, kendi özgür iradeleriyle karar verebilen, eleştirebilen, sorgulayabilen bireylerden oluşan bilinç düzeyi yüksek toplumlara ihtiyaç var. Teknolojinin, insanlığa insanca entegrasyonu da ancak bilinçli toplumlarla mümkündür.
Bilinç düzeyi yüksek bireylerden oluşan toplumların da bilinç düzeyi yüksek olur. Bilinç düzeyi yüksek toplumlarda teknolojinin insanlık yararına kullanımı da mümkündür, yapay zekanın kullanımıyla çok daha nitelikli bir insan kaynakları yönetimi de.
Çok Okunanlar

Ferhat Göçer'den çarpıcı Volkan Konak açıklaması: 'Defalarca uyardım...'

Bir kare fotoğrafın faturası...

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan olağanüstü kurultay açıklaması! Aday olacak mı?

Gelinim Mutfakta 1 Nisan Salı puan durumu: Bugün çeyrek altını kim aldı?

Reyting sonuçları açıklandı! 31 Mart Pazartesi günü en çok izlenen yapım ne oldu

Allah Sayıştay'dan razı olsun, iyi ki var

İmamoğlu'nun tutuklanması seçim sonuçlarını etkiledi

Volkan Konak'ın ölmeden önceki ana ait yeni görüntü ortaya çıktı!

Bir yaş günü düşünceleri

Sırrı Süreyya Önder Volkan Konak'ın nasihatını tutacağını söyledi!