Bugün öğretmenler günü. Öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin emeklerinin ne denli değerli olduğunun bir kez daha anımsandığı, anımsatıldığı gün.
En önemli mesleklerden biridir öğretmenlik. Eğitime gönül vermek insanlığa gönül vermek demektir. Bir toplumun var olabilmesi, bir ülkenin kalkınabilmesi öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin çabasıyla ancak olanaklıdır. Bu nedenle Cumhuriyet’imizin ilanının hemen ardından öğretmen okulları, o günün deyimiyle muallim mektepleri açılmış, öğretmen yetiştirmek Cumhuriyet’in öncü projelerinden biri olarak yaşama geçirilmiştir.
Bir yandan nitelikli öğretmenlerin, eğitimcilerin yetiştirilmesi için muallim mektepleri açılırken, diğer yandan da zaman yitirmeksizin halkın okuryazar hale getirilmesi için projeler uygulamaya konulmuş. Proje kapsamında okuryazar olanlar, okuryazar olmayanlara okuma yazma öğretmek üzere görevlendirilerek ülke genelinde kapsamlı bir okuma yazma seferberliği başlatılmıştır. Bizde Cumhuriyet’in kuruluşunun hemen ardından başlatılan bu uygulamanın örneklerinin Batı ülkelerinde yetişkin eğitimi, yaşam boyu eğitim gibi adlandırmalarla çok daha sonraları başlatıldığını da burada vurgulayalım. Kurucu Önder’imiz Mustafa Kemal Atatürk’ün eşsiz vizyonu bu konuda da kendisini bir kez daha gösteriyor.
Atatürk’ün eğitim öğretime ve öğretmenlere ne denli önem verdiğini yalnızca konuşmalarında değil, yapıp ettiklerinde de açıkça görüyoruz. Cumhuriyet öğretmenleri deyimi de bunun güçlü bir vurgusu. Cumhuriyet öğretmeni rasyoneldir. Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlattığı yoldu, koyduğu hedefe doğru kararlılıkla yürür. Rasyonel bakış açısıyla, bilimsellikten ödün vermeksizin insanımızı bilgiyle donatmak, Ulusumuzu en gelişmiş ulusların düzeyine çıkarmak öğretmenimizin asıl hedefidir. Mesleğini, bu hedefe ulaşacak olmanın idealizmiyle yapar. Yetiştirdiği her birey öğretmenin başarısı, dolayısıyla da mutluluğudur.
Cumhuriyet öğretmeninin en önemli sorumluluğudur Cumhuriyet’imizin temel değerlerini öğrencilerine aktarmak, toplumda yerleşmesine ve güçlenmesine hizmet etmek. Kendi öğretmenlerimden bilirim, mezun ettikleri öğrencileri yıllar geçse de asla unutmazlar, her birini adıyla, karakteriyle anımsarlar. Bir tür iz sürmek de denilebilir buna. Yetiştirdikleri her bir öğrenci onların birer eseridir, hem de çok önemli bir eser. Dolayısıyla da ortaya koydukları her bir eserin izini sürerler, bozulmasın, zarar görmesin, insanlığa, yurduna, toplumuna, ailesine vs. karşı sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirsin diye sürekli takipte kalırlar. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, Cumhuriyet öğretmeni yetiştirdiği öğrenciyi gözünden, bakışından, duruşundan, yüzündeki ifadeden tanır. Öyle bir bağdır ki o, zamana ve uzama meydan okurcasına güçlenir. Her bir öğrenci kendisini yetiştiren öğretmenin yaşamında kalırken, öğretmen de yetiştirdiği öğrencisinin yaşamından hiç çıkmaz. Her birimiz farkında olalım ya da olmayalım bizi yetiştiren öğretmenlerden izler taşırız. Karakterimiz, tavrımız, duruşumuz, dünya görüşümüz, değerlerimiz ailemizin yanı sıra bizi yetiştiren öğretmenlerimizden elde ettiğimiz kazanımların toplamıdır.
Dolayısıyla da bir toplumun gelişmesinde, bir ülkenin kalkınmasında, insanlığın iyileşmesinde öğretmenin çok büyük bir rolü vardır. Çünkü öğretmen insan sermayesine yatırım yapar. Her bir bireyin kültür sermayesini güçlendirir. Öğretmenin her dokunuşu insanlığın geleceğine bir çentik atmaktır. O halde iyi bir gelecek, daha insancıl bir dünya için öğretmenin nitelikli yetişmesi gerekir. Ama bunun için öğretmenlik mesleğinin eski saygınlığını kazanmaya ihtiyacı var. Öğretmenin değer kazanması için öncelikle ekonomik koşullarının iyileştirilmesi gerekir. Her bir öğretmen gerek öğrencileri için gerekse toplum için öncelikle bir kanaat önderidir. Yalnızca bilgisiyle, öğretme yeteneğiyle değil, aynı zamanda giyim kuşamıyla, yaşam biçimiyle, sosyal ortamdaki temsil yetisiyle de öne çıkmalıdır. Geçim sıkıntısı içindeki öğretmenin, öğrencilerine güvenle yaklaşması, yetkin bir öğretme işi yapabilmesi, halka önderlik yapması mümkün değildir.
Diğer yandan son yıllarda öğretmen yetiştiren okullara talep giderek azalmaya başladı. Bunun nedeni gençlerin öğretmen olmayı tercih etmemesidir. Yıllar öncesinde öğretmenlik çoğu insanın ideallerini süsleyen bir meslekti, bugün gelinen noktada ise gözden düşen bir mesleki alan haline geldi. Oysa bir toplumun kalkınması, bir ülkenin gelişmesi için eğitim öğretim diğer tüm alanlardan daha önceliklidir. Güçlü toplum için güçlü birey yetiştirmek gerekiyor. Bunun da yolu eğitim öğretimden geçer. Dolayısıyla da öğretmenin nitelikli yetişmesi, öğretmenlik mesleğinin saygın hale gelmesi gerekir. Bunun için de öğretmenin korunup kollanması, desteklenmesi, ekonomik ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve mesleğin yeniden çekici hale getirilmesi elzemdir.
Eğitimiyle, niteliğiyle, yaşam kalitesiyle öğretmenin güçlendirilmesi, toplumsal saygınlığının kazandırılması nitelikli kuşakların yetiştirilmesi, ülkemizin çağa ayak uydurarak geleceğe yürümesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlarken, Cumhuriyet öğretmenlerine de selam olsun.
Çok Okunanlar
Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerine 9 vekilden destek
Terörist Murat Karayılan'dan CHP'ye küstah sözler!
İmralı coşkusu!..
İmparatorlukları batıran kanser: Borçlanma
Selam olsun cumhuriyet öğretmenlerine
Mehmet Uçum muhalif medyanın gözdesi
Çocuklar, yoksulluk ve itibar
Aziz Yıldırım trafikte belediye aracıyla tartıştı
'13 yıl boyunca koynumuzda yılan beslemişiz'
CHP'nin Meclis'teki sandalye sayısında artış