Ara tatili nasıl değerlendirmeliyiz?

8 Kasım 2024 Cuma günü itibariyle Türkiye’de ilk ve orta dereceli okullarda eğitime bir hafta ara verilecek. 2019 yılında ilk kez uygulamaya konulan bu ara tatil uygulaması eğitimciler arasında bazı ihtilaflara neden olsa da genel görüş bu bir haftalık ara tatillerin faydalı olduğu yönünde. Ara tatille birlikte İstanbul’da uygulanmaya başlanan ders saatlerinin 35 dakikaya düşürülmesi konusu da eğitimciler, uzmanlar ve veliler arasında fikir ayrılıklarına neden oldu. 

Fikir ayrılıklarının en temel sebebi özellikle çalışan ailelerin iş saatlerini çocukların okul saatine göre ayarlaması ve bu değişikliklerin bilhassa özel sektörde çalışanlarda mağduriyet yaratması. İstanbul gibi bir metropolde beş dakikanın bile ne kadar önemli olduğunu ve belli saatlerde o beş dakikalık gecikme ya da trafiğe erken çıkmanın ne kadar büyük süre farkına neden olduğunu yaşayanlar çok iyi bilir. Bu nedenle özellikle çalışan veliler, dönem içindeki bu değişiklikten bir hayli etkilenmiş durumda.

Ders sürelerinin düşürülmesi velilerde mağduriyet yaratsa da tahmin edeceğiniz üzere öğrenciler bu durumdan çok memnun. Nasıl memnun olmasınlar ki? Özellikle küçük yaş grubundaki öğrencilerin yaklaşık 40 dakika boyunca sıralarda sabit oturmaları ya da dikkatleri dağılmadan dersi baştan sona takip edebilmeleri pek de mümkün değil. Özellikle ilkokul öğretmenleri bu durumun farkında olarak zaten dersi öğrencilerin dikkat sürelerine göre planlıyorlardı ancak teneffüs ve ders zili süreleri sabit olduğu için öğrencilerin yine de yaklaşık 40 dakika sınıf içerisinde durmaları oldukça zordu. Bu nedenle ben de bir eğitimci olarak ders sürelerinin kısaltılmasını faydalı buluyorum ve bence de uygulamadaki tek hata bu değişikliğin velilere dönem başında bildirilmemiş olması.

İstanbul’daki öğrenciler için başlatılan ders saati süresinin kısaltılması uygulaması umarım zamanla tüm Türkiye’de uygulanır ve bu uygulamadan özellikle küçük yaştaki öğrencilerde verim alınabilir. Zira içinde bulunduğumuz bu hız ve teknoloji çağında, eğitimde bu tip güncellemeler kaçınılmaz, hatta elzem!

Peki tüm Türkiye’deki ilk ve orta dereceli okullarda eğitime verilen bu kısa molada neler yapabiliriz? Bu kısa arada çocuklarla yapılabilecek basit, ekonomik ve ulaşılabilir etkinlikler neler olabilir? Öncelikle benim ilk tavsiyem; havalar daha tam soğumamışken ve kış daha tam gelmemişken ailece açık alanda yürüyüşler yapılması. Bir tablo güzelliğine bürünen ağaçların sarı, turuncu, kızıl ve yer yer solgun yeşil yaprakları arasındaki kısa bir gezinti çocuklarınız için hem çok dinlendirici hem de çok öğretici olacak.

Tatil süresince çocuklar için etkinlikler düzenleyen çocuk kütüphaneleri ve gençler için ücretsiz atölye faaliyetleri sunan gençlik merkezleri de tatilde ziyaret etmenizi tavsiye edeceğim mekanlar. Tatilde müze gezmek de çocuklar için keyifli ve öğretici bir aktivite olabilir. Üstelik İstanbul’da bazı müzeler haftanın belli gün ve saatlerinde herkes için ücretsiz. Örneğin pazartesi günleri İstanbul Arkeoloji Müzesi, Salı günleri 10.00-18.00 saatleri arasında Sakıp Sabancı Müzesi, Perşembe günleri 10.00-14.00 saatleri arasında İstanbul Modern, 11.00-20.00 saatleri arasında Arter Müzesi ve Cuma günleri 18.00’den sonra Pera Müzesi ücretsiz gezilebilecek müzeler. 

Tatilde yapılabilecek bir diğer aktivite ise tiyatroya gitmek. Belediyelerin, özel tiyatroların ve devlet tiyatrolarının çocuklar için çok güzel oyunları var. Bu imkân değerlendirilerek çocuklar için güzel aktiviteler oluşturulabilir.

Tüm bu tavsiyelerin yanı sıra ısrarla vurgulamak istediğim şey ise şu; hiçbir şey yapmasanız, sadece otursanız dahi çocuklarınızla birlikte vakit geçirin, onlara zaman ayrın ve onlara sevginizi gösterin. Çünkü onların en çok size ve sevginize ihtiyacı var!