Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,5658
Dolar
Arrow
33,9499
İngiliz Sterlini
Arrow
44,6408
Altın
Arrow
2814,0000
BIST
Arrow
9.577

Üniversite tercihlerimizi çocukluğumuz mu belirliyor?

Son günlerde en çok konuştuğumuz konulardan biri tahmin edeceğiniz üzere YKS Yerleştirme Sonuçları. YKS’ye ya da halk arasındaki bilinir adıyla “üniversite sınavı”na bizzat katılmasak dahi ailemiz, yakınlarımız, iş hayatımız ya da sosyal çevremiz gereği bu sınavla ilgili tüm süreçlerden bir şekilde haberdar oluyoruz. 

Ben de hem mesleğim hem de sosyal çevrem gereği YKS ile yakından ilgiliyim ve ülkemizin koşulları gereği yıllardır bu sınava çok büyük anlamlar yüklendiğinin bilincindeyim. Bu yazıdaki amacım ise bu anlamı ya da anlamsızlığı tartışmak değil;üniversite tercihlerimizi dahi çocukluğumuzun belirlediğine dikkat çekmek, sadece.

Eğitimin hem ülkemizde hem de tüm dünyada çok hızlı bir değişim ve dönüşüm geçirdiği bir süreçteyiz. Elbette bu değişim yüksek öğretime de yansıyor ve insanların yüksek öğretime yaklaşımları ve yüksek öğretimden beklentileri farklılaşıyor. Dünya genelindeki bu farklılaşma ülkemiz için de geçerli ancak ülkemizdeki beklenti farklılığının en temel nedeni ne yazık ki ekonomi! Teknolojik gelişmeleri bir yana bırakacak olursak; orta okulu ya da liseyi bitirince iyi bir iş sahibi olunan dönemlerden; master hatta doktora bitirilse dahi iyi bir iş bulunamayan bu günlere gelince; insanların yüksek öğretimle ilgili ekonomik ve mesleki beklentilerinin bir hayli farklılaşmış olması çok da şaşırtıcı değil aslında. 

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için yüksek öğretim, hâlen bir meslek edindirme ya da iş bulma aracıyken; gelişmiş ülkelerde yüksek öğretime bakış daha farklı. Bu ülkelerde yüksek öğretimden beklenti mesleki yetkinlik kazandırmanın yanı sıra kişisel gelişimin tamamlanması ve sosyal faydanın artırılmasına yönelik. Gelişmiş ülkelerde toplumsal refah sağlandığı için bireylerin ekonomik kaygı düzeyi yok denecek kadar az ve kişisel zevk ve yeteneklerine daha fazla odaklanabiliyorlar. Aslında bu odaklanabilme hâli çocukluktan başlıyor ve ilmek ilmek işlenerek başarıyı getiriyor. Hayal kurabilen ve hayallerine ya da ideallerine ulaşabilme fırsatı verilen çocuklar, kendini gerçekleştirebiliyor ve bu çocukların yaşadığı toplumlar her zaman kazanıyor.

Bizim toplumumuz içinse durum şimdilik pek parlak değil ancak adım atmak için de geç değil! Bu noktada “İşleriniz iyi gidiyorsa eğitim bütçenizi iki katına çıkarın, işleriniz kötü gidiyorsa dört katına” diyen Tom Peters’in sözleri geliyor aklıma. Bu söze katılıyor ve bir ilave daha yaparak şöyle devam ettirmek istiyorum “İşleriniz iyi gidiyorsa eğitim bütçenizi iki katına çıkarın, işleriniz kötü gidiyorsa dört katınave eğer çocuklarınız hayal dahi kuramıyorsa sekiz katına!”