Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
40,9439
Dolar
Arrow
37,9417
İngiliz Sterlini
Arrow
49,0201
Altın
Arrow
3799,0000
BIST
Arrow
9.659

Heyecan, teşekkür, kurtuluş…

Günümüzde bireysel olsun toplumsal olsun çelme atma, engelleme, daha kibarcası frenleme o kadar yaygınlaştı ki her gün yenilerini gördükçe şaşırmamak elde değil. Sadece derneklerde, STK (sivil toplum kuruluşlarında), iş yerlerinde değil sokakta, siyasette de sıkca görür olduk. 

Örnek çok, ben birkaçına değineceğim. 

 13 Mart Perşembe günü İzmir'de yapılan TÜLOV (Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasİ ve Laik oluşum Vakfı) olağan genel kurulunda da tam bir engelleme yaşadık. Hiç bir etkinliğe katılmayan, genel kuruldan genel kurula katılan, Vakfın amaçları doğrultusunda hiç bir çalışma, maddi, manevi destekte bulunmayan üyeleri gördükçe üzülmemek elde değil. Çalışmaya üretmeye çalışanlara çelme atmak, engellemeye çalışmak olacak iş değil. Ya çalış katkıda bulun, yada çek git. Yok olmaz. Vakıfta benim tek görevim engel olmak, çelme atmaktır. Bu gidişatı ülkemiz için düzeltmeliyiz. 

Bir gün sonra, 14 Mart Tıp bayramı kutlamaya gittiğim bir hastanede, bir meslektaşım "Ah bir emekli olsam, hiç bir hastaya bakmayacağım, hiçbirşeye dokunmayacağım. Bıktım" diyor. İdealizm diye bir duygu kalmamış. Heyecan kalmamış. Karamsarlık diz boyu, Türkiye'yi sarmış, sarmalamış. 

Siyasete baktığımızda karamsar tabloyu daha net görebiliyoruz. Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı aday olmasın diye neler neler yapılıyor. Şaşmamak, şaşırmamak elde değil. İmamoğlu için olmadık davalar açılıyor. Hergün kumpasa varan engellemeler yaratılıyor. Gerçekten bırak şaşırmayı insan hafsalası alacak gibi değil. Neresinden bakarsan bak pislik akıyor. 

Ekrem İmamoğlu'nun diploma iptal konusu? 35 yıl önce günümüzde de yaygın olarak uygulanan bir üniversiteden başka bir üniversiteye yatay geçiş ile eğitimini tamamlamak sadece ülke içinde değil, tüm dünyada yaygın olarak uygulanıyor. Amaç aldığı üniversite diplomasını iptal ettirmek. Ve sonrada buna dayanarak Cumhurbaşkan adaylığını engellemek. Ben de Muğla Tıp Fakültesi Dekanlığında bulundum. Bir Dekan görevden kolay kolay alınamıyor. Görevden almak uzun bir süreç gerekiyor. En kısa süreç istifa etmek ya da ettirmek. Nitekim istifa ettirdiler. Kimbilir kapılar arkasında neler dönüyor. Ne öneriler ne tehditler var bilinmiyor? Durup dururken bir dekanın istifası neden istensin? 

Yaşamın her alanında toplum karpuz gibi iki parçaya bölünmüş durumda. Kötü polis iyi polis rolünde olanlar çoğunlukta. Birileri diğerini kıyasıya engelliyor. Sanki sosyolojik bir moda... Ve bizlerde gençliğe, geleceğimize kötü örnek oluyoruz. Ah ah! Türkiye bunları da mı görecek. İnancım odur ki bu günlerden daha mutlu daha huzurlu günlere gideceğiz. Her türlü engelleri aşacağız. Hiç bıkmadan usanmadan var gücümüzle çalışıp aydınlık günlere ulaşacağız. 

Sağlık çalışanları, sorunlar Tıp Bayramı  duygulanımları içinde İzmir'den Göcek'e giderken, Sakar'dan aşağı doğru sarktığımda Gökova Körfezi bahar güneşinin altında pırıl pırıl parlıyordu. Körfez manzarası iyi geldi. Karamsarlığımı yıkıp atmıştım. Arabamı Akyaka'ya doğru çevirdim. Badem ağaçları gelinlik giymiş gibi bembeyazdı. Yücelen Oteli bahçesine girdiğimde ağlayan kaya misali bahçe duvarından şıpır şıpır akan sular duvar önündeki dereye karışıp Gökova körfezine kavuşuyordu. Derenin üzerindeki köprüden geçerken karşıma Hamdi Bey çıkıverdi. Yücelen Hastaneleri kurucusu Hamdi Yücel Gürsoy, 85 yaşında, durmaksızın çalışıyor. Restore edip yeniden ele aldıkları kafeye geçtik. Yaşanmışlardan çok gelecekten söz ettik. Ülkenin yüzyüze kaldığı olaylardan etkilenmiş. Geleceğe yönelik karamsarlığı yok etmeye çalışıyordu. Sohbetin sonuna doğru "Bugün 14 Mart Tıp Bayramı, hem kutlamaya hemde hastalarımız adına teşekküre geldim. Ayrıca kuruluşundan bugüne yüzlerce hekim, sağlık çalışanları ve diğer insanlarımıza istihdam yarattığın için onlar adına teşekkür ederim" dedim. 

Ülkemizde nice güzel insanlar, insanlık adına, ülkemiz adına gece gündüz çalışıyor. Üreten, çalışan tüm yurtseverlere Gökovada'dan kucak dolusu sevgilerimi sunarım. 

Aydınlık günler uzak değil. 23 Mart Pazar günü hep beraber sandık başında buluşalım.  

Kurtuluş yok tek başına, ya hepberaber ya hiçbirimiz.

Prof. Dr. Nurettin DEMİR