Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,2634
Dolar
Arrow
34,1520
İngiliz Sterlini
Arrow
45,9557
Altın
Arrow
2934,0000
BIST
Arrow
9.777

Ödev fetişizmi öğrencileri boğuyor

Baştan hemen şunu söyleyeyim: Ben ödeve tümüyle karşı olan bir eğitimci değilim. Ödev, öğrencilerin sorumluluk kazanmasında, öğrendikleri bilgileri pekiştirmelerinde, öğrenilenlerin kalıcı hale getirilmesinde katkı sağlayan bir unsurdur. Bu yönleriyle ödev eğitimde gereklidir. Gereksiz olan ise öğrencilere yük oluşturacak şekilde gereğinden fazla verilen amaca hizmet etmeyen ödevlerdir.

Öğretmenlerin çoğu maalesef sanki öğrenciler sadece kendi derslerinden sorumluymuşçasına hareket ediyorlar. Türkçe öğretmeni ayrı, matematik öğretmeni ayrı, fen bilgisi öğretmeni ayrı aynı anda bol miktarda ödev verebiliyor. Haliyle öğrenciler bu ödevler karşısında eziliyor. Öğretmenler birbirlerinden habersiz ödevleri öğrencilere veriyorlar. Hâlbuki o sınıfa giren diğer öğretenlerle koordineli şekilde ödev miktarları belirlenmeli, öğrencilerin ne kadarı ödevi kaldırabileceği düşünülüp ona göre ödevler verilmeli. Ama maalesef bu yapılmadığı için öğrenciler farklı derslerden bolca ödevin altında eziliyorlar.

Peki, ne oluyor bunun sonucunda? Çocuklar bu ödevleri yetiştirebilmek için baştan savma bir şekilde ödevlerini yapıyorlar. Hele bir de ödevler test usulü verilmişse soruları dahi okumadan şıkları işaretleyip ödevleri tamamlıyorlar. Eee canım bu şekilde özensiz yapılan ödevleri öğretmenler kontrol edip yanlışları açıklamıyor mu? Maalesef bu sorunun cevabı yüksek oranda hayır. Öğretmenlerin çoğu da ödevleri üstün körü kontrol edip geçiyor. Çünkü onlar açısından da bu kadar öğrencinin ödevini kontrol etmek oldukça güç.

Yani anlayacağınız ödev işi al gülüm ver gülüm, dostlar alış verişte görsün kıvamında ilerliyor. Öğretmenler bu şeklideki ödevlerin gereksiz olduğunu, bir fayda sağlamadığını bilmiyor mu? Elbette biliyorlar. Peki, buna rağmen bu ödevler neden veriliyor? Başta özel okullar olmak üzere veliler ve okul idarecileri bol bol ödev verin diyerek öğretmenleri baskı altına alıyorlar. İş öyle boyuta geliyor ki ne kadar ödev verirsen o kadar iyi öğretmen olursun algısı oluşuyor. Sonra da öğretmenler ödev yarışına giriyor ve olan öğrencilere oluyor.

Velilerin çoğu çok ödev yapan öğrencinin daha başarılı olacağı düşüncesi ile öğretmenlere bu hususta telkinlerde bulunuyor. İşte tüm bunların sonunda hiçbir işe yaramayan, öğrenciyi boğan, okuldan ve öğrenmekten soğutan ödevlerle karşılaşıyoruz. Oysa ideal olan öğrencilerin yorulmadan yapabilecekleri miktarda ödevler verilmesidir. Ancak bu şekilde beklenilen gerekli verim alınabilir. Özelikle veliler bu konuda bilinçli davranmalı ve öğretmenlerle istişare içinde olmalıdır.

Başta özel okul ve dershanelerdeki bu ödev fetişizmi son bulmadığı sürece zaten okulla bağının iyice koptuğunu gözlemlediğimiz yeni jenerasyonun iyice okuldan, öğrenmekten uzaklaşmasına neden olacaktır.