BERGAMA’DAN SİYANÜR GÜNLÜKLERİ-13
Erzincan-İliç’te yaşanan korkunç çevre felaketi ile burada siyanürlü atıklar altında kalarak can veren 9 kişinin ve diğer canlıların ölümü, bir tesadüf, bir kaza ya da ihmal sonucu oluşan bir vaka değildir.
Yaklaşık 25 yıl önceden gelen bilimsel uyarılar ve dünyada yaşanmış kırımlara ilişkin açıklamalar, tartışmalar bu ölümlerin habercisidir.
Bu bağlamda, 1990’lı yıllarda Bergama köylüleri; analar, bacılar çır çır çığırdılar.
Barışçıl eylemleriyle dikkat çektiler, seslerini duyurmayı başardılar.
Bilim insanlarının saptadıkları olumsuzlukları kamu/Devlet yetkililerine iletmek için çırpındılar.
Yer: Bergama-Çamköy, Yıl: 1990
***
Bu ortamda Bergama’da sahneye ilk kez 1989 yılında EUROGOLD Şirketi çıktı.
EUROGOLD Şirketi başlangıçta, daha sonra onu satın alacak olan, Avustralya kökenli ACM (Australian Consolidated Company) Şirketine aitti. Bu şirket, daha sonra NORMANDY adıyla bilinecektir.
Dünyayı kollarıyla saran “Siyanürcü Ahtapot”un kollarından biriydi bu şirket.
Türk ECZACIBAŞI HOLDİNG'e bağlı ESAN Şirketinden "rödovans" yöntemiyle Bergama-Ovacık altın cevher yatağının haklarını satın aldı.
Madencilikten Sorumlu Devlet Bakanlığı’nda 1996-98 döneminde müşavir olarak görev yapan, ardından 2005-2011 yılları arasında KOZA ALTIN İşletmeleri’nin maden sahalarında ve daha sonra şirket merkezinde Çevre ve Kurumsal İletişim Müdürü olarak çalışan Jeoloji Mühendisi Ali Vedat Oygür, ilginç bilgiler veriyor:
"MTA’da (Devletin Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü’nde) altın servis şefi olarak görev yaparken emekli olup ECZACIBAŞI-ESAN Şirketinin Hammaddeler Müdürlüğü görevini yürütmekte olan rahmetli İhsan Sezer’e, bu (Bergama-Ovacık’taki) kuvars damarlarının altınlı olduğunun farkında olup olmadıklarını sorduğumda, 'Çok iyi biliyordum, fakat bu işe girmeyi patrona kabul ettiremedim' demişti."
(Bilindiği gibi Bergama Altın Madeni, Akın İpek’e ait KOZA ALTIN Şirketine aitti.)
Akın İpek; "FETÖ/Paralel Devlet Yapısı’na Üyelik, Terörizmin Finansmanı Kanunu’na muhalefet, Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşbbüs, Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığını Aklama" ile suçlanmıştı.
KOZA ALTIN Şirketine 2015 yılında TMSF (Devlet) el koydu.)
Yani, 1998 yılı civarında, Devlet kurumu olan MTA’da üst düzeyde görevli bulunan Ali Vedat Oygür gibi teknokratların, kamu adına bu konuda etkin olması, hatta öncü olması gerekirken; ECZACIBAŞI-ESAN Şirketinin Hammaddeler Müdürlüğü görevini yapan İhsan Sezer’e bu maden alanında yoğun altın bulunduğunu ilettikleri ve şirketin bu işi üstlenmesini önerdikleri görülüyor.
Devlet görevlisi bazı kişiler, bu iş bu kadar önemliyse, madenin kamu tarafından işletilmesi için daha üst düzey kamu yetkililerini ikna etmeye çalışacaklarına, büyük sermayeye bilgi vermeye koşturuyordu.
Ancak bu gayri resmî teklifi ECZACIBAŞI yetkilisine sunanlar, Holding’in sahibi Bülent Eczacıbaşı’ndan "Bu işe girmeyi istemediğini" öğrendiler.
ECZACIBAŞI HOLDİNG, Bergama-Ovacık’taki maden haklarını Avustralyalı şirkete "rödovans" usulüyle devretti.
Bu yöntem; "maden ruhsat sahasının işletme hakkını, asıl hak sahibinde kalması şartıyla, bir sözleşme ile başka bir kişi ya da kuruluşa bir süreliğine devretmektir.
Yani bir tür kiraya verme şeklidir. Yani ECZACIBAŞI, siyanürlü madenin asıl sahibidir; ancak işletme hakkını Avustralyalı şirkete devretmiştir.
Bu sözleşme gereğince "kiracı", ruhsat sahibine ürettiği her ton maden için, önceden belirlenmiş miktarda bir ücret öder.
ECZACIBAŞI, muhtemelen bu işin sarpa saracağını öngörerek bu işe doğrudan girmemiş; bunun yerine kira almayı seçmiştir.
Elini kirletmeden bugüne kadar ne kadar pay aldı ne kadar vergi ödedi acaba?
Ne güzel bir düzendeyiz!
Elini sıcak sudan soğuk suya değdirmeden para kazanmak!
Kapitalizmin nimetleri herhalde bu olsa gerek!
***
Maden ruhsatını eline geçirdikten sonra EUROGOLD Şirketi, Bergama’ya yoğun şekilde yönelir.
EUROGOLD’un asıl sahibi olan ACM Şirketi ise, dünyadaki en büyük madencilik kuruluşlarından biri olan ABD’li NEWMONT MADENCİLİK Şirketine aittir.
Yani Bergama üzerinden Anadolu’ya sızmaya çalışan Avustralyalı görünümlü şirketin arkasında Amerikan sermayesi bulunmaktadır.
Dünyada onlarca madencilik şirketine sahip olan, CEO’su Tom Palmer olan NEWMONT, bu büyük "siyanürcü ahtapot"un merkezidir.
Görünüşte Avustralyalı, gerçekte Amerikan sermayeli bu şirket, bir yandan Ankara’da işletme izni almaya çalışırken, diğer yandan da sahip olduğu büyük finansal güçle Bergama’nın Ovacık, Çamköy, Narlıca köyleri sınırları içinde, toprağı siyanürleyecekleri işletmeyi kurmak, zehirli atıkları biriktirecekleri çukuru açacakları arazileri satın almaya başlar.
Yaklaşık 50 hektarlık bir alan, yöre halkından değerinin üzerinde paralar ödenerek, mal sahipleriyle bire bir görüşülerek, büyük bir sorun çıkmadan satın alınır.
Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez!
Sadece bir tarlanın tapusu, zehirli atık barajının ortasında kalması ve çok sayıda ortağa ait olması nedeniyle, yüz yüze değil bir "emlak komisyoncusu" aracılığıyla satın alınır.
Bunlar yetmez!
Açık ocak sınırları içinde kalacağı belirlenen Ovacık Köyü mezarlığının başka bir yere nakli, yasal izinler alınarak(!) sağlanır. Yeni bir mezarlık yapılır.
Bergama köylülerinin ölülerine bile rahat yoktur!
Yaşayan köylülerin büyük çoğunluğu siyanürcülere karşı çıkarken, köy tüzel kişiliğinin bu konuda nasıl ikna edildiği hâlâ bir muammadır.
(Bergama-Ovacık Köyü)
Bu arada Ankara’da işler siyanürcülerin lehine yürümektedir.
Tarım arazilerinin madencilik faaliyetlerine tahsisi, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün izniyle 1991 yılında gerçekleşir.
1992’de de Orman Genel Müdürlüğü, maden sahasında bulunan orman arazisinin tahsisini şirkete verir.
Köy tüzel kişiliğine ve vakıflara ait araziler için de uzun süreli kullanım anlaşmaları yapılır.
Adeta “Yürü ya kulum” denmiştir siyanürcü şirkete.
İyi niyetle bakıldığında, siyanürcülere “yürü” diyenler, bir avuç altın uğruna ülkenin ocağına incir ağacı diktiklerinin farkında değillerdi herhalde!
Oysa kamu adına, halk adına çalışanların görevi, tonlarca zehri toprağa ektirmemek olmalıdır.
***
Daha sonra, 1989 yılında Türkiye’ye EUROGOLD adıyla giren, ABD’li NEWMONT Şirketinin sahibi olduğu ACM şirketi, yine Avustralya görünümlü NORMANDY şirketi tarafından satın alınır.
Bu şirket, adının sonuna bir de POSEIDON sözcüğünü ekler.
POSEIDON, antik Ege inancında denizin, depremlerin ve atların tanrısıdır.
“Siyanürü” böylece daha kibarlaştırmış olacaklarını düşündüler herhalde.
Büyük Amerikan sermayesi, böyle alengirli ilişkiler ve isimler aracılığıyla Bergama toprağına adım atmıştır.
Emperyalizme dönüşmüş Amerikan gücünün uzanmadığı, egemenlik alanına almaya kalkmadığı yer kalmamıştır.
Zaten 2001 yılında bu ABD’li büyük patron NEWMONT, işe doğrudan karışarak NORMANDY şirketinin tamamını, kendi adıyla satın alır.
Anadolu’da 500’den fazla yerde siyanürlü maden sahası keşfedilmesi, dünyadaki siyanürcü şirketlerin iştahını kabartmıştır bir kere!
Bütün bu dolaplar dönerken, Anadolu’nun başına çoraplar örülürken, sessiz ve ağırbaşlı halkımız —Bergamalılar dışında— hiçbir şeyin farkında değildir.
24 Şubat 2024 günü Erzincan-İliç’teki siyanürlü altın madeninde, milyonlarca kilo zehirli toprağın altında kalıp ölecek insanlarımızın yakınlarına “kaderleri böyleymiş” denilecektir.
(Erzincan zehirli madeninde ölen Uğur Yıldız ve cenaze namazı)
Erzincan’daki siyanürlü madende ölen Uğur Yıldız için eşinin ifadesine göre “sus payı” olarak aile “kan parası” teklif edilecektir.
Çevre cinayetine “kaza” denecektir!
Fatsa’nın derelerinde zehirlenen balıklar, Kaz Dağları’nda kesilen görkemli göknar ağaçları, kurbanlık koyun gibi kaderini bekleyecektir.
Dünyanın dev şirketleri, bu bölgelere ulaşmak, Anadolu’yu fethetmek için Bergama’yı bir sıçrama tahtası olarak görmektedir.
Ellerindeki parasal güç ve kullandıkları mevkiler ya da onlara ortak olan yerli işbirlikçilerin etkisiyle, çevrelerine sahip çıkanlara var güçleriyle yüklenirler.
Böyle zehirli işletmelere karşı söyleyecek sözü olanlarla dişe diş mücadele edecek, her yöntemi kullanacak, adeta savaş açacaklardır.
Şiddet, iftira, parayla ikna kullanılan araçlardır!
İşte “yeni vahşi kapitalizm” böyle bir şey! Gerçi eskisi de bundan farklı değildi ya!
İşte Türkiye’nin bu tür madencilikle başına gelenler, gelecek olanlar artık yürümeye değil, koşmaya başlar.
Ankara’da gözler kapalı, dudaklar suskun!
Yollarda direnen insanlar!
(Kaynaklar: (https://www.sec.gov/Archives/edgar/data/1164727/000119312508035169/dex21.htm) // Türkiye Madenciler Derneği Sektörden Haberler, 2017, Sayı 68, sayfa: 82-93./// İbrahim Gündüz: Altın Ölüm.///Sefa Taşkın. Siyanürcü Ahtapot. ///https://www.youtube.com/watch?v=KbZeR1iYyLI)
Sefa Taşkın
13.04.2025
Karşıyaka/İzmir
Çok Okunanlar

İsmail Saymaz'ın hesabına geçen 8 milyon TL'nin kaynağı ne?

'Yargı mensuplarına çok kızdı' iddiasını bir kez daha gündeme getirdi

İmamoğlu'nun diplomasını iptal ettiren isim ortaya çıktı

Medyada itibar suikastları, Duydum, bir arkadaşım anlattı gazeteciliği ve Levent Gültekin'e öneriler

Gazeteler CHP'nin 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitingini nasıl gördü?

Reyting sonuçları açıklandı! 13 Nisan Pazar günü en çok izlenen yapım ne oldu?

AKP içinde gençlerin serbest bırakılması kavgası

Gelinim Mutfakta puan durumu: 14 Nisan Pazartesi çeyrek altını kim aldı?

Merkez Bankasından önce bankalar harekete geçti

Türkiye’nin geleceği, Doğan Avcıoğlu ve kuramsal çabanın gayreti…