Son aylarda yaşanan gelişmeler o kadar hızlı ki…
Hızla değişen; ancak söylemlerin kaynağıyla da çelişen kimi durumların toplumda yarattığı şaşkınlık ise git gide ‘düşünsel kaos’a dönüştü...
Daha önce tartışılmayan, tartışılmasına müsaade edilmeyen değerler, siyasal duruşlar yerle yeksan edildi...
Beka (!) olarak tanımlanan paradigmalar, karşıtların duruşuyla örtüşür hale getirildi!
Nereden nereye..!
Olanların ışığında olacak olanları tahmin etmek güç olmasa…
İnsan, bilinci kadar sorumlu…
Yaşadığı toplumun yaşayan ruhunu yakalamak, onu analiz etmek, oradan aldığını yeniden topluma iade etmek aydının varlık sebebi değil midir?
“Yaşatmış olduğu dünyasızlıkla insanın üzerine çöken en ağır duygulardan biridir ‘yabancılaşma”… (Engin Geçtan, Hayat)
İtiraz edip yeniyi oluşturma gayretindeki insana kayıtsız kalan aydın, topluma yabancılaşırken kendinden de uzaklaşmıyor mu?
Ekonomik, sosyal ve kültürel değişimlerin ortasında var olma ve kendini yeniden var etme çabasındaki bireyleri yok saymaya çalışanın, sorgulanması gereken benliği değil bilincidir. İnsan bilinci kadar sorumludur!..
Eleştirel akıl, sorgulama da bilinç ölçeğindedir…
Yapmaya hizmet etmeyen bir bilmenin kaygısızlığının tam ortasında sarsılacak bilinçleredir söz…
Son zamanlarda yaşadıklarımız, yaşadığımız zaman, tüm olumsuzluklara karşın yeniden var etme çabasının yeşerdiğine tanıklığın bir diğer adı…
Aydının, hayatın bilinci, bilincin yükümlülüğüyle yaşama dahil olma, insanla buluşmasının vakti değil mi?
Çok Okunanlar

Gel bakalım Yiğit Bulut efendi

Yıkım günleri...

Anayasa değişikliğinin de ötesinde BOP'a hizmet eden süreç

İkinci Habur mu ikinci Mondros mu?

Parmağına krem süren vekil gündemde

Gazeteler, terör örgütü PKK'nın silah bırakmasını nasıl gördü?

Zeki, Çevik ve Ahlaklı…

Uyanır mıyız?

Erdoğan'ın 'DEM Parti' sözleri sonrası gündeme oturacak Öcalan iddiası!

Serenay Sarıkaya, Ayşe Barım için isyan etti