Turan Karakaş’ın ardından… gerçeğe inanmak, ona bağlı kalmak…

Aristoteles’e göre, insanın bir işi bulunmaktadır ve bu iş, yalnızca ‘yaşamak’ değildir! İnsanın işi, kendine has bir hayat, yani akılla ilişkili bir ‘eylem yaşamı’dır. Eylemlerin erdemli insana yakışan biçimde, insanlık için iyi ve güzel bir şekilde yapılmasıdır, gerçeğe inanan ve ona bağlı kalanların emeli… Gerçek, yalnızca gerçek!

''İLİMLE GİDİLMEYEN YOLUN SONU KARANLIKTIR''

24 Kasım Öğretmenler Günü’nde bir öğretmeni yolcu ettik sonsuzluğa… Bir öğretmen, bir avukat, bir dede, baba, ağabey, kardeş, dost, arkadaş, yoldaş…

Cumhuriyet aydını, Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz neferi, Ergenekon ve Balyoz kumpas davalarının avukatı, vatansever, 12punto yazarı Av. Turan Karakaş’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim. Turan Ağabey, ilericiliğin, vicdanın, dürüstlüğün, iyiliğin, tertemiz bir yaşamın abidesiydi. Haksızlıklara, yanlışlara kimden ve nereden gelirse dur demiştir. Gerçeğin izinde bir candı… Doğaya ve her cana sevgiyle, saygıyla yaklaşırdı.

Ölüm yaşamın kaçınılmaz bir gerçeği. Yunus Emre’nin dediği gibi “Ölürse ten ölür, canlar ölesi değil.” Hakka yürüdü Turan ağabey. O çok sevdiği ve son zamanlarda dilinden hiç düşürmediği Aşık Hüdai’nin deyişinde “Ölüm ölür, biz ölmeyiz…” dediği gibi.

İlkeleri ve ışığı bizlerle…

DUVARCI USTASININ MÜNEVVER ÇOCUĞU... 

İnsan varlığını sürdürdükçe ilişkileri ve faaliyetleri de daima var olacaktır. Olan bitenleri, insanın yaptıklarını, aktivitelerini, aldığı tutum ve kararları ile bütün bunlar neticesinde oluşmuş olan dünyasını felsefi bir bakış açısıyla bilme çabası hiç bitmeyecektir.

İnsanın yaşamı bir dünya içinde geçmektedir. Bireyler vardır. Dünya, bireyler, bireylerin yapıp ettikleri, ortaya çıkardıkları ile var olmaktadır…

Turan Karakaş Ağabeyden en sık duyduğum kelime “gerçek” oldu. Sonra bilim, sevgi, hak, adalet, iyi olmak, dürüstlük, akıl... “İlimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” ve “iyilik iyidir” sözünün vücut bulmuş haliydi… Dayanışma ve birliğe vurgu yapardı: “Bir olalım, iri olalım, diri olalım.”

Eriştiği mertebelerin ortasında bir duvarcı ustasının oğlu olduğunu gururla vurgulardı; o emek ve Cumhuriyet sayesinde okuyup aydınlandığını belirtirdi. 68 kuşağı içinde yer almıştır. Münci Kapani’nin öğrencisidir… Tarihin tanığıdır… Deniz Gezmiş, Uğur Mumcu, Necip Hablemitoğlu, Alpaslan Işıklı, İlhan Selçuk ve daha nice isimle dostlukları, mücadeleleri, anıları vardır. Tarihin tanığı dedim ama eksik bıraktım; aynı zamanda tarihe müdahale için de siyasetin ve mücadelenin içinde olmuştur.

GERÇEĞİ KİM PERDELEYEBİLİR!

Aklın süzgecinden geçirmeden, sorgulamadan hiçbir şeyi kabul etmemek gerektiğini vurguladı hep Turan ağabey. Kim olursa olsun savunduğu ilkelerinden ve gerçek bildiğinden vazgeçmedi. Kırk yıllık dostluk hatırına ikiyüzlü davranmadı! Kırıldı ama kırmadı; “incinse de incitmedi.”

Başımız dik Avukat Turan Karakaş. Rahat uyu… Yüreğimiz de aklımız da alnımız da apaçık. Seni tanımak, dinlemek, yazılarını ve kitaplarını okumak büyük bir mutluluk ve onur benim için. Devrin daim olsun ağabey…

Atatürk yolunda, gerçeğin izinde yürümeyi sürdüreceğiz!

Gerçek, evet gerçek; gerçeği kim perdeleyebilir ki!