Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
46,8469
Dolar
Arrow
40,5798
İngiliz Sterlini
Arrow
54,2381
Altın
Arrow
4339,0000
BIST
Arrow
10.642

Bayram değil seyran değil… Trump niye ‘Barış Meleği’ oldu?

Marco Polo, 13. yüzyılda İpek Yolu’na düşüp at sırtında baharat ve ipek taşırken, herhâlde yüzyıllar sonra bu güzergâhın Donald Trump’ın siyasi reklam panosu olacağını hayal etmezdi. O gün kervanlarla taşınan mallar vardı, bugün demiryollarıyla taşınacak milyonlarca ton yük. O gün kervansaray vardı, bugün milyar euroluk krediler. Ama değişmeyen tek şey var: Yolun sonunda kazanan ticaret erbabı, kaybeden yine yolu süpüren halk.

Geçtiğimiz günlerde Ermenistan ve Azerbaycan barış protokolüne imza attı. Masada kim vardı dersiniz? Evet, Trump. Barış elçisi pozlarında, ön sırada. Hani bizde bir laf vardır ya: “Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü?” İşte tam da öyle. Daha düne kadar duvar ören, sosyal medyada kavga çıkaran adam bugün “barış meleği” kesildi. Ama bu öpücüğün altında saf duygular değil, milyar dolarlık lojistik hesaplar var.

Bakın tabloya: Türkiye, Kars’tan başlayıp Nahçıvan’a uzanacak, oradan da Çin’den İngiltere’ye bağlanacak devasa bir demiryolu projesine ilk kazmayı vurdu. “Zengezur Koridoru” denilen bu hat, yılda 5,5 milyon yolcu ve 15 milyon ton yük taşıma kapasitesine sahip olacak. Türkiye projeye 2,4 milyar euro ayırdı. Finansmanda Japon MUFG Bankası, İsveç EKN, Avusturya OeKB ve İslam Kalkınma Bankası var. Yani büyük oyuncular işin içinde. Trump’ın masada oturmasının sebebi işte bu: barış değil, ticaret.

Üstelik hattın adı da şaşaalı: “Trump Uluslararası Barış ve Refah Hattı.” Ne kadar duygusal değil mi? Yarın öbür gün “Trump Çiğköfte Koridoru” ya da “Trump Baklava Ekspresi” açılırsa şaşırmayın. Adam kendi adını tuvalet kâğıdına yazsa, dünya “ticaret devrimi” diye pazarlayacak neredeyse.

Gelin soralım: Bu projeden kim ne kazanacak?

Türkiye, doğu-batı lojistiğinin ana köprüsü olacak, stratejik gücünü artıracak.Azerbaycan ve Nahçıvan, ekonomik ve siyasi entegrasyonunu güçlendirecek.Ermenistan, yıllardır kapalı duran kapılarını açıp transit gelir sağlayacak.ABD, “barış projesi” maskesi altında bölgenin ticari damarlarına elini sokacak.

Kısacası Amerika, yine klasik oyununu oynuyor. Ne zaman “barış” dese, bilin ki orada yeni bir koridor açılıyor. Ne zaman “demokrasi” diye bağırsa, bilin ki orada yeni bir üs kuruluyor. Trump’ın “barış meleği” pozları da aynı oyunun afişi.

Ama işin sonunda bize düşen soru şu: Bu devasa projelerin yükünden soframıza ne düşecek? 15 milyon tonluk yükün kaç kilosu bizim cebimize girecek? Yoksa biz yine pazarda domatesin kilosunu tartarken, milyarlarca euro “uluslararası barış” adına sessizce kasalardan mı çıkacak?

Marco Polo’nun sırtında ipek vardı, Trump’ın elinde ipek mendil. Ama o mendilde barışın izi yok, doların parıltısı var. İpek Yolu yeniden kuruluyor, evet. Ama tabelasına “Barış Hattı” yazsalar da, siz dönüp küçük puntoları okuyun: “ABD sponsorluğunda.”