Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,3825
Dolar
Arrow
36,0438
İngiliz Sterlini
Arrow
44,8984
Altın
Arrow
3357,0000
BIST
Arrow
9.779

Bayram değil, seyran değil Trump ve Ursula bizi neden öptü?

Avrupalı, Amerikalı durduk yerde bizi alkışlayıp övmeye başladığı zaman benim içimde bir anda korku beliriyor. Hele bir de üstüne para vermeye kalktılar mı ‘Eyvah’ diyorum. 

Tarih tekerrürden ibarettir. Ne zaman “şak şak” yapsalar başımıza bir çorap örülüyor. Daha üç beş gün önce Almanya’nın eski başbakanı Angela Merkel anılarını yazdığı kitabında itiraf etmedi mi? 

“Serbest dolaşım hakkı vereceğiz, öyle büyüksünüz böyle büyüksünüz, size ihtiyacımız var, iş birliği yapacağız” sözleri ile kandırılıp göçmen sorununu nasıl kucağımıza bıraktıklarını yazmadı mı?

Türkiye’yi parayla nasıl ikna ettiklerini, söz verdikleri halde Türkiye’nin talebi 'Türkler’e vize muafiyetini nasıl unutturduğunu' anlatan kitabı satış rekoru kırıyor. 

O yüzden Suriye’de Esad rejiminin parçalanması sonrası Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursulavon der Leyen’in koşa koşa gelip bir anda Türkiye güzellemesi yapması çok samimi gelmiyor. 

Hatta Merkel’in stratejisinin aynısını uygulayıp övgüler, methiyeler diziyor.

Ursula von der Leyen, AB - Türkiye ilişkilerinin geliştirilmesinin önemine dikkat çekip, “İkinci görev dönemimin ilk ziyaretini Ankara’ya gerçekleştirdim. AB, Türkiye’nin en büyük ticaret ve yatırım ortağı, niyetimiz bunu geliştirmek” dedi.

İşte tam da bu sözler yüzünden ekstra dikkat edilmesi gerekiyor. 

Merkel para verdiklerini itiraf etti Ursula von der Leyen de “Türkiye göç konusunda kilit bir ortak olmaya devam ediyor. Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapma çabalarını desteklemek için 1 milyar euroluk ek kaynak yolda" diyerek süreci yine para ile yöneteceklerini açık açık ilan etti. 

Gelelim henüz göreve başlamamış ABD Başkanı Trump’a… Ursula von der Leyen’in göçmen stratejisinden daha büyük tehlike Trump’ın yaklaşımı. Erdoğan’ı “canım cicim” diye öven Trump’ın nasıl bir politikacı olduğunu herkes biliyor. Böyle dediyse altından ne çıkacak diye korkmak lazım. Aynı Trump’ın Erdoğan’a “Aptal olma” diye mektup yazacak kadar ne dediği belli olmayan bir siyasetçi olduğu unutulmamalı. Şimdi bir anda “çok iyi dostum” diyorsa yine “eyvah” diyerek korkmak gerekiyor. 

Zaten kurduğu cümleler o kadar tehlikeli ki, okulda kabahat işleyen öğrencinin disiplin kurulunda suçu arkadaşlarının üzerine atma becerisi gibi…

Suriye konusunda ABD’nin hiç dahli yokmuş gibi, Türkiye’yi övüyormuş gibi görünüp rejimin yıkılmasında Türkiye’nin rolü olduğunu söylüyor. 

Yarın İsrail’in Suriye içerisindeki ilerlemesi Büyük İsrail projesi için atılabilecek her adımda “Suriye’yi Türkiye yıktı” diyerek “Bölgeye karışmayız, Suriye’yi yıkarken düşünseydiniz” diyerek işin içinden sıyrılma planı mı bu?

Trump’ın konuşmasında Türk basınına yansımayan cümleler de var! O cümlelerde ne anlatıyor ona bakmak lazım. Mesela ‘100 yıllık hayal’ vurgusu yaparken İsrail’in Suriye’de işgale başlamasını ve “Büyük İsrail Hayalini” mi kastediyor? Yoksa Erdoğan’a “canım cicim” diyerek, savaşla yıpranmamış ordumuzdan bahsederek Orta Doğu’da yeni bir kaosun baş aktörü olarak Türkiye’yi mi planladıklarını işaret ediyor? 

Dedim ya bayram değil seyran değil Avrupa ve Amerika bizi niye öptü?