CHP İstanbul İl Kongresi iptal edilip il yönetimine kayyum atanmasının ardından gözler, kayyum olarak görevi kabul eden Gürsel Tekin’e ve heyetine çevrilmişti.
Ben Gürsel Tekin’le Berhan Şimşek’i hep birbirine karıştırırım. Tipleri, tarzları, giyim kuşamları, mimikleri, vücut hareketleri… O kadar benziyorlar ki. CHP içindeki konumları da birbirine yakın. Aktif görev aldıkları dönemlerde ikisi de kameraların önünde adeta birer Hollywood yıldızı gibiydi. Hoş, Berhan Şimşek zaten oyuncu ama Gürsel Tekin’in de oyunculuk yeteneklerini dün yayınladığı videoda görmüş olduk. Tekin Berhan Şimşek’in de ekibe katılacağı müjdesini verdi. Böylelikle Zeki Alasya Metin Akpınar ikilisi gibi bir ikili beklentim karşılanmış oldu!
Kayyum Tekin, heyetle birlikte göreve başladıklarını anlatan bir video çekip paylaştı. Uzun zamandır siyaset sahnesinde bu kadar komik bir şey görmemiştim. Nusret’e özenip tanıtım videosu çeken kebapçıların videoları vardır ya, işte biraz onları andırıyordu. Dört arkadaşını yanına almış, “Aslan arkadaşlarım, kaplan arkadaşlarım” diyerek ekibini tanıttı.
Tekin, sanki yanında açtığı kebapçıdaki kebap ustasını, garsonunu, soğuk meze şefini tanıtır gibi aldı sazı eline; “Ulan acaba biz ne yaptık?” diye bakan arkadaşlarını takdim etti. “Zeki başkan doğduğu günden beri CHP’li” dedi mesela. Bu giriş bana, Galatasaray’dan Fenerbahçe’ye transfer edilen bir futbolcu için kulüp başkanının “O zaten doğuştan Fenerbahçeli, damarını kessen sarı-lacivert akar” sözlerini hatırlattı. Pazarlama yöntemi aynı. Yani kebapçı da diyebilirsiniz, kulüp başkanı da.
Sonra döndü, her bir arkadaşını aynı şekilde pohpohlayarak tanıttı durdu. Videonun sonunda da yine “Aslan arkadaşlarım” diyerek ekibini övdü. Bir ara korktum doğrusu. Hani Fatih Terim’in Avrupa maçlarında takımı sahaya çıkarmadan önce bağırarak “Haydi aslanlarım, yürüyün kaplanlarım!” dediği anlar vardır ya… Gürsel Tekin’in de yanındaki arkadaşlarının sırtına vurarak videoyu o şekilde bitireceğini sandım.
Ama videoda yer alan “personelden pardon, siyasilerden” Hasan Babacan da takdim edilme şeklinden rahatsız olmuş olacak ki kısa bir süre sonra “kayyum görevinden çekildiğini duyurdu. Aradan birkaç saat geçince Mehmet Gürbüz de bu restoranda çalışılmaz diyerek çekildiğini bildirdi…
Türkiye’de siyaset işi gerçekten komedi filmlerini aratmayacak bir performansla devam ediyor. Nereye elinizi atsanız, Levent Kırca skeçlerindeki tiplerle karşılaşıyorsunuz. Adını yazmayı bilmeyenler, okumayı bilmeyenler, o partiden bu partiye sürekli transfer olanlar… Yalakalıkta sınır tanımayanlar, bal tutup parmağını yalayanlar…
Memleketi yönetmek için, partileri yönetmek için ortaya çıkan herkesin aslında bir sağlık raporu alması gerekiyor. Sadece fiziksel değil, ruhsal sağlık raporuna da ihtiyacımız var. Çünkü psikolojisi bozulmuş milletin içinden çıkan bu siyasiler, milletin daha da delirmesi için elinden geleni yapıyor.
Ülkede her alanda pespayelik öyle bir noktaya geldi ki siyaset de aynı durumda. Hem iktidarda hem muhalefette… Hani “Yok birbirimizden farkımız” denir ya, tam olarak öyle.
Şimdi soruyorum Gürsel Tekin ve arkadaşlarına: Kayyum olarak atandığınız partide nasıl bir kariyer planı yapıyorsunuz? Kayyum olarak İstanbul İl Başkanı oldunuz diyelim, ne olacak? Yarın parti içinde Genel Sekreter mi olacaksınız, Genel Başkanlığı mı hedefleyeceksiniz? Diyelim ki büyük kongre de iptal edildi, oraya da kayyum atandı. Sevdiğiniz abileriniz, arkadaşlarınız geldi; partiyi hep beraber ele geçirdiniz. Peki milletin gözünde karşılığınız olacak mı? Yanlış yönetildiğini düşündüğünüz partiyi siz daha mı doğru yöneteceksiniz?
Yaptığınız bu hamle, halkın gözünde “iktidarla anlaşmalı” olduğunuz düşüncesini uyandırmayacak mı? Partiyi ele geçirdiğinizde aynı oyu alabilecek misiniz? Burada bir dipnot düşmek lazım: Siz partinin içindeyken bu oy oranlarına ulaşamamıştınız.
Tabii derdimiz CHP’nin iç meselelerine karışmak değil. Ama mesele parti meselesi olmaktan çıkalı çok oldu. Tarih tekerrürden ibaret. İçinizden biri bir gün gelir, sizin yaptığınızın aynısını yapar. Hayat “etme bulma dünyasıdır” ama siyasette bu çok daha hızlı karşılık bulur.
Parti içinde muhalefet mi yapacaksınız? Elbette bu en büyük demokratik hakkınız. Ancak atamayla, kayyum olarak gelmek yerine teşkilatın içinde saygı duyularak muhalefet yapmak daha erdemli olur herhalde.
Gerçi Türk milleti artık atamalara alıştı. Atama ile gelen rektörler, atama ile gelen belediye başkanları, atama ile gelen hâkimler, savcılar… Herkes her yere atamayla geliyor. Ülkede liyakat sahibi, hak ederek bir yere gelen kimse kaldı mı?
Çok Okunanlar

İşte Cumhur ittifakında yaşananların perde arkası!

Türkiye'nin konuştuğu savcı cinayetinde yeni detaylar

Kayyum kararı sonrası ilk anket...

İrem'in iki bacağını, şoförsüz tır koparmış

Teröristbaşı Öcalan'dan Demirtaş'a sert sözler

Görev süresinin sonuna yaklaşırken Ali Erbaş'a piyango

Şener Üşümezsoy'dan İstanbul için yeni deprem açıklaması

Caferağa'yı korumak

CHP'den olası Mutlak Butlan kararına karşı hamle

CHP kayyum heyetinden kebapçı tanıtımı gibi video