Erdoğan ile İmamoğlu ne zaman el sıkışır bahisleri açıldı

Türk siyasetinin tartışmasız tek liderinin Erdoğan olduğunu bugün bir kez daha gördük. 

Erdoğan ne yapıp edip istediğini diğer tüm siyasilere kabul ettirmek konusunda o kadar usta ki, ardından hakaretler savuran tüm siyasiler bir şekilde kabuk değiştirip yine de onun istediği limana bir şekilde yanaşıyorlar. 

Geçmişte Deniz Baykal, Bahçeli derken şimdi Meral Akşener hatta yerel seçimden zaferle çıkan CHP’nin çiçeği burnunda Genel Başkanı Özgür Özel…

O limana yaklaşmayanlar da siyaset sahnesinden ya siliniyor ya da seçmeninin gözünde itibarsızlaşıyor, hatta AKP’nin adamı olmakla suçlanıyor…

Erdoğan öyle bir güç elde etmiş durumda ki büyük parti, küçük parti demeden tüm siyasileri yutuyor. 

AKP’nin geçmişinde ne siyasetçiler var bünyeye katılıp önemli görevler alan… Saymakla bitmez. 

Ama Erdoğan’ın parti liderlerini safına çekme stratejisi eşi benzeri görülmemiş bir başarı!

Önce kendisine günde üç kere parti meclisinin kürsüsünden hakaret eden Devlet Bahçeli’yi bünyesine kattı. Şimdi kol kola yürüyor.

Yakın zamanda ise Cumhurbaşkanlığı seçiminde belirleyici unsur olabilecek Sinan Oğan’ı kanatları altına aldı. 

Şimdi de partisinde Genel Başkanlık koltuğunu kaybeden Meral Akşener…

Geçtiğimiz hafta imaj değiştirip sacını boyatarak saraya çıkan Akşener’in Cumhurbaşkanı ile görüşmesine dair pek çok iddia gündeme geldi. 

Biz de Meral Hanım’a “Çıkın ve neler konuştuğunuzu neden saraya gittiğinizi açıklayıp, bu iddiaları yalanlayın ki seçmeninizin içi rahatlasın” çağrısında bulunduk.

Meral Hanım seçim öncesi esip gürlerken Erdoğan hakkında ağzına geleni söylüyor ve “Bu mücadeleden dönersem, hesap sormazsam namerdim” diyordu. 

Saraydaki görüşmeden sonra günlerdir sessizliğini koruyan İYİ Parti eski Genel Başkanı bugün sessizliğini bozdu. 

Sosyal medya hesabından bir açıklama yayınlayan Meral Akşener, tüm siyasilerden alışık olduğumuz üzere gazetecileri hedef aldı. 

Yazılanların, konuşulanların gerçeği yansıtmadığını söyledi ve onlarca defa ağır sözlerle yüklendiği Cumhurbaşkanına sahip çıktı.

Akşener açıklamasında, “İddialar sadece şahsımı değil, aynı zamanda bağımsız Türk Mahkemelerini ve Sayın Cumhurbaşkanı’nı da zan altında bırakmaktadır” dedi. 

Fakat saraya neden gittiğini yine açıklamadı…

Ne oldu da en büyük rakibinin bir anda zan altında kalması seçmenine açıklama yapmaktan bile daha kıymetli oldu?

İşte rakiplerine bu geri adımları attırdığı için Erdoğan’ın siyasi manevraları onun yenilmez olmasını sağlıyor. 

Kimine göre makam mevki teklif ediyor. Kimine göre elinde herkesin dosyası var. Kimine göre müthiş bir siyasi deha…

Günün sonunda istediğini alıyor olması ise gerçeğin ta kendisi.

Son günlerde siyaset sahnesinde yaşanan ziyaretlerin nedeninin zaten yeni Anayasa olduğunu tahmin etmeyen yoktu. Ama dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2006 yılında Deniz Baykal’ı ziyaretinden sonra ilk kez CHP’yi ziyaret etmesinin asıl nedeninin yeni Anayasa olduğu da ortaya çıktı. 

Ziyaret sonrası AKP Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu.

“Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız Türkiye'nin darbe anayasasından kurtulması için atılması gereken atılmaları dar inisiyatifle değil en geniş siyasi uzlaşma zeminiyle gerçekleşme konusundaki görüşlerini ifade etmişlerdir. Bütün Türkiye'yi kucaklayan toplumsal sözleşme olarak yeni anayasayı belirtmişlerdir. Yeni anayasaya kavuşmak sürecini Türkiye'nin geleceğini gözeten sorumluluk ve perspektifle ele alınması gerektiğini ifade ediyorlar” diyerek bayram değil seyran değil bu görüşmeler nerden çıktı sorusunun yanıtını da resmi bir açıklamayla yapmış oldu. 

Yani siyasetteki bu yeni yumuşama trafiği Erdoğan’ın yeni Anayasa konusunda gereken her adımı atacağını bir kez daha gösteriyor. 

Geçmişte sesi kısılana kadar bağıran Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı parti merkezinden ayrılırken arkasından el salladığı fotoğraf da Erdoğan’ın istediğini alabileceğinin en net göstergesi. 

Erdoğan’ın rakipleri bir bir yelkenleri suya indirirken muhalif seçmenin tek umudu yine Ekrem İmamoğlu gibi görünüyor. 

Ama İBB Başkanı ile Erdoğan’ın ne zaman el sıkışacağının bahisleri de mahalle kıraathanelerinde yapılmaya başlandı bile…