Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
41,0707
Dolar
Arrow
37,8306
İngiliz Sterlini
Arrow
49,0998
Altın
Arrow
3677,0000
BIST
Arrow
9.044

Gençler neden sokakta, bilen var mı?

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla birlikte başlayan süreç pekçok kesimden tepkiyi beraberinde getirdi.

Halkın bir bölümü CHP’nin olası Cumhurbaşkanı adayına destek vermek için meydanlara koştu. Bazı sanatçılar sosyal medya hesaplarından paylaşımlar yaptı. Kimi de balkonundan tencere tava ile protestolara katıldı.

Fakat herkesin gözden kaçırdığı bir detay var! En çok tepkiyi her zaman olduğu gibi gençler veriyor. Peki neden?

Verdikleri tepki salt İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına, diplomasının iptal edilmesine mi sizce? Artık sıkışan Türk siyasetine, ekonomisine, demokrasisine tepki veriyorlar. 

Kimse gençlerin sesinin sadece iktidara yükseldiğini sanmasın. 

Önceki akşam Saraçhane’deki protestoları görüntüleyen Sözcü Televizyonu’nun mikrofonlarına bir genç yaklaştı. Anons çeken muhabire başını uzatıp, “Buradan Özgür Özel’e seslenmek istiyorum. Devletten bile yardım alıyorsunuz. Sizin paranız çok. Biz sokaktayız. Siz evlerinizde, içeride çayınızı içerek mi destek olacaksınız? Protestolara katılanlar burada aç, susuz. Neden örgütlenmiyorsunuz” diyerek tepki gösterdi. 

Yani artık gençler hiçbir şeyin peşinden körü körüne gitmiyor. Sorguluyor, hesap soruyor. Karşılık bekliyor. 

ÜNİVERSİTELİLERİN HEPSİ CHP’Lİ Mİ?

ODTÜ’lü gençler günlerdir sokaklarda… Diğer öğrenciler de onlara omuz verdi. Hatta onlar olmasa şimdiye kadar belki de protestolar sona erecekti. Sanıyor musunuz dertleri sadece İmamoğlu‘nun yargılanıyor olması…

Gençlerin derdi başka! Gençler artık ülkenin çağa ayak uydurmasını istiyor. İktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, üniversiteleriyle, tüm birimleriyle Türk gençliği artık muasır medeniyet seviyesinde yaşamak istiyor.

Sosyal medyada karşıma çıktı.Sokak röportajında mikrofon uzatılan bir başka gence,“İmamoğlu’nun gözaltına alınması hakkında ne düşünüyorsunuz” diye soruluyor. Başında takkesi çember sakalıyla muhafazakar olduğu anlaşılan gencin “Oh olsun” diyeceğini sanıyor herkes. Ama tam tersine demokrasilerde bu işin başka türlü çözülebileceğini ve artık özledikleri şeyin siyasi kavgalar değil siyasi barış olduğunu dile getirip, “İnşallah” diyerek sözlerini bitiriyor. 


Ne yazık ki ülkemizde ne iktidar ne muhalefet ne de diğer kurumlar gençlerin beklentilerini anlamıyor. Onların dilinden anlamıyor… Kendi siyasi kaygılarının peşine düşmüş, bir kör döğüş içinde ‘koltuk senin olacak, benim olacak’ kavgasındalar.

Asla unutmamalıdır ki; ülkelerin, toplumların geleceği her zaman gençlerde... 

Kendi gençliklerini hatırlasınlar. Siyasi kargaşanın içine girmeden önceki beklentilerini, dünya görüşlerini hatırlasınlar. 

Artık gençler; ne yiyeceklerine, ne giyeceklerine, ne okuyacaklarına, ne izleyeceklerine karışacak siyasi güçler istemiyor. Gençler nasıl okuyabilecekleri, nasıl dünyayı gezebileceklerini, nasıl kendilerine değer katabileceklerine ışık tutacak yol ve liderler arıyorlar. 

Türkiye’deki köhnemiş siyaset bu gençlere şu an cevap vermiyor. Bunun en güzel örneği de yine protestolar sırasında açılan bir pankart gösterdi. “Hiçbir parti altında direnmiyoruz. Biz halkız” yazıyordu gençlerin hazırladığı pankartta. Yani CHP’de bu çocukları çantada keklik görmesin. Onların derdi gerçekten siyasi kavgalar değil. 

AKILLARIYLA ALAY EDİLMESİNE KIZIYORLAR

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde gençlere verilen değeri artık o kadar iyi görebiliyorlar ki…

Siz yasaklasanız da uzak tutmaya çalışsanız da sosyal medya ağlarını kapatsanız da interneti kısıtlasanız da onlar bir yolunu bulup dünyada yaşıtlarının nasıl yaşadıklarını, hangi haklara sahip olduklarını çok iyi biliyorlar. Siz istediğinizi duymaları istemediklerinizi duymamaları için kendinizi de paralasanız onlar akıllarıyla alay edilmesinden hiç hoşlanmıyorlar. Çünkü bir yolunu buluyorlar. Unutmayın gençlerin sözüne kulak vermeyen her ideoloji yok olmaya mahkumdur. 

Bu nedenle sağı solu, AKP’si CHP’si yok! iktidar ya da muhalefet, o lider ya da bu lider de değil, gençleri dinlemezseniz hiçbirinizin o koltukta yeri yok. 

Diyeceksiniz ki her partinin gençlik kolları var.  Var ama sadece partizanlardan oluşan hâlihazırdaki köhnemiş siyasetleri devam ettiren gençlik kolları onlar. Gençlik örgütlerinin başında gördüğünüz gençler, siyasi abilerinden, amcalardan farksız kravatlarını takıp ahkam kesiyorlar. Sokaktaki gençlerin temsilcileri asla değiller.

İddia ediyorum Türkiye’deki hiçbir siyasi parti, hiçbir lider, hiçbir milletvekili ‘gençler ne konuşuyor, nasıl anlaşıyor, dünyaya bakışları, beklentilerine ne?’ bilmiyor. 

“Hangi renk onlar için ne ifade ediyor, hangi emoji hangi anlama geliyor, kendi aralarında nasıl bir dil kullanıyorlar? Bunu bilen kimse yok!

Ve bu sadece benim söylediğim bir şey değil. Uzmanlar gelişen teknoloji ile birlikte değişimlerin hızına ve çocukların, gençlerin yeni dünyadaki algılarına yetişmenin zor olduğunu söylüyorlar. 

Son günlerde tüm dünyada herkesin konuştuğu popüler ve bir o kadar da çarpıcı bir dizi var: “Adolescence” yani Ergenlik… Dizide ebeveynlerin bile kendi çocuklarının dilini nasıl kaçırdıkları, arkadaş çevrelerinde neyin ne anlama geldiğini bilmediklerinden dem vurularak bir hikaye anlatılıyor. 

Ebeveynlerin çocuklarını anlamakta güçlük çektiği bu dönemde gençlerin ne konuştuklarını, ne beklediklerini anlamak zor, hele ki derdiniz koltuk ise bunları kaçırmak daha kolay. 

GENÇLERİN DESTEĞİNİ NASIL ALACAKSINIZ?

Bu topraklara gelmiş ve gençleri anlayan tek bir ölümsüz lider var o da Mustafa Kemal Atatürk!

Geleceği onlara emanet edebilecek, onlara bayram hediye edebilecek ve ufuklarını açmak için elinden gelen her şeyi yapabilecek kadar vizyoner bir lider. 

İktidar mı olmak istiyorsunuz?

İktidarda mı kalmak istiyorsunuz?

Yapmanız gereken çok basit bir şey var. Ulu Önderin izinden giden her zaman gençleri arkasını alır. Yoksa tarihin tozlu sayfalarında diğerleri gibi yok olup giderler.

Bugün sokağa çıkıp gençlere 20 yıl önce, 30 yıl önce Türkiye siyaseti ile ilgili bir şey sorduğunuzda gençler o dönemin anlı şanlı siyasilerin isimlerini hatırlamıyorlar bile. 

Muhafazakarım diye gelen, demokrasiyi askıya alan, şarkıcılarla düşüp kalkan, yolsuzluklarla idam sehpasına giden liderleri…

Türkiye’nin kaos yıllarında 80’lerin liderlerini, darbe ile gelen ve siyaseti ele geçiren sözde ressamları… Eski parti liderlerini, Büyükşehir Belediye başkanlarını… Türk siyasetine damga vurmuş dönemin en güçlü isimlerini… Hiç birini hatırlamıyorlar.

Ama içlerini ona karşı öfke ile doldurduğunuz gençler bile Mustafa Kemal Atatürk’ün adını, onlara emanet ettiği ülkeyi, onlara armağan ettiği bayramı, onlar güvendiği için kaleme aldığı ‘Gençliğe Hitabeyi’ ezbere biliyor. 

Onun vizyonundan ilerlemeyen siyaset, onun ülkeyi emanet ettiği ve güvendiği gençlerin gözünde yok olmaya mahkumdur. 

Bir gün bugünün gençleri de, yarının gençleri de geçmişte unuttuğu siyasi karakterler gibi sizlerin de adını unutacak ve bütün kavgalarınız boşa çıkacak.

Bakın size anahtarı bile vermiş bu sözüyle Mustafa Kemal; “Hayatta tam mutluluk ve esenlik ancak gelecek kuşakların şerefi, varlığı, esenliği için çalışmakta bulunabilir.”  

Siz gençler için çalışırsanız onlar karşılığını sizi ölümsüzleştirerek vereceklerdir. Aynı Mustafa Kemal Atatürk’e verdikleri gibi…