Sahte diploma skandalında tüm sanıklar tahliye edildi.Hatırlayacaksınız, Osmanlı torunu bile sahte diploma aldığı ortaya çıkınca yer yerinden oynamıştı. Bu sahte diploma olayıyla ilgili Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam eden davada beşi tutuklu olmak üzere toplam 134 sanık vardı. Bu elemanlar, sahte belgeler ve sahte e-imzalarla birçok isim adına sahte diploma hazırlamışlardı.
Üç beş tane kamuoyunda tanınan isme sahte diploma hazırladıkları ortaya çıkmıştı, peki ortaya çıkmayan kaç binlerce sahte diploma var, onu kimse bilmiyor. Ama bildiğimiz tek bir şey var: Mahkeme 16 Ocak’a ertelendi ve davada bir tane tutuklu sanık kalmadı. Yani yapanın yanına kâr kaldı!
Ama biz, sahte diploması olduğunu iddia ettiğimiz öğretim görevlilerini, belediye başkanlarını içeride tutmaya devam ediyoruz. Üstelik bu olayda olduğu gibi gerçek sahte diploma değil, sadece usulsüz yatay geçişler iddiasıyla… Neyse, konumuz bu değil.
Asıl gündemimiz başka. Dün pek çok insanın gözünden kaçmış bir haber vardı: İçişleri Bakanlığı, “Vatandaşların suç ve trafik ihlallerini doğrudan bildireceği ‘Gereği Yapıldı’ adlı mobil uygulamayı devreye sokacak” açıklamasını yaptı.
Yeni sistemde vatandaşlar, gördükleri asayiş ve trafik ihlallerini fotoğraf ya da video ile bakanlığa iletebilecek. Fakat gizlilik ve kötüye kullanım ihtimali nedeniyle bu uygulamanın Türkiye’de, Türk insanının elinde nereye evrileceğini hep beraber göreceğiz.
Hükümet kendi eliyle vatandaşlarını ihbarcılığa yönlendiriyor. Tabii, normal bir ülkede belki bu uygulama çok faydalı olabilir. Ama bizim ülkemizde? Anlaşamadığı, kızdığı kayınvalidesini “terör örgütü elemanı” diye şikâyet edip, kadıncağızı pazarda alışveriş yaparken elinde filelerle gözaltına aldıran gelinler olur bu ülkede. Komşusuna kızıp “terörist bu” diye komşusunu tutuklatanlar, düşük not veren öğretmenini sürüm sürüm süründürenler olur!
Bugün canıyla cebelleşen menajer Ayşe Barım’ın şikâyetçisini hatırlayacaksınız. “Sosyal medyada gördüklerim üzerine şikâyet ettim, kendisini tanımam, ne dediğimi bile hatırlamıyorum” diyen birisi yüzünden açıldı dava. “Sinirlendim, şikâyet ettim” diyor. İki gün sonra açık kalp ameliyatına girecek olan Barım, bu şikâyet yüzünden tüm sağlık sorunlarına rağmen aylarca hücresinde kaldı. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı, savcılığın itirazıyla tekrar tutuklama kararı verildi.
Bu karar verilmeden önce hastaneye yattığı için de açık kalp ameliyatı geçirecek olan Barım’ın hastane odasında polisler bekliyor, tekrar tutuklamak için…
Yani öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, bu tür uygulamalar çok sıkıntılı. Sosyal medyada birinin düşüncesini beğenmeyip onu şikâyet etmesiyle yargılama süreçleri başlıyor, hapis ediliyor. Trafikte ya da herhangi bir asayiş olayında “Gereği Yapıldı” adlı uygulamayla kimin kimleri nasıl şikâyet edeceği ve başlarına neler geleceğini kimse bilmiyor.
Düşünün, bir husumetiniz var. Alacak-verecek davası, adam size sinirlendi, “Gereği Yapıldı” dedi ve gereğini de yaptı, sizi şikâyet etti. Üstelik birilerine yakın biri… Hadi ayıkla pirincin taşını!
Diyeceksiniz ki, “Hadi canım, olmaz öyle şey.” Olur! Gene olduğunu önceki gün gördük. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” suçundan 19 ünlü isme operasyon düzenlendi. Bu tanınan isimler evlerinden alındı, ifadeye götürüldü, kan örnekleri, saç örnekleri alındı derken serbest bırakıldılar.
Peki bu hikâye nasıl başladı biliyor musunuz? Jandarmaya yapılan bir ihbarla. Özellikle bazı sosyal medya hesapları üzerinden “yasaklı maddelerin kullanıldığı, satıldığı, temin edildiği” iddia edilen bir ihbar… İhbarcının kim olduğunu da kimse bilmiyor. Eğer iddianame çıkarsa, bu olayla ilgili kim olduğunu o zaman göreceğiz.
Bu ifadeler, adli olaylara vakıf olduğu bilinen gazeteci dostumuz Emrullah Erdinç’e ait. Erdinç ilginç bir yorumda bulundu: “Normalde bu süreçlerde bir torbacı olması gerekir. Torbacı hangi kişilere uyuşturucu madde veriyorsa o isimlere gidilir, o kişiler gözaltına alınır. Ya da bir torbacı teknik takibe alınır, onun kimlerle irtibatta olduğu araştırılır, gözaltılar ona göre yapılır” diyor.
Peki bu olayda böyle bir şey var mı? Yok. Ne teknik takip var, ne de dosyada bir torbacı. Yani sadece bir ihbarla başlıyor her şey.
İşte bu yüzden, bu yeni uygulama o kadar tehlikeli ki… “Gereği Yapıldı” adlı uygulamada gereğini kim yapacak, neyin gereği yerine getirilecek, bilen yok.
Diyorum ya, canı sıkılan komşusunu bile şikâyet edebilecek. Zaten ülkede adalet öyle bir hale geldi ki her şey sadece sosyal medyaya göre şekilleniyor. Adam kadını dövüyor, bıçaklıyor, taciz ediyor; bir kapıdan alınıp öbür kapıdan bırakılıyor. Ne zaman ki sosyal medyada infial oluyor, yetkililerin o zaman aklı başına geliyor; gidip tekrar alıyorlar. Sosyal medyanın gazını almak için adamlar içeri atılıyor.
İşin bir de başka tarafı var: Bu “Gereği Yapıldı” uygulamasında kimlikler gizli tutulacak. Yani kim, kimi, ne zaman, kime, nasıl şikâyet ettiğini hiç kimse bilmeyecek.
Adalet, adliye koridorlarında, kolluk güçlerinde, savcılarda, hâkimlerde değil de; sosyal medyada ya da birbirini şikâyet eden uygulamalarda işletilmeye çalışılırsa, o gözü bağlı elinde teraziyle duran kadıncağız güvenilir olmaktan çıkar.
Zaten kimsenin güveni kalmadı ya… Bir de “gammazcılık” eklendi mi buna, vah ki ne vah!
Çok Okunanlar

Nevşin Mengü'den gündeme oturacak İsmail Küçükkaya iddiası

Fiyatlarına en çok zam yapan market belli oldu

Barzani’yi kırmayın Suriye’de özerkliği de tanıyın gitsin!..

Türkiye’de enflasyon dinamikleri: Geniş bir program şart

'Milliyetçi oylar' cumhurbaşkanlığı anketine damga vurdu

İhraç edilen 5 teğmenden suç duyurusu

Listeye Türkiye'den 5 üniversite girdi!

Sergen Yalçın'ın transferde sıradaki hedefi belli oldu

'Gereği Yapıldı'mı, yapıldı!

Mansur Yavaş’a soruşturma izni talebi...