Giriş çıkışlar Allah’a mı emanet?

Sosyal medya fenomenlerinin ardı ardına skandallarla gündeme gelmesi ile başlayan süreç Türkiye gündemini haftalarca meşgul etmişti. Dolandırıcılık, para aklama, yasadışı bahis, ahlaka aykırı yayın derken gazete manşetlerini ve gündemimizi onlar belirliyordu. 

Engin - Dilan Polat çifti tutuklanıp cezaevine konuldu, müstehcen yayın yapan kadın gözaltına alındı, sorgulandı bırakıldı, Kıvanç Talu ve eşi Beril Talu çifti yurtdışına kaçtı derken gündemin bir numaralı konusu sosyal medya fenomenleri unutuldu. 

Önceki gün öğle saatlerinde Gürcistan'dan Türkiye’ye gelen Kıvanç Talu ve eşi Beril Talu çifti yurda giriş yaparken gözaltına alındı ve dün akşam da dolandırıcılık suçuyla tutuklandılar. 

Tutuklanmalarıyla ilgili detayları sosyal medya hesabından paylaşan gazeteci Emrullah Erdinç öyle bir iddia ortaya attı ki akıl alır gibi değil. 

Erdinç’in sosyal medya hesabından yayınladığı iddiasına göre; Talu çifti Gürcistan’dan Türkiye’ye giriş yaparken pasaport kontrolündeki bir polis sayesinde yakalandılar. Haklarında yakalama kararı sistemde bulunmayan çifti, İstanbul’a giriş yaptıkları sırada bir polis, haberlerden dolayı tanıdı ve hemen savcı ile konuştu. Çift hakkında gözaltı kararı polisin duyarlılığı ile verilmiş oldu.

Böyle bir şey olabilir mi? Haftalarca Türkiye gündemini meşgul eden bir konunun muhataplarının aranmaları olduğunun bilgisi nasıl sistemde kayıtlı olmaz?

Hadi bunun iddia olduğunu düşünelim ama geçmişte yaşananlara bir bakınca “Kesinlikle olmamıştır” diyemiyoruz! 

SOMALİ CUMHURBAŞKANININ OĞLU DA KAÇMIŞTI!

Yine kamuoyunu meşgul eden ve sosyal medya fenomenleri gibi unutulan bir başka skandalı hatırlayalım. Motosikletli kurye Yunus Emre Göçer, İstanbul'da işlek bir otoyolda Somali Cumhurbaşkanının oğlu Muhammed Hasan Şeyh Muhammed'in kullandığı aracın çarpmasından altı gün sonra, hastanede hayatını kaybetmişti. 

Sorgulanıp salıverilen Muhammed Hasan Şeyh Muhammed elini kolunu sallayarak Türkiye’den ayrılmıştı! Şeyh Muhammed Türkiye'den ayrıldıktan 5 gün sonra hakkında yurtdışı yasağı getirilmişti.

KIRMIZI BÜLTENLE ARANAN BARONLARI YAKALAMAK…

Kırmızı bültenle aranan uluslararası suçlular yakalandı haberlerini sıkça görüyoruz. En son 'Cinsel amaçlı insan ticareti' suçundan kırmızı bültenle aranan Özbek uyruklu Nilufar Mirxanova Çanakkale'de yakalandı.

Aralık ayında İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İnterpol tarafından Kırmızı Bülten’le aranan iki suç baronunun yakalandığını gururla duyurmuştu. 

Biri Belçika’da ülke genelinde uyuşturucu dağıtımı organize eden örgüt elebaşı İngiliz uyruklu Mohammed Zakir Miah, diğeri de Vietnam’da ağır yaralama suçuyla aranan Çin uyruklu Chen Xuefeng, “KAFES-20” Operasyonlarıyla yakalanmışlardı. 

Yine Yerlikaya “Almanya tarafından çıkartılan İnterpol Kırmızı Bülteniyle ‘Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma, Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama ve Uyuşturucu Ticareti Yapma Suçlarıyla’ aranan Organize Suç Örgütü Elebaşı Erıc Schroeder’in İstanbul’da yakalandığını duyurmuştu. 

İngiliz, Alman, Çin, Avustralyalı ne kadar suç örgütü lideri varsa elini kolunu sallayarak Türkiye’ye girmiş yani...

Hakkında yurtdışı yasağı olan Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu yurtdışına kaçıyor. Yine dolandırıcılık iddiasıyla haklarında yurtdışı yasağı olan sosyal medya fenomenleri bırakın yurtdışına çıkmayı yurtdışından gelirken yakalanıyorlar! 

BİZE YAPILAN MUAMELENİN ONDA BİRİ YAPILSA

Suçsuz Türk vatandaşları yurtdışına çıktıklarında yaşadıkları muameleyi biliyor musunuz? 

“Pasaporttaki fotoğrafınıza benzemiyorsunuz, kimi ziyarete geldiniz, kaç para harcayacaksınız, nereleri gezeceksiniz, neden bizim ülkemizi tercih ettiniz” gibi sorulara sanki sorgu odasındaymış gibi maruz kalıyorlar.

Turistik ziyaret için gittikleri ülkede para harcayacaklar ama potansiyel suçlu muamelesi görüyorlar. 

SUÇLU KOVALAMAK YERİNE ÖNLEM ALMAK

Türkiye’ye giriş çıkışlarda biz de biraz daha dikkatli olunsa “Yakaladık” diye övüneceğimize “Ülkemize sokmadık” diye övünsek…

Ülkemize kaçak yollarla gelen göçmenleri engellemek elbette çok kolay değil ama havalimanları, gümrük kapıları gibi yerlerden giriş çıkışları daha sıkı kontrollerle denetlemek çok mu zor? 

İnterpol tarafından aranan suçluları yakalamak için harcadığımız enerjiye yazık değil mi?

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya göreve geldiğinden bu yana suçlulara göz açtırmıyor diye alkışlanıyor ama basit önlemlerle emniyet güçlerimizi de tehlikeli operasyonlardan uzak tutmuş olmaz mıyız?