Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
42,4704
Dolar
Arrow
37,9199
İngiliz Sterlini
Arrow
49,1705
Altın
Arrow
3871,0000
BIST
Arrow
9.380

İmam yellenirse cemaat...

Hani bir laf vardır, "İmam yellenirse cemaat..." Tam da bu durumu özetleyen bir olay yaşandı önceki günlerde!

Olay, mahalle camiinin imamlarıyla alakalı ama bağlı bulundukları müftülük, müftülüğün bağlı olduğu Diyanet İşleri hepsi yukarıdaki atasözünün vücut bulmuş hali gibi davranıyor.

Hafta içinde Mersin'de iki imam ifşa oldu. Biri arkadaşlarıyla sahilde alkol alırken görüntülendi, diğeri ise fantezilerinin kurbanı olurken...

Erdemli ilçesinde görev yapan imam H.G., arkadaşlarıyla viski içerken çekilmiş görüntülerle sosyal medyaya düştü. Sonra da gazete manşetlerini süsledi. İmam efendi sarığı, takkesi, cüppesiyle değil tabii ki; sivil kıyafetleriyle elinde viski şişesi fondip yapıyor! İmamın eşi, vatandaşların hatta kendisinin bile imamı CİMER'e şikâyet ettiklerini ama işlem yapılmadığını söyledi. Kadıncağız, "İspatlayamadım ama beni aldattığını da düşünüyorum. Akşam içip sabah cemaatin önüne geçip namaz kıldırıyor." diyerek eşini anlattı.

Diğer imam ise çıplak görüntüleriyle gündem oldu. Cep telefonundan bir kadın ile görüntülü konuşan imam efendi L.S., bir anda soyunuyor. Kadına "Bebişim" diye hitap ederken anadan üryan kalıyor ve kameraya edep yerini gösteriyor!

Ancak bu imam diğerinden daha uyanık. Görüntüler ortaya saçılınca hemen suç duyurusunda bulunuyor: "Bana kumpas kurdular, şantaj yapıyorlar!" diyor. Son dönemde en çok duyduğumuz argüman bu değil mi? Yeni Türkiye'deki her iş üstünde yakalanan yüzsüz gibi o da kabahati başkalarının üzerine atıyor.

Tabii, iki imamın yaşadıkları kendilerini ilgilendirir. Bizi ilgilendiren tarafı, herkese yargı dağıtan Diyanet İşleri'nin bu olay karşısında kayıtsız kalması.

Oysaki bu skandallar yaşanırken Diyanet başka bir konuda esip gürlemişti. İmamların skandalı ile Diyanet'in açıklaması arasında sadece bir gün var.

Ne demişti Diyanet? "Nikâhsız birliktelikleri kabul etmiyoruz!" Ne yiyip ne içeceğimize, nasıl giyineceğimize, nasıl sevişeceğimize karar verme yetkisini kendinde gören Diyanet, bu iki imama ses çıkarmadı.

Klasik bir "Bizden olana her şey mübah." mantığı mı bu?

Ama zaten Diyanet’in bu yaklaşımına yabancı değiliz. Mesela "Nikâhsız birliktelikleri kabul etmiyoruz." diye açıklama yapan Diyanet, hangi nikâhı kastettiğini açıklamadı. Resmî nikâh olmayan birliktelikleri mi, yoksa imam nikâhı olmayan birliktelikleri mi kabul etmiyor?

Resmî nikâh yapılmadan dinî nikâh kıyılması, geçmişte Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 237. maddesi kapsamında suç olarak kabul ediliyordu ve bu durumda taraflara hapis cezası verilebiliyordu. Ancak, 27 Mayıs 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından alınan kararla bu cezai yaptırım kaldırıldı.

Bu hangi dönemde oldu? İmam nikâhını tekrar özendiren kimdi?

Şimdi Diyanet’e sormak lazım: İmam nikâhı ile evlendirilen çocuklar, "Küçüğün rızası vardı." diyen zihniyete nasıl bakıyorsunuz?

Toplumda "metres" olarak bilinen ancak kılıfı uydurulunca imam nikâhıyla yaşayan tarikat mensuplarını, tarikat şeyhlerini, hatta bürokratları, siyasetçileri kabul ediyor musunuz?

Ya da imam nikâhı ile dört kadınla evlenirsek bunları nikâhlı olarak kabul ediyor musunuz?