Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,3594
Dolar
Arrow
34,4660
İngiliz Sterlini
Arrow
43,6304
Altın
Arrow
2935,0000
BIST
Arrow
9.367

Irkçılık mı, yabancı düşmanlığı mı yoksa vandallık mı?

Avrupa’da hızla yükselen yabancı düşmanlığı ve milliyetçi akım, acil bir politika izlenmezse daha büyük sorunlara gebe…

Filistin’e destek gösterilerine katılan göçmenler için devlet görevlilerinin kullandığı dil, aşırı sağcı gazetelerin kışkırtıcı yayınları artık güvenlik tehdidi oluşturmaya başladı. 

Son örneğini dün gece İrlanda’nın başkenti Dublin sokaklarında gördük. 

İnsan müsveddesi bir saldırgan, şehrin en bilinen noktalarından Parnell Medyanı yakınlarındaki bir okulun önünde bıçaklı saldırı sonucu üç çocuğu ve onları korumaya çalışan iki yetişkini yaraladı. 

Yerel polisin açıklamalarına göre 6 yaşındaki yaralı kız çocuğu ameliyata alınacak. Yine olayda yaralanan 5 yaşındaki çocuklardan biri taburcu edildi. Saldırgana müdahale eden bir okul çalışanı da ağır yaralı…

İnsan müsveddesi saldırganın bunu neden yaptığı henüz bilinmiyor. Ancak İrlanda bu olay yüzünden dün gece ateşe verildi. Polis, 40 yaşlarındaki şüphelinin 20 yıldır ülkede yaşadığını ve İrlanda vatandaşı olduğu bilgisini verdi. 

Ancak resmi olarak saldırının nedeni açıklanmamış olsa da aşırı sağcılar bunu yabancı düşmanlığına çevirip başkenti ateşe verdi. 

İrlanda sokaklarındaki ayaklanmalarda iş yerlerinin camları kırıldı, polis arabaları, trenler, otobüsler ateşe verildi. Dükkanlar yağmalandı hatta bir polis memuru darp edildi. 

Halkın bu denli öfkelenmesinin nedeni saldırganın uyruğu hakkında sosyal medyada dolaşan bilgilendirme…

Sonuç olarak protestolara katılan 34 kişi gözaltına alındı ve İrlanda Başbakanı Taoiseach Leo Varadkar yaşananları ‘Utanç gecesi’ olarak nitelendirdi. Olaylara karışanlar yağmacı vandallar olarak lanse edildi. Fakat bu olay bir kez daha gösterdi ki Avrupa’nın her yerinde yabancı karşıtlığı ciddi bir tehlike haline gelmiş durumda. 

Saldırganın bu eylemi neden gerçekleştirdiği bile bilinmiyor. Velev ki bir siyasi düşünce için yapmış olsun. Halkın öfkesi bir saldırgana, bir katile ya da bir sapığa gösterildiğinden daha büyük. Bunun nedeni de yabancı olma ihtimali…

Yabancı düşmanlığı Orta Avrupa’da da yükselen trend!

Hollanda gibi suya sabuna pek dokunmayan ortalama bir Avrupa ülkesinde aşırı sağcı hatta yabancı düşmanı olduğunu açık açık söyleyen Geert Wilders’in partisinin birinci parti çıkması, Avrupa’daki bu yeni akımı gözler önüne seriyor. 

Üç gün önce yapılan seçimlerde parlamentodaki 150 sandalyenin 37’sini garantileyip birinci parti çıkan Özgürlük Partisi’nin (PVV) lideri Wilders’in ilk açıklaması endişeleri arttıracak düzeydeydi. 

Irkçı lider, “Hollanda’yı geri alacağız! Hollanda’nın umudu insanların ülkelerini geri alması olacak. Sığınma tsunamisinin sınırlanması ve insanların cüzdanlarına daha fazla para girmesi” diyerek zafer konuşması yaptı. 

Aşırı sağcı seçmen de ülkedeki yabancıların kendi hakları olan geliri sömürdüğü düşüncesinde. Fakat kimse devlet yardımları alan bu aşırı sağcıların 50 dereceleri bulan seralarda çalışmak istemedikleri gerçeğini görmüyor.

Hükümetlerinin dünyaca ünlü lalelerini yetiştirmek ve tüm Avrupa’ya sebze tedarikini sağlamak için daha doğrusu Hollanda ekonomisinin yüzde 80’ini ayakta tutmak adına göçmen işçi getirdiğini de görmüyor.

Çünkü aşırılık dünyaya at gözlüğü ile bakmayı gerektiriyor. 

Türk kamuoyu Geert Wilders’i Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Hollanda’da İslamofaşist Erdoğan’a oy veren tüm Türklerin artık çantalarını toplayıp Türkiye’ye taşınmasını temenni ediyorum. Güle güle!” ifadeleri ile hatırlıyor. 

Bizden olmayana verip veriştirmek tüm aşırı politikaların ortak dili değil mi? Bu dünyanın her yerinde seçmenin ilgisini çekiyor. İnsan hakları, kardeşlik, eşit hak ve özgürlük söylemleri prim yapmazken; vuralım, keselim, bizden olmayanın yaşama hakkı yok görüşü en olmayacak isimleri o koltuklara taşımıyor mu? 

Elbette göçmenlerin de gittikleri ülkelerin kurallarına, kültürlerine entegre olması gerekiyor. Bu da başlı başına bir sorun ama bunu çözmek, düşman olmaktan daha kolay.

Elbette konu ile ilgili pek çok tespit yapılabilir ama en önemli tespit şüphesiz tehlikenin git gide büyümesi olacaktır… 

Haçlı Seferleri geçmişte Müslüman tehlikesine karşı topyekün sefere çıkmaktı. Bugünkü altı körüklenen haçlı zihniyeti, yıllardır birlikte yaşadığı yan komşusuna müdahale etmeye varabilir. 

Özellikle İslam coğrafyasından Avrupa’ya göç etmiş göçmenlerin ülkelerindeki siyasetçilere burada önemli görev düşüyor.

Acil bir uzlaşma dili ve politikası belirleyip, Avrupa ülkelerinin siyasileri ile iş birliği içerisinde olmazlarsa önümüzdeki günlerde daha büyük sorunların yaşanması kaçınılmaz olacak.