Türkiye'de basın özgürlüğü vardır!
İnanmayana basının ne kadar özgür olduğunu anlatayim. Bakınız adam gece bir sosyal medya paylaşımı yaptı borsa allak bullak oldu. Bahsi geçen kişinin saat 20.42’de yaptığı paylaşımının hemen ardından Vadeli BIST 30’da sert düşüş olduğu ve kaybın yüzde 3’e ulaştığı ifade edildi.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nden yapılan yalanlama, sonrasında paylaşımı yapan ismin geri adım atmasıyla Borsa’da kayıpların önemli bir bölümü geri çekildi. BIST 30’da yüzde 3’ü bulan düşüş yerini yüzde 1.07’lik kayba bıraktı.
Sonra ne oldu. Şahıs Bolu'da göz altına alındı. Ama öyle şafak operasyonu ile falan değil. Polisler eşilk etti Bolu Adliyesi'ne geldi. Ne telefonuna, bilgisayarına el konuldu ne de kelepçelendi. Kafasına da bastırılmadı. Gayet medeni bir şekilde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ifade verdi. Bolu Adliyesi'nde SEGBİS bağlantısı ile verdiği ifadenin ardından sevk edildiği mahkeme tarafından yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Borsayı allak bullak eden paylaşımına rağmen kötü muammele görmedi. Ha tabii yasadışı bahis soruşturmasından yakalanan biri tarafından şikayet edilseydi durum farklı olabilirdi!
Yine ekranlarda başka bir isim, "Bana mesaj geldi. Ekrem İmamoğlu tutuklanacak" diyebiliyor üstelik daha dava bile açılmamışken. Basın özgürlüğü de tüm özgürlükler gibi bir kesim için var, kimse tamamen basın özgürlüğü yok diyemez net.
Tabii burada bir kavram karmaşası da var. Basın kocaman bir alan... içinde gazeteciler de var troller de var. Basının özgür paydaşları ne yazık ki troller.
Senin benim hikayesi hayatın her alanında aynı işliyor. Günlerdir proje okullarındaki öğretmenlerin tasviye gibi tayinleri nedeniyle liseli gençler ayakta. "Öğretmenime dokunma" diyorlar.
Liyakat sahibi başarılı öğretmenleri bu özel okullardan göndermek istiyorlar. Çünkü bu öğretmenler onların şablonuna uymuyor. Dünya görüşleri, bilimin ışığında eğitim Türkiye'de pek sevilmez. Burada da benim öğretmenim senin öğretmenin ayrımı var.
Dün 15 bin öğretmenin ataması yapıldı. Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen atamalarında branş kontenjanlarını duyurdu. Matematik öğretmenlerine 117, Fen Bilimlerine 267, Din Kültürü öğretmenlerine 1802 kontenjan verildi. "Gençleri bizim istediğimiz öğretmenler bizim istediğimiz şekilde eğitecek" diyorlar.
Yani... "Bizden olmayan, bizim istediğimiz gibi düşünmeyen öğretmene de ekmek yok" diyorlar. Siz biz ayrışması bu ülkenin başına çok çorap ördü. Oysa ki hepimizin amacı aynı değil mi?
Bir gazeteci büyüğümüz ile bir gün sohbet ederken çok ilginç bir hikaye anlatmıştı. 80 öncesi toplumun sağcılar ve solcular diye ayrıldığı günlerde ülkücü grupların içinde olduğunu ve solcuların ülkeyi satacağına inandırıldıklarını söylemişti.
Ancak yıllar sonra o dönem ülkeyi Sovyetler'e teslim etmeyi düşünen solcu gençlerin tam bağımsız Türkiye hayalinin kendi Türkiye hayallerinden çok da farklı olmadığını anladıklarını söylemişti.
"Kardeş kerdeşi kırıyordu ama ikisinin de amacı Türkiye idi" demişti. Sizin mahalle bizim mahalle değil, hepimizin semti, hepimizin şehri hepimizin ülkesi diye bakmazsak elalemin dövizi de fırlar, sana vize de vermez ekonominin düzelmesine de müsade etmez.
Çok Okunanlar

Türkiye'nin deprem riski en düşük 20 şehri açıklandı

Gözaltına alınan isimlerin listesi ortaya çıktı!

Ahmet Ercan, İstanbul'da hissedilen 4.3'lük depremi değerlendirdi

Turpun büyüğü 'Kanal İstanbul' çıktı

İstanbul'da 4.3'lük deprem

Murat Ongun'un eşi Gözdem Ongun kimdir? Neden gözaltına alındı?

Ahmet Ercan'dan Marmara Depremi yorumu

Dr. Şenol Çarık yazdı

Şükrü Saraçaoğlu Stadyumu'nda büyük dönüşüm!

Her yayın 500 rupi, sudan ucuz