Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
46,8469
Dolar
Arrow
40,5798
İngiliz Sterlini
Arrow
54,2381
Altın
Arrow
4339,0000
BIST
Arrow
10.642

Transfer Sezonu!

Türkiye’de herkes açlığı, enflasyonu, pazardaki yangını unuttu. Yangın demişken, orman yangınları da unutuldu. Ülkenin en öne çıkan gündemi Transfer…

Açın bütün gazeteleri, televizyonları, internet sitelerini; transferden başka haber yok. Futbolda transfer, siyasette transfer! 

O takımdan o takıma, o partiden bu partiye geçen geçene. Futbol piyasasında milyon dolarlar, eurolar konuşuluyor. Siyaset arenasında ise ne konuşulduğunu kimse bilmiyor.

Profesyonel sporcunun para karşılığı bir takımdan başka bir takıma geçmesi normal karşılanır. Ama siyasetteki transferler öyle mi? Orada etik, ahlak, aidiyet, seçmene karşı sorumluluk gibi pek çok parametre var. Yıllarca savunduğun siyasi görüşten tam tersine geçip hizmet etmek, bir formayı çıkarıp diğerini giymekten daha zor olmamalı mı?

Mesela futbolda yabancı kuralı var: şu kadar yabancı, bu kadar yerli oynatacaksın diye. Siyasette de bir kriter olmalı aslında. Transfer o kadar kolay olmamalı. Ama yok. Çünkü transfer işi herkesin işine geliyor: gazeteler için reyting, partiler için malzeme, siyasiler için de sandıkta alınamayan oyu başka yolla devşirme yöntemi…

Mesela transfer olmak isteyen aldığı oyla veya sıfatla (belediye başkanı – milletvekili) transfer olamamalı. Çünkü siyasette oy futbolcuda olduğu gibi attığı çalıma, gole yada asiste göre verilmiyor. Partisine, siyasi düşüncesine veriliyor. 

Futbolda her gün Türk takımlarına dünya yıldızları geliyor, gidiyor. Uçaklar havada, menajerler pusuda, başkanlar imzaya koşuyor. Gelen futbolcu forma öpüyor, taraftar sevinçten havalara uçuyor. Transfer edilen futbolcuların uçaklarının rotaları bile milyonlarca kişi tarafından canlı yayında izleniyor. Alan memnun, satan memnun.

TRANSFERİN YILDIZLARI

Son günlerin en çok konuşulan transfer hikâyesi: Kerem Aktürkoğlu’nun Galatasaray’dan sonra başka bir Türk kulübünde oynayıp oynamayacağı… Bir de Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun CHP’den istifa edip AKP’ye katılması.

Kerem meselesinde Galatasaraylılar kızgın, Fenerbahçeliler “zaten çocukluktan beri bizdendi” diye sahipleniyor, Beşiktaş cephesi “biz görüştük, gelirse bize gelir” açıklamaları yapıyor. Taraftarlar kızgın ama herkes Kerem’i istiyor. Peki Kerem başka bir takımın formasını giyerse ne olur? İlk maçta ıslıklanır mı? Tabii ki hayır. Bağırlarına basarlar. Aynı, AKP’lilerin dün nefret ettikleri Özlem Çerçioğlu’nu bugün bağırlarına basmaları gibi…

Nitekim AKP gençlik kolları Çerçioğlu’nun belediye önünde yaptığı ilk konuşmayı ayakta alkışladı. Daha düne kadar Çerçioğlu’nun konuşma metinlerini yırtan AKP’li vekil Seda Sarıbaş bile alkışlamaya doyamadı, sosyal medyada el ele fotoğraflarını paylaştı. Demek ki transfer sonrası herkes herkesi bağrına basabiliyormuş.

Günün bir başka “transfer haberi” de Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in AKP’ye geçeceği söylentileriydi. Bozbey çok kızdı, sert bir dille yalanladı. 

Ama işte transfer böyle bir şey: Futbol külüplerinin başkanları gibi, siyasetçiler de “teklif yaptık, bizim politikamız belli” açıklamaları yapıyor. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan bile “transferlerimiz devam edecek” ima’sında bulunmuştu. Demek ki bizim ülkede transfer sezonu hiç kapanmıyor.

FORMA DEĞİŞTİREN DEĞİŞTİRENE

31 Mart yerel seçimlerinden bu yana 53 belediye el değiştirmiş durumda. En çok kaybı yaşayan parti Yeniden Refah Partisi. Seçimlerde 65 belediye kazanmıştı, şimdiden 25’ini AKP’ye kaptırdı. Milletvekili transferlerinde ise en çok kayıp yaşayan İYİ Parti. 2023 seçimlerinde 44 vekille meclise giren parti, bugün 29 vekille temsil ediliyor. Kalanlar iktidara veya ana muhalefete transfer oldu. DEVA, Gelecek ve Demokrat Partisi’nden de çok sayıda vekil başka partilere geçti.

Siyasette transferler futbol kadar görkemli değil belki; uçaklar takip edilmiyor, havalimanında karşılamalar olmuyor, forma giydirilmiyor. Ama ülkenin geleceği sessizce şekilleniyor.

SİYASET BİR MESLEK Mİ?

Defalarca yazdım, yine yazıyorum: Türkiye’de siyaset artık bir meslek. Milletvekili ya da belediye başkanının asıl mesleği doktorluk, gazetecilik ya da mühendislik olabilir; ama siyasete girince tek meslekleri siyaset oluyor. Siyasetten istifa edip kendi işine dönen siyasetçi hatırlıyor musunuz? Ben hatırlamıyorum. Varsa bile istisnadır.

Onursal başkanlar gibi onursal milletvekilleri, onursal belediye başkanları, onursal makam şoförleri bitmiyor. Siyaset meslek olarak görüldüğü müddetçe de bu transferler bitmeyecek. İnandığı düşüncenin peşinden gitmek yerine, politik çıkarı için saf değiştiren siyasetçi oldukça vatandaşın nefesi kesilmeye devam edecek.

Çocukluğundan beri muhafazakâr partilerde hizmet etmiş birinin bir anda “bundan sonra sosyal demokratım” demesi ne kadar inandırıcı? Aynı şekilde, ömrü boyunca sosyal demokrat çizgide olduğunu söyleyen birinin muhafazakâr bir partiye geçmesi ne kadar mümkün? Üstelik yıllarca birbirlerine nefret ve hakaretle siyaset yaptıktan sonra…

Kararı siz verin.

Ha bu arada… Kerem Aktürkoğlu Fenerbahçe’de oynar mı? Oynar. Çünkü bu ülkede herkes, herkesin formasını giyebiliyor.