Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,3594
Dolar
Arrow
34,4660
İngiliz Sterlini
Arrow
43,6304
Altın
Arrow
2935,0000
BIST
Arrow
9.367

Meral Hanım’ın saç rengiyle birlikte düşünceleri de mi değişti?

Hava tahmini yapmak dünyanın en zor işi olarak kabul edilir. “Bugün yağmur yağacak, yarın güneş açacak, rüzgâr şu şiddette esecek” gibi tahminler sadece bilimsel veriler ışığında tutturabileceğiniz tahminler değildir. 

Meteoroloji tahminlerinin doğruluk oranı, tahminin süresine ve detayına göre değişiklik gösterir. Örneğin bir-iki günlük kısa vadeli hava durumu tahminleri oldukça yüksek doğruluk oranına sahiptir. Fakat bir-iki hafta gibi uzun vadeli doğruluk oranı ise daha düşüktür ve genellikle %50-60 civarındadır.

Üstelik tüm teknolojik imkânlara rağmen doğa öyle bir değişkenlik gösterir ki tahminler anlamını yitirir…

Türkiye’de ise siyasette tahmin yürütmek hava durumu tahmininden daha zordur!

Çünkü Türk siyasetinde rüzgar öyle bir tersten eser ki, o siyasinin peşinden koşan seçmen çoğu zaman ya fırtınaya kapılır ya da sırılsıklam olur!

Türk siyasetinde söylenen sözlerin, verilen vaatlerin hiçbir önemi yoktur. “Dün dündür, bugün bugündür” der geçersiniz. Bir gün resepsiyonda elinizde kadehle görünür bir başka gün elinizde Kur’an sallarsınız. Bir gün solcu olur öbür gün muhafazakar olursunuz.

Mesela rakibinize her şey söylemek mubahtır. 

Çıkarsınız kürsüye, başlarsınız sayıp sövmeye…

Rakibinizin ne şerefsizliği kalır ne vatan hainliği, ne sahtekarlığı ne de yalancılığı… 

Sonra birden bire uzun süre sayıp sövdüğünüz, hakaretler ettiğiniz en büyük düşmanınızda bir fotoğraf düşer medyaya.

Kırk yıllık dost gibi el sıkışıp gülümsüyorsunuzdur birbirinize…

Hatta bazen ortak bile olursunuz. Söylediğiniz bütün kötü sözler unutulur birbirinizin dostu, sırdaşı, arkadaşı olursunuz.

Bukalemun gibi şekil değiştirmek var Türk siyasetinde…

Yarışırken hakaret ettiğiniz, “Hesap sormazsam namerdim” gibi büyük sözler sarf ettiğiniz en büyük rakibinizle bir anda can ciğer olursunuz.

Birbirinizi ziyaret edip, kucaklaşıp el sıkışırsınız. “Biz ayrıştırmaya değil birleştirmeye geldik” der işin işinden çıkarsınız.

Bukalemun dedim ya şekil değiştirmek de şimdi moda oldu. Başka türlü görününce imaj değişince fikirler de değişiyor artık. 

Mesela gözlüğünüzü atarsınız, saçınızın şeklini değiştirirsiniz, lens takarsınız… Ya da saçınızın rengini değiştirip ağır laflar ettiğiniz rakibinizin yanına koşarsınız…

Geçtiğimiz gün Meral Akşener’in saçını boyatıp saraya gitmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birbirlerinin gözlerinin içine sevgi dolu bakıp el sıkışırken çektirdiği fotoğraflar tam da bu yüzden medyanın ilgisini çekti.

İmajını değiştiren Meral Akşener’in saç rengiyle birlikte fikirleri de mi değişti sorusu geldi gündeme…

Yakın geçmişte bunu Devlet Bahçeli ile de deneyimlemiştik. İnsan istemeden sorguluyor, bu kadar çabuk kırgınlıkların, küskünlüklerin, hakaretlerin unutulması için ne olmuş olması gerekiyor?

Düşünün yan komşunuzla bir konu hakkında anlaşamıyorsunuz birbirinize ağıza alındık laflar hakaretler ediyorsunuz. Kısa bir süre sonra da sarılıp kucaklaşıp hatta ortaklık yapıyorsunuz. Çok normal gelmiyor değil mi?

İYİ Parti bugün bir açıklama yaptı. Meral Akşener’in Saray’da Cumhurbaşkanı ile görüşmesinin içeriğini açıklamaya davet etti Sayın Akşener’i…

Görüşmenin sonrasında siyasi kulislerde Cumhurbaşkanlığı yardımcılığından tutun da Meral Akşener‘in oğlunun Paris Büyükelçiliği’ne atanması iddiasına kadar neler konuşulmuyor ki?

Bunlar gerçek mi, değil mi tabii ki bilmiyoruz ama tüm kamuoyunun beklediği Meral Akşener’den çıkıp bir açıklama yapması.

En azından “Hesap sormazsam namerdim” diyecek kadar Recep Tayyip Erdoğan’ın politikasını eleştiren Akşener’in bu görüşmede nasıl bir tutum takındığını bilmek vatandaşın hakkı.

Partisinin Genel Başkanlık koltuğunda otururken bu söylemleri nedeniyle ona oy verenlere bir açıklama yapmak zorunda.

Çıkıp “Ben yanlış düşünmüşüm hükümetin politikalarını destekliyorum” da diyebilir, “Hesap sormaya gittim” de diyebilir.

“Sinan Oğan gibi doğru yolu kaybedince gördüm” de diyebilir…

Sayın Meral Akşener‘e net bir şekilde hatırlatmak lazım geçmişte MHP kanadından defalarca taraf değiştirdiği MHP’li ülkücü yoldaşlarını sırtından hançerlediğine dair çeşitli eleştiriler vardı. 

Hatta eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Aydın'da Atatürk Meydanı'nda katıldığı bir toplu açılış töreninde Akşener hakkında çok ağır ithamlarda bulunmuştu. 

Soylu konuşmasında, “Doğru Yol'da onunla siyaset yaptım. Biz ona hiç güvenmezdik. Doğru Yol'da Tansu Çiller'i sattı. AK Parti'nin kuruluşunda AK Parti'ye geldi, orada da Tayyip Erdoğan'ı sattı 1 günde. Sonra MHP'ye gitti Devlet Bahçeli'ye. Bir günde Milliyetçi Hareket Partisi'ni sattı. Şimdi de altılı masayı devir devir döndürüyor. Hangi gün satacağım diye bekliyor. Meral Akşener, kimle bir araya geldiyse onu 'satmıştır', hiç güvenilmez...” açıklamasını yapmıştı.

Şimdi de kulislerde Soylu’nun söyledikleri yeniden konuşuluyor. Altılı masayı dağıtmasının nedeninin aslında bir Truva Atı taktiği olduğu iddiaları yeniden gündeme geliyor. 

Meral Hanım seçimden önce yumruğunuzu kürsüye vurup “Hesap sormazsam namerdim” diyebildiğiniz kadar sert bir dille bütün bu eleştirileri yalanlayın ve saraya neden çıktığınızı seçmeninize açıklayın.