Perşembe günü, Diyanet işleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü cuma hutbesini yayımladı. Cuma günü de tüm camilerde okundu. Hutbede kamu hakkını yiyenlere, rüşvet alanlara tövbe çağrısı yapıldı.
Ne yani rüşvet alan tövbe edince ne olacak? Türk Ceza Kanunu’nda bu suçu işleyenler için 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
Diyanete göre tövbe etmeliler!
Diyanet’in son dönemde neredeyse her hareketi büyük tepki çekiyor. Şimdi kulağımıza garip gelen Cuma hutbesinde ne denilmiş ona bakalım.
Cuma hutbesi aynen şöyle: "Gıybet, dedikodu ve hakaret gibi kötülüklerle dillerimizi kirlettiysek; kibir, gurur ve haset gibi fenalıklarla kalplerimizi kararttıysak; alkol, kumar, faiz, kul ve kamu hakkı gibi haramları kursağımızdan geçirdiysek; rüşvet, stokçuluk ve karaborsacılık gibi günahlarla haksız kazanç sağladıysak hiç vakit kaybetmeden tövbe edelim."
Kul hakkı, kamu hakkı tövbe etmekle affedilir mi? Rüşvet, stokçuluk, karaborsacılık, haksız kazanç bir tövbe ile çözülüyor mu? Yahu siz Diyanet işleri Başkanlığı misiniz yoksa tarikat mı?
Diyanet işleri böyle diyorsa tarikatların kefaret karşılığında günah affettiği bir ülkede hırsızın, uğursuzun önünü nasıl alacağız?
Hatırlayın Menzil Cemaati şeyhi Abdülbaki Erol’un ölümünün ardından tövbelerin ve zikirlerin iptal edildiği, tümünün yenilenmesi gerektiği açıklanmıştı.
Sonra da bu yeni tövbeler için yeni bağışlar alındığı konuşulmuştu.
Şimdi soruyorum örneğin kul hakkı, kamu hakkı yiyen bir de üstüne rüşvet alan bir belediye başkanı düşünelim. Bu başkanın hangi partiden olduğunun konumuzla uzaktan yakından alakası yok. Diyanetin Cuma hutbesine göre tövbe ederse Allah katında affedilecek mi? “Allah zaten tövbe ettiği için affetmiştir” diyerek hukuk karşısında da affedilecek mi?
İyice zıvanadan çıkıldı. “İnsanları böyle böyle dinden, imandan soğutuyorlar” denilince de kızıyorsunuz.
Bu neredeyse asırlardır eleştirdiğimiz Hırıstiyan anlayışındaki günah çıkarmaya benziyor. Günümüzde kullanılmayan ama zamanında kiliselerin ve din adamlarının geçim kaynağı olan Endüljans sistemi var mesela… Günahlar affediliyor ama bağış yaparsanız!
Endüljans sisteminin mantığı tam olarak şu şekildedir; lütuf aracılığıyla günahkar günahlarını itiraf ettiğinde, pişmanlık gösterdiğinde ve telafi için bir kefaret ödemeyi kabul ettiyse, Kilise günahkarın Tanrı tarafından günahlarının affedildiğini ilan ediyor. Geleneksel olarak Kilise'nin uygun gördüğü kefaretin ödenmesinin ardından günahkara Kilise tarafından bir endüljans bağışlanıyor...Günah çıkarmanın temeli yani…
Tövbe etmek başka bir şey elbette ama Diyanet’in hutbesinde bahsi geçen rüşvet, kul hakkı, kamu hakkı için tövbe etmek yeterli değil. Alkol alan tövbe etsin bana ne ama rüşvet alanını tövbesi umurumda değil. Onu bulup cezalandırın sonra isterse tövbe etsin orası Allah’la onun arasında ama ben kabul etmiyorum! Hukuk da kabul etmiyor.
Şimdi gene Hıristiyanlık tarihine bakalım. Özellikle 7. yüzyıldan itibaren endüljansların koşulları giderek daha yasal bir boyut kazandı, her farklı türden günah için standart bir kefaret öngörüldü. Yani fiyat listesi çıkarıldı.
Geç ortaçağda ve tüm Rönesans boyunca, endüljans ‘Papa’nın sattığı af belgesi’ne dönüştü. Günümüzde kiliselerde uygulanmıyor. Ama bizim cemaatlerde uygulanıyor. Yani yok olmadı! Bizimkiler belge veriyorlar mı bilmiyorum ama güzel tezgah olduğu kesin. En azından köprüyü satmaktan daha kolay.
Şimdi Diyanet’in bu hutbesi sonrası bazı ahlaksız kamu görevlileri “Yahu tövbe edince bu iş oluyormuş” diyerek, ihaleye fesat karıştırmaya, rüşvet almaya, kamu ve kul hakkı yemeye karar verip, “Bir kereden bir şey olmaz” diyerek cebini doldurup sonra da tövbe ederse günahı kimin boynuna olacak?
Ya da yarın öbür gün bütçedeki açığı kapatmak üzere bir maliye bakanı görevlendirilir o da “Havadan sudan vergi alamayacağımıza göre şu günahkarlara tövbe sertifikası satıp ekonomiyi düzeltelim” diye zehir gibi bir projeyle gelirse Diyanet’in fetvası ne olacak?
Mustafa Kemal Atatürk’ün neden din ve devlet işlerini ayıran laik bir cumhuriyet kurduğunu anlıyor musunuz? Tövbe belgesi satan papazlara pardon hacı hocalara prim verilmesin diye… Aynı Atatürk’ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı ise çalana, çırpana, stokçuya rüşvetçiye, kamu hakkı, kul hakkı yiyene acil tövbe önerisinde bulunuyor.
Ne diyelim “Fesuphanallah!”
Çok Okunanlar
Teğmenler 'Poz' vermedi!..
Devlet yetkilileriyle yapılan görüşmenin detaylarını anlattı...
BEDAŞ 5 Şubat'ta İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Anket sonuçlarında dikkat çeken sonuç!
İşte O Komutan!..
Meteoroloji ve AKOM'dan peş peşe uyarı! İkinci kar ne zaman yağacak?
Çetenin kilit isimlerinden Turan Yıldırım nasıl kaçırıldı? Film gibi operasyon..
Skandala imza atan Kanye West ve Bianca'nın konuşmaları deşifre edildi
Naci Görür'den deprem açıklaması! En güvenilir şehir neresi?
Mansur Yavaş ile ilgili dikkat çeken ön seçim iddiası