Sahte Diploma ile Saray Hayalleri

Eskiden sahtekârlık daha masumdu sanki. Süte su katan sütçüler, toz bibere renklendirici karıştıran pazarcılar… 

Yani en azından hangi sahtekâra denk geldiğini az çok bilirdin. Ama şimdi? Her şeyin sahtesi var. Hem de öyle bir noktaya geldik ki, neyin gerçek neyin sahte olduğunu ayırt edemez haldeyiz.

Bakanlık liste yayınlıyor: sahte peynir, sahte sucuk, sahte köfte… Maşallah gıda reyonunda Oscar’lık performanslar! Ama iş sadece yiyecekle bitmiyor ki… Sahte hocalar, sahte şeyhler, sahte tarikatlar… Cennetten arsa vaadedenler, müridini soyup soğana çevirenler, lüks arabalarda gezen “tevazu timsali” maneviyat tüccarları… Mürşitlerini afedersiniz badeleyen hocalar bile var!

Ve bunlar, artık “klasik” sahtekârlık kategorisine giriyor. Asıl tehlike, güvenmemiz gereken mesleklerin bile artık “acaba?” dedirtmesi.

Haftalardır gündem: Sahte diploma çetesi.

Parayı veriyorsun, hop e-Devlet’te bile görünen diploma eline teslim! 

İstediğin meslek mi? Buyur, menü geniş: İnşaat mühendisi, psikolog, doktor, dişçi, su ürünleri mühendisi… Hatta sahte hukuk diplomasıyla avukat, hâkim bile oluyorsun.

Ama asıl bomba iddia şu: Adam cumhurbaşkanı adayı olmak için sahte diploma almış!

Kim mi bu cesur(!) girişimci?

Sahte diploma skandalının patlamasına sebep olan Osmanlı torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu. İkinci Abdülhamit’in dördüncü kuşak torunu… 

Fesli pozları, Osmanlı tuğrası önünde çektirdiği fotoğrafları, lüks aracı ve arabadan inerken yardımcılarının halı sermesiyle tanınan zat-ı muhterem…

Çete lideri Ziya Kadıoğlu’nun savcılıktaki ifadesine göre, diploma Alsancak Partisi Başkanı Nuri Çelebi’nin talimatıyla hazırlanmış. Ve beyefendi, iddiaya göre, “Cumhurbaşkanlığı adaylığı” için bu diplomaya ihtiyaç duymuş.

Yani peynirin içine nişasta katmak, köfteye domuz eti basmak, piyasaya sahte para sürmek falan artık küçük mesele… Adam resmen ülkenin en yüksek makamına sahte belgeyle yürümeyi planlamış!

Tabii bunlar şimdilik iddia… Gerçekliği kayıtlarla ortaya çıkar. Ama şu cürete bakar mısınız? Osmanlı’ya methiyeler düzüp, Cumhuriyet değerleriyle kavgalı, Atatürk’e nefretini saklamayan “hanedan hayranları”nın hayalini süsleyen vizyon bu: Sahte diploma ile cumhurbaşkanı olmak!

Bu tayfa, dizilerden öğrendikleri tarihle elinde baltayla koltuk tepesinde zıplayan figüranları örnek alıyor. Atatürk’ün neden hanedanı tarihe gömdüğünü, neden Cumhuriyet’i kurduğunu, neden “muasır medeniyet” hedefi için ömrünü harcadığını anlamaları mümkün değil.

Yine de hatırlatalım: Öyle bir Cumhuriyet bırakmış ki, Osmanlı torunları bile onun kurduğu düzende cumhurbaşkanı olma hayali kurabiliyor. Sorun hayal kurmaları değil; sorun, bunun için çalışmak yerine “sahte diploma” yolunu seçmeleri.

Olmayacak. Ne cumhurbaşkanı olabileceksiniz, ne de sahte belgenin gücüyle ayakta durabileceksiniz.

Unutmayın: Düğünde takılan sahte altın bir gün idare eder, ama gerçeği ortaya çıktığında ömür boyu utanç bırakır.

Tüm boyalı sahtekârların boyası elbet bir gün kazınacak… Ve sadece hak eden, gerçek değeri olanlar, değerinin karşılığını bulacak.