Dünya Donald Trump’ın İngiltere’ye resmi ziyaretini konuşuyor… Bu sıradan bir ziyaret değil çünkü tarihte ilk defa ikinci dönem seçilen bir ABD Başkanı İngiltere’ye resmi ziyarette bulunuyor. Geleneksel olarak ikinci dönem görev yapan ABD başkanlarına devlet ziyareti daveti yapılmıyordu.
Bunun yerine devlet başkanları ikinci dönemlerinde Saray tarafından çay veya öğle yemeğine davet ediliyordu. Ancak Trump için bu gelenek bozuldu!
Peki Trump’ı özel kılan ve gelenekleri ayaklar altına alan bu resmi ziyaretin amacı neydi? Dünya basını daha çok işin magazinel boyutuna odaklandı. Ziyaret sırasında Kraliçe Camilla gelinine kızmış mı, Kate Middleton’ın elbisesi çok mu parlamış, özel yemekte kim kimi görmezden gelmiş… Oysa o şatafatlı sofraların gölgesinde dönenler, sadece çatal bıçak sesinden ibaret değil.
Aynı günlerde başka bir sarayda, İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump’ın oğlu Donald Trump Jr.’ı ağırladı. Sahi, ne işleri var bu aile bireylerinin saraylarda? Seçilmiş liderler bir yana, damatlar, dünürler, oğullar neden devlet adamlarıyla yan yana… Sadece küçük Trump da değil, ABD Başkanının kızı Tiffany de karasularımızda dolandı. Trump’ın kızı Tiffany, eşi Michael Boulos’la birlikte bu yaz Türk petrol patronları Ercüment ve Rüya Bayegan’ın Phoenix 2 adlı yüzen sarayında tatildeydi. Yatta şampanyalar patlarken, Michael’ın babası Massad Boulos (Trump’ın dünürü) Libya’da resmi temaslarda bulunuyordu.
Peki bu üçgende neler oluyor? Trump’ın oğlu, kızı ve dünürü bizi neden ilgilendiriyor ya da onlar neden bizimle ilgileniyor?
Baba Trump İngiltere’de Ortadoğu haritasını yeniden şekillendirmeye çalışırken, dünürü ve çocukları da Akdeniz’de yeni bir harita çizme derdinde… Donald Trump “Filistin’i tanırız” diyen İngiltere ile kraliyet kalelerinde nasıl bir diplomasi yürütüyor, zaman gösterecek. Ancak Akdeniz stratejisi ortaya çıktı bile… Üstelik bunu Amerika’nın en prestijli basın kuruluşu New York Times yazdı.
Libya yıllardır savaşın, parçalanmışlığın içinde. Ama petrol yerinde duruyor. O petrol de Trump’ın dünürünü, Türk milyarderleri, Dolmabahçe Sarayı’nı, İngiliz Kraliyeti’nin masalarını aynı hikâyede buluşturuyor.
Bilindiği üzere ABD Başkanı Trump, Michael Boulos’un babası Lübnanlı-Amerikan patron Massad Boulos’u önce Ortadoğu danışmanı, daha sonra ise Afrika temsilcisi yapmıştı. Trump’ın dünürünün Ortadoğu’da enerji ve yakıt işiyle ilgilenen herkesle yakın teması olduğu konuşuluyor.
Akdeniz’de doğalgaz savaşları, Libya’nın enerji varlıkları, Ortadoğu’da güçsüz küçük devletçikler planı; dünyada enerji savaşının yeni bir boyuta taşınacağını gösteriyor. Biz Trump’ın İngiltere’de onuruna verilen yemekte ne yediğini okurken, Kate Middleton’ın yemekte giydiği elbiseyi tartışırken asıl defile, saraylarda ve yatlarda sergileniyor. Kumaşı ipek değil, astarı petrol; mankeni prenses değil, dünür; podyumu kırmızı halı değil, Akdeniz’in masmavi suları.
Gerekli görüşmeleri yapan Trump durduk yere sosyal medya hesabından bir duyuru yaptı. ABD Başkanı, oğlunun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi ortaya çıkınca “25 Eylül’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Beyaz Saray’da ağırlamaktan memnuniyet duyuyorum” diye gönderi paylaştı.
Trump, “Cumhurbaşkanı ile, Boeing uçaklarının büyük ölçekli satışı, önemli bir F-16 anlaşması ve olumlu sonuçlanmasını beklediğimiz F-35 görüşmelerinin devamı dâhil olmak üzere birçok ticaret ve askerî anlaşma üzerinde çalışıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile her zaman çok iyi bir ilişkim olmuştur.” diyerek görüşme hakkında da bilgi verdi. Aman diyelim; sonunda bayram değil, seyran değil Trump bizi niye öptü diye hayıflanmayalım!
Üstelik bu temasların akabinde Trump ile Erdoğan’ın görüşmesi açıklandı. Zamanlama tesadüf mü? Önce oğlan sarayda, sonra baba zirvede… Eğer bu bir aile şirketi değilse, nedir?
Bir ailenin fertleri dört koldan “diplomasi” yapıyor. Bu mudur modern devlet yönetimi? Yoksa 21. yüzyılın en büyük aile şirketi mi kuruluyor gözümüzün önünde?
Ve biz hâlâ gazetelerin magazin sayfalarında Kate Middleton’ın elbisesini konuşuyoruz. Oysa asıl defile, saraylarda ve yatlarda sergileniyor. Kumaşı ipek değil, astarı petrol; mankeni prenses değil, dünür; podyumu kırmızı halı değil, Akdeniz’in masmavi suları.
Çok Okunanlar

Kavala'dan çıktım yola....

Erdoğan sonrası için parti kurmaylarından karamsar senaryo

Bahçeli paylaşımları nedeniyle tutuklanan Orkun Özeller'in ifadesi ortaya çıktı

Cumhurbaşkanlığı adaylık ofisinin başına kim getirildi?

CHP'nin Kurultay formülü hazır

Asena'nın 8 yıllık evliliği sessiz sedasız bitti

Okullar da boş kalacak

Yandaş medyada çarpıcı İBB davası kulisi!

Oğuz Kaan Salıcı'dan 'hayal kırıklığına uğrayacaklar' notuyla 'liste' açıklaması

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ‘300 Boeing uçağı’ iddiasını Trump doğruladı