Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,6207
Dolar
Arrow
34,8656
İngiliz Sterlini
Arrow
44,4914
Altın
Arrow
3046,0000
BIST
Arrow
10.058

Üfürükçüden medet umarsan at eti de yersin yamalı donla da dolaşırsın…

Artık rutin oldu bakanlık sürekli hileli gıdalarla ilgili liste yayınlıyor. Yediğimiz içtiğimiz hiçbir şey gerçek değil. 

Gerçi aldığımız sahte gıdaları alabilecek gücümüz de yok ya… 

Ekonomi dibe vurmuş. Sokakta güvenle dolaşmak hayal olmuş. Sağlık skandalları bitmiyor. Bebeklere bile kıyan çete var ülkede… 

Hani bir söz vardır; “İki ucu pisli değnek” diye vallahi değneğin tamamı pislenmiş tutacak yeri yok. Ama bütün bu olanların elbette bir nedeni var.

Ülkenin bu kadar batağa sürüklenmesinin tek nedeni din tüccarları, din simsarları. Müspet bilimden uzaklaşırsanız at eti de yersiniz yamalı donla da gezersiniz. Müspet ilimden uzaklaşma aslınca çok uzun yıllar önce başladı. 

Genç bir gazeteciyken koca koca siyasetçilerin, iş insanlarının medyum kapılarında kuyruğa girdiğini gözlemlemiştim. Siyasilerin bildiğiniz üfürükçü danışmanları vardı. 

Sanatçılar, futbolcular Memişlerin, Ketoların kapısında yatardı. Sonra zamanla daha büyük tarikat yapılarının ülkenin tüm birimlerine sızdığını gözlemledik. Tarikatlar ülkenin siyasi iktidarını belirliyor,anlı şanlı gazeteciler onların peşinden koşuyor, muhalefet liderleri bu tarikatların gücünden mahrum kalmamak için çabalıyordu. 

Sıradan halkın durumu daha vahim. Hatırlar mısınız bilem ama birkaç yıl önce Bursa’da bir tarikat şeyhi müritlerini badelediği için gözaltına alınmıştı. Badelemek derken bildiğiniz müritlerine oral seks yaptırıyormuş yani. 

Mahkemedeki tutanaklarda karısını tarikattan kurtarmak için dergâhı bastığını iddia eden bir adam hakime yalvarmıştı. “Yanlış yapıyorsunuz. Bu muhterem zattı vuracaktım. Ama onu tanıyınca hidayete erdim. Şeyhimin ilminin bu yolla tecelli ettiğini deneyimledim. O ulvi biri, bırakın onu…”  demişti!

Yani şeyh kadın erkek demeden tüm müritlerini badelemişti. Artık nasıl bir ikna yeteneği varsa ya da adamlar ne kadar cahilse, karısını kurtarmaya gelen adam bile… Tövbe tövbe!..

Halkın büyük bölümü hurafelerin peşinden koşmaya alışık. Çocuğumuz ders çalışmaz, sınava girerken okunmuş pirinçten medet umarız. İşimiz rast gitsin diye Telli Baba’ya tel sararız. Çocuğumuz olsun diye göbeğimize yazı yazdırırız. 

Yıl olmuş 2024 hala bu şaklabanların peşinde koşmaya devam ediyoruz. Her gün bu sahte hocaların skandallarını duymamıza rağmen gaipten medet ummaya devam ediyoruz. 

Daha dün Ankara Sincan’daki İsmailağa tarikatına bağlı Suffe Derneği isimli tarikat yurdunda, dini eğitim alan çocuk yaştaki 20 çocuğun eğitmenler tarafından defalarca darp edildiği ortaya çıktı.

Çocuk istismarları, dolandırıcılıklar… Hangi birini sayalım? İşin trajik tarafı ne biliyor musunuz?

Tüm Türkiye’nin tüylerini ürperten Narin Güran cinayetinde Jandarma Suç Araştırma Timi'nin (JASAT), Narin Güran’ın kaybolduğu dönemde yerini bulmak için 'üfürükçüye' gittiği ortaya çıktı. Narin’in kayboluşunun ikinci gününde, iki JASAT görevlisi, bir köy muhtarı ve bir korucubaşı üfürükçüye gitmiş! Olay, dava tutanaklarına da yansıdı.

Yani anlayacağınız bu devirde hala üfürükçünün, tarikat şeyhinin, medyumun peşinden koşarsanız başınıza gelenlerden şikâyet etmemelisiniz. 

Bu kadar cehaletle hareket edip muasır medeniyetten uzak kalırsanız kandırılırsınız. Bilime uzak kalırsanız, at eti de yersiniz domuz eti de… Kendinizi çağdaşlığa değil geri kalmışlığa teslim ederseniz, adalet de olmaz, cebinizde para da… Doktorunuza da güvenemezsiniz ekonomistlerinize de…

Tüm bunlara maruz kalmayın diye Mustafa Kemal Atatürk, tekke ve zaviyeleri kapamış, bilimi ışık olarak göstermiş ve insan gibi yaşayalım diye bize bir yol açmış. İşte bu sahtekarlar, bizi badelemek için, sahte besinlerle zehirlemek için, yol gösterme bahanesiyle lüks araçlara binip şatafatlı bir hayat sürmek için, bilimden uzaklaşıp rant sağlamak için Atatürk’ten nefret edip onu unutturmaya çalışıyorlar. 

Badelenmek istemiyorsanız Atatürk’ün açtığı yoldan başka yolunuz yok…