Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
46,8469
Dolar
Arrow
40,5798
İngiliz Sterlini
Arrow
54,2381
Altın
Arrow
4339,0000
BIST
Arrow
10.642

Ülkenin başını diploma yiyecek

Türkiye’de yıllardır aynı hikâye dönüyor:

Kimin diploması gerçek, kimin ki sahte?

Muhalefet yıllarca, “Erdoğan’ın diploması yok, cumhurbaşkanı olamaz” dedi.

Hükümet de “Diploma tartışması öyle değil böyle olur” deyip topu karşı sahaya attı. 

CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 31 yıl önce aldığı diploması iptal edildi! “Yatay geçiş, kontejan dışı, not ortalaması” derken hem diploması hem yüksek lisansı iptal edildi.

Diploma kavgaları siyasette fırtınalar estirirken şimdi yepyeni bir skandalımız oldu: “Sahte diploma soruşturması” 

Skandal öyle büyük ki, ‘kimin diploması gerçek’ sorusunu sormamıza neden oldu. 

Sahte diploma ve e-imza soruşturmasında ortaya çıkan detaylar karşısında insanın ağzı açık kalıyor.

Osmanlı torunundan, televizyon ekranlarında “psikoloji” dersi veren ekran yüzlerine kadar… Kimler kimler sahte diplomalıymış meğerse!

Tam bu sırada muhalefetten gelen iddia ortalığı iyice karıştırdı. Okları yeniden siyasete çevirdi.

CHP Dışişleri’nden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, emekli diplomat Namık Tan; eski MİT Müsteşarı, şimdinin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz’ın yüksek öğrenim dereceleri hakkında ciddi soru işaretleri olduğunu söyledi.

Tartışma bambaşka bir boyuta taşındı.

İnanın bunun hiç önemi yok. Ben siyasinin değil, güvenip canımı teslim ettiğim doktorun diplomasının gerçek olmasına bakarım!

Biz bu ülkede, okul işlerinin, soruların elden ele dolaşmasının, torpilin, kayırmanın cezasını çok çektik.

Daha geçen gün LGS skandalı yaşandı…

Bakan “Geri zekâlıya anlatır gibi anlatıyoruz, yok bir şey” dedi, ama soruşturma açıldı ortaya çıkan ise bir şeyler olduğuydu. Sonra gördük ki LGS soruları yine bazı ellerde dolaşıyor.

Eskiden de böyleydi.

Cumhuriyet tarihinin en büyük belası FETÖ, binlerce gencimizin hakkını yemedi mi?

Cemaat yurtlarında kalan çocuklara sorular ‘Abileri’ tarafından verilmedi mi?

Sınavlar geçirilmedi mi?

Diplomalar dağıtılmadı mı?

FETÖ gitti.

Peki şimdi kim yapıyor bunları?

Keto mu, Çeto mu?

İsim bulmak kolay, mesele kaybettiğimiz ahlakı bulmak!

Sahtecilikte, haksızlıkta, adam kayırmada, başkasının hakkını yemede öyle bir noktaya geldik ki…

Artık sosyal medyada dönen o videolar gibi hayatımız… Hani yapay zekaya yaptırılan  ve yaşanan olaylara Şeytan’ın bile ‘ben bu kadarını düşünmem’ dediği videolara döndü hayatımız.

Bugün kim gerçek psikolog, kim gerçek doktor?

Kim gerçek eczacı, orman mühendisi, maliyeci, kim avukat, savcı, kim hâkim?

Ve asıl soru: Kim gerçek insan? Bilmiyoruz…

Biz hep “Bu ülkenin en büyük derdi liyakat” dedik.

Ama anladık ki mesele liyakatsizlik değilmiş.

Meğer asıl mesele, diplomasız, eğitimsiz, hiçbir şey bilmeyen insanların; çaldıkları sorularla, çaldıkları diplomalarla, çaldıkları hayatlarla o koltuklara oturmasıymış.

O yüzden “Bir doktor bunu söyler mi?” diye şaşırmamız,“Bir eğitimci bunu yapar mı?” dediğimiz serzenişlerin anlamı yokmuş. Çünkü ne eğitimci eğitimci ne doktor doktormuş. Başkalarının önlüklerini kara tahtalarını çalanlarmış onlar…

Psikolog diye 4.500 TL muayene ücreti alan adam halı yıkamacı çıktı iyi mi? Diploması sahte…

Kazandıkları ile gerçek İran halısına basıyordur  ama akıl verdiği hastalar neye basıyor?

Peki hastanelerde, adliyelerde, okullarda bu sahte diplomalarla çalışanların verdiği kararlardan, eğittiği çocuklardan, yazdığı ilaçlardan ne bekliyoruz?

Artık mesele sahte diplomayı geçti.

Biz toplum olarak sahte insan olmaya başladık.

Şimdi size soruyorum:

Tüm bu skandalların gölgesinde kime gerçekten güveniyorsunuz?

Karşılaştığınız herkese kuşkuyla bakmıyor musunuz?

Gittiğiniz doktorun o okulu gerçekten bitirdiğine emin misiniz? Yazdığı ilacı alacak mısınız?

Sizi trafikte çeviren polisin, sahte ortaokul diplomasıyla akademiye girip girmediğini biliyor musunuz?

Hakkınızı savunan avukatın hukuk fakültesinden mezun olduğundan emin misiniz?

Ya karar veren hâkimin?

Sahte tarikat liderlerine, sahte şeyhlere alışmıştık da… Sağımıza solumuza baktığımızda… Herkesten süphelenecek, kimseye güvenimiz kalmayacak kadar bir sahtekarlığın içinde olduğumuzu idrak edememiştik, yazık…